15.

3.1K 178 21
                                    


Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
.
.

"Ve Erkin 62 puan"

Edebiyat hocası,gözlüğünü boyalı tırnaklarıyla tek bir hareketle geriye itip elleriyle oynayan çocuğa alttan bir bakış attı.

"Bazılarınızın notları çok düşük ama bunlar klasikleşen kişilerin klasik notları. Aralarında çok dikkatimi çeken,olmaması gereken notlarla karşılaştım." Biraz durup ona dönen çocuğa baktı. "Erkin teneffüste yanıma gel"

"Tamam" Erkin boğazını temizleyip konuşsa da sesi hayli kısık çıkmıştı.
Bir de bunu takıp iyice yerinde küçülürken hocasının hâlâ ona baktığını hissediyordu.

Erkin hocasının sınıfa karşı bitmeyen nasihatlerini,alttan alttan aşağılamasını ve arada ona tepeden bakan gözlerini koca bir ders saatiyle geride bırakmıştı.

Hoca çıkabilirsiniz dedikten sonra dosyalarını ve çantasını alıp çıkış kapısına doğru yürüdü. Erkin isteksizce hocasını takip ederken,klasik yangın merdiveninin orada durmuşlardı.

Ceyda,elindeki çantayı omzuna takıp bahçeye çıkan öğrencilerde gezdirdi gözlerini.
Ardından yanında duvara yaslanmış başı önüne eğik öğrencisini izledi.

"Ben ne desem bilemiyorum. Notların güzeldi Erkin. Umutluydum."

"Bir dönem notum kötü gelince umudunuz kalmadı mı bana karşı" Erkin, hocasının sözünü hızla kesip yere bakarak konuştu.

"Hayır eğer cümlemi devam ettirmeme izin verseydin,hâlâ umutlu olduğumu da arkasından söyleyecektim. Her neyse. Diğer dönem için şimdiden çalışmaya başla. Güzel bir şekilde mezun ol. Kaynak kitaplara da bakarız beraber. Ben yardımcı ol-"

Erkin'in ağzından bir hah sesi çıkarken istemsizce güldü.
Hocasının tekrar sözünü keserken umurunda değildi saygı falan.

"Ben okumayacağım. Yani ha iyi not almışım ha kötü not,fark eder mi?"

Hocasının gözleri dedikleriyle gitgide büyürken,Erkin aldırmamaya çalışıp önüne döndü.

Bir an önce sınıfına gidip sırasına gömülmek ve her şeyden kendini kamufle etmek istiyordu.

"Neden peki?"

Tam dudaklarını aralayacakken durdu Erkin,ne demeliydi?
Annem evde para lazım olduğu için beni okutmak istemiyor mu?
Bunu derse çok ezilir büzülürdü kendi içinde. Ayrıca hocasının acıyan, hüzünlü yüz ifadesini görmekte istemiyordu.

"Okumak istemiyorum. Ee zaten istediğim mesleğe de okusam da okumasam da başlayacağım."

Hocası gözündeki gözlüğü yavaşça çıkartırken,Erkin onu süzen bedenden yüzünü çevirdi.

"Hangi meslek?"

"Aşçılık"

Hiç düşünmeden aklına gelen ilk kelimeyi söylemişti.
Düşünürse hocası şüphelebilirdi.
Ve Erkin biraz da olsa yemekleri güzel yapardı. Bir sorun olmayacağını düşünüyordu.

"Erkin aşçılığı zevk olarak da yapabilirsin. Ne bileyi-"

"Hocam ben daha farklı bir meslek sahibi olmak istemiyorum. Gerçekten. Teşekkür ederim düşünceniz için ama kararım değişmeyecek. Ve ben şuan aşırı açım,yemek yemek istiyorum. İzninizle."

Hocası ne diyeceğini bilemeyen bir ifadeyle ona bakarken mahcup haliyle özür dileyip arkasını döndü.

Belki o cümleleri kurmaması gerekiyordu ama olan olmuştu işte.
Bir şey demese hocası çıkış saatine kadar konuşur, öğüt verirdi.

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin