jinyoung

441 57 32
                                    


Jinyoung arabayı küçük bir dükkanın arkasına park edip arabadan indi. Jaebum hemen arkasındaydı. Jae, Brian ve Kunpimook başka bir arabada bekleyecek ve beklenmedik bir misafir gelmesini engelleyeceklerdi. Onlar bu dükkanı hallederken Mark, Jackson, Yugyeom, Wonpil, Dowoon ve Sungjin de diğer dükkanı halledeceklerdi. Eğer planladıkları gibi giderse her şeyi halletmek için yeterince paraları olacaktı. Jaebum ve Youngjae onun güvende olup olmamasıyla ilgili bir tartışmaya girmişlerdi. Jaebum onun evde kalmasını sağlamış olsa da Youngjae'nin yüzünden ona sinirli olduğunu anlamıştı. Jinyoung da yol boyunca Jaebum'a yaptığının yanlış olduğunu zırvalayıp durmuştu ama Jaebum, Nct'ye karşı risk alamazdı. Youngjae'ye ne yaptıklarını biliyordu. Eğer onu o hale getirebiliyorlarsa daha da kötü yapabilirlerdi.

Jinyoung dönüp Jaebum'a baktı ve yüzünün soluk olduğunu gördü. İki gündür böyleydi. Aklından nedenini sormak geçti ama pek iyi bir zaman olmadığını hatırladı. Derin bir nefes aldı ve onun omzunu sıktı. "Jaebum-ah...eve gidince biaz konuşalım olur mu?" Jaebum yavaşça elini itti. "İyiyim ben...bir şeyim yok." Jinyoung kaşlarını çattı. Ona kötü olduğunu söylememişti, neden aniden kendini koruyordu ki? Jinyoung derin bir nefes alıp başını salladı ve hafifçe omuz silkti.

İçeri girdiklerinde Jaebum kasada duran kıza doğru eğildi ve sessizle konuştu. "Nct'nin tahsilatını almak için geldik." Kız ona bakıp hızlıca başını salladı ve alt raftan bir torba çıkarıp onlara uzattı. Jaebum torbayı alıp gülümsedi. "Para umarım eksiksizdir. Yoksa fazlası için gelmek zorunda kalırız." Kız hızlıca başını salladı ve zorla gülümsedi. Jaebum Jinyoung'a başıyla işaret edip mağazadan çıktı.

Jaebum elindeki torbaya bir göz attı. İçinin yüzlük banknotlarla dolu olduğunu görünce yüzünü bir gülümseme kapladı. Elini Jinyoung'un omzuna atıp gülümsedi ve paraları ona uzattı Jinyoung parayı alıp güldü ve göz devirdi. Torbayı arabanın arkasına attı ve arabaya bindi. Jaebum arabayı çalıştırıp üç kere kornayı çaldı ve gaza bastı. Arkasında diğerlerini görünce gülümsedi, yine de içinde bir sıkıntı vardı.

Diğerleriyle birlikte eve vardıklarında Youngjae ona bakmadan yanından geçti ve getirdikleri paraya baktı. "İyi kazanmışsınız!" Kıkırdayıp başını salladı. Herkes gülümsedi. Yemek yemek için aşağı indiklerinde ikisi yalnız kalmıştı. "Youngjae...üzgünüm bebeğim." Youngjae omuz silkti, artık umrunda değildi çünkü Jaebum asla değişmiyordu. Uzanıp onun elini tuttuğunda Youngjae başını kaldırdı ama elini çekmedi.

"Jaebumie, seni ne kadar sevdiğimi inan kelimelerle anlatamam. Sen beni ben yapan kişisin, sen olmasaydım ailemin kontrol ettiği bir kukladan ibaret olacaktım. Sen...beni o hapishaneden kurtardın Jaebumie, ama yaptığın şey onların yaptığının aynısı." Jaebum konuşmak için ağzını açınca Youngjae başını sağa sola salladı. "Beni korumaya çalışmıyorsun, yaptığın şey bu olsaydı sana asla hayır demezdim. Sen, beni kilitlemeye çalışıyorsun, kimse beni bilmesin diye uğraşıyorsun. İnsanlar kaybolduğumu sansın istiyorsun ki güvende kalabileyim. Ama bu işe yaramıyor Jaebum. Sen, beni kurtardığını iddia ediyorsun ama tek yaptığın beni bir hapishaneden alıp diğerine sokmak! Lütfen...lütfen artık bunu yapma. Bunu yapma yoksa..." Jaebum'un kaşları çatıldı. "Yoksa ne Youngjae?" "Yoksa eve dönerim Jaebum."

~

SONUNDAYOUNGJAEDEKONUŞUYOREVET

Bir de bana birkaç yorumla hikayenin gidişatını sevip sevmediğinizi belirtir misiniz? Çok mu yavaş? Çok mu hızlı? Sıkıcı mı?

💚

-light

seoul driftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin