54.

1.3K 96 19
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
.
.

Elindeki telefona derin bir nefes alıp baktı. Ardından tekrar bıraktı.
Bunu kaçıncı kez yapmıştı,bilmiyordu.

Ama günü söylerse eğer 2 gün olmuştu.
Evet,iki gündür telefonunu eline alıp geri bırakıyordu.
Google'a okulunun ismini yazmıştı.
Altta hem müdür'ün hem yardımcısının numarası vardı.
Eli hep numaraya gidiyor,sonra geri çekiliyordu.

Dizlerini biraz daha kendisine çekip çenesini dizine yasladı.
Sonra yüzünü yan yatırıp bahçeyi izledi.

Arayıp ne diyecekti.
Onu düşünüyordu bir de.
'Hamileyim' dese direkt müjde gibi olurdu.
Telefonun ucundaki adama bunu demekte saçmaydı.
Şaka yaptığını bile düşünebilirdi. Yüzüne de kapatabilirdi.
Yüzüne kapatsa iyi olurdu aslında. Hiç uğraşmak zorunda kalmazdı.
Ama bir yanıda bunu istemiyordu.

Oflayıp kafasını iki yana salladı.
Mesaj atmak da aklına gelmişti.
Ama böyle bir şey mesajla aktarılır mıydı?

"Ne düşünüyorsun böyle?"

Oturduğu yerde sıçrayıp mutfak kapısına doğru döndü.
Sait gülerek ona bakıyordu. Elindeki topraklı eldivenlere baktı.
Az önce çiçek dikmişti.

"Hiç."

Eldivenlerini çıkartıp, karşısında duran masaya yürüdü.
Sandalyelerden birini çekip yorgun bedenini üzerine bıraktı.
"Sevdin sen bu alanı."

Gülümsemeye çalışırak kafasını salladı.
Balkona serilen tek renkteki siyah halıya, ardından üzerine oturduğu çiçekli mindere baktı.
Sait dün sabah yaz geldiği için,balkonun bir köşesine oturma yeri ayarlamıştı.
İlk oturan da Erkin olmuştu.
Sevmişti bu alanı.
Rahattı.
Rahat olduğu içinde geceyi burada geçirmişti.
Böcek ve kuş seslerinden dolayı pek uyuyamamıştı.
Böcek ve kuşlar olmasada düşünmekten uyuyamazdı. O yüzden sorun olmamıştı.

"Bir kaç saate dışarı çıkarım."

Eldivenlerle uğraşan adam ona doğru döndü hızla.
Güldü,buna.
Hiç dışarı çıkmamıştı kendi başına.
İki yada üç defa çıkmıştı o da babası yada Sait ile idi.

"Neden?"

Gergin oluşunu çaktırmamaya çalışarak omuz silkti.
"Hiç sıkıldım evde. Biraz gezer gelirim."

Kaşlarını çattı.
"Bende geleyim. İstanbul'un diğer ucundasın. Hiç bir yeri bilmiyorsun ki?"

Dudaklarını birbirine bastırdı.
Beraber gidemezlerdi.
"Buralarda olacağım. Şey...Biraz yalnız kalmak istiyorum."
Eli ensesine gittiğinde,bir şey söylemek için dudaklarını aralamıştı Sait.
Ama sonra kafasını salladı.

"Eve geri geliş yolunu bilemezsen beni ara. Tamam?"

Kafasını salladı.
Ardından biraz daha oturup ayağa kalktı.
Elindeki telefonu bir güçle sıkarak odasına yürüdü.
Odasına girdikten sonra kapısını kapattı.
Gerginlikle bir o yana bir bu yana yürürken şimdiden kalbi güm güm atmaya başlamıştı.
Dişleriyle dudaklarına yaptığı işkenceye devam ederken telefonunu açtı.

Bu konunun telefonla konuşulmayacağını anlamıştı.
Yüz yüze konuşacak ve orada bitirecekti.

Telefonunu açar açmaz gözünün önüne gelmişti telefon numarası.
İki gündür böyleydi.
Öyle ki,numarayı ezberlemişti.
Titreyen baş parmağını numaranın üzerine getirip bastı.

Bağlanma sesini uzunca bir süre duydu.
Kuruyan dudaklarını ıslatıp yutkundu.
Nefessiz kalmış gibiydi.
Bağlandığında ise konuşamadı. Dili yoktu sanki.

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin