53.

1.2K 97 12
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
.
.

Bir soğuklukla ürpererek gözlerini açtı.
Üzerindeki kırışmış pikenin içerisine kollarını sokup içten kıvırarak boynuna kadar çekti.
Üşütmüştü.
Biraz öyle gözleri kapalı durduktan sonra hatırladıklarıyla gözlerini açtı.

Hamileydi...

Üzerindeki örtüyü hışımla atıp oturur vaziyete geldi.
Koskoca bir hafta vardı.
Bu haftanın çabucak geçmesini istiyordu ama geçecek gibi değildi.
O hastaneden çıkalı sadece saatler geçmişti.

Ve gördüğü saçma kabusta midesini bulandırmıştı.
Bu hafta cidden zor geçecekti onun için.

Gördüğü kabus karnındaki bebek ile ilgiliydi.
Karnı şimdiki gibi dümdüz değil,kocamandı. Devasa büyüklükteydi.Tabiki bu ona göre öyleydi...
Ve annesi geliyordu kabusuna. Karnının o halini görüp çıldırıyor,ona yaklaşıyordu.
Neden orada olduğunu bilemese de kendisi merdivenlerde duruyordu. Annesi ise yaklaşıp onu itiyordu.
Çığlık çığlığa merdivenlerden yuvarlandıktan sonra hiç bir şey olmamış gibi gözlerini karnına çeviriyordu. Ve karnının şimdiki  halini görüyordu.

Buna ne tepki vermeliydi?
Kalkmış karnına bakmış ve geri yatmıştı.
Ve şimdi de uyanmıştı.

Gözlerini ovup ayağa kalktı.
Masadaki telefonunu eline alıp,saate baktı.
Gece kolaydı. O an kendisinde değildi ve utanmamıştı.
Ama şimdi Sait'in yanına gitmek onu utandırmıştı.
Odada dolanıp duruyordu. Saate tekrar baktığında yirmi dakikadır odada dolandığını fark etti.
Gözlerini devirip üzerini değiştirdi.
Dünyanın sonu değildi ya onunla konuşması.

Hadi babası neyse,işteydi.
Evde olsa ve işe gitmese bu odadan günlerce çıkamazdı.
Ama Sait evde vardı.
Hem de her zaman. Çekinmesine de gerek yotku. Çünkü araları çok iyiydi.
Sorun olacak bir şey yoktu.

Derin bir nefes alıp kalbinin hızlanmasını umursamayarak kapısını açtı.
Etraf sessizdi.
Sanırım balkondaydı yine.
Ama yine de bütün odalara baka baka mutfağa geçti.
Göz göze gelmeyi geciktiriyordu bu halde.

Balkon kapısının açık olduğunu,önündeki uzun perdenin savrulmasını görürken, tahmin ettiği gibi olduğunu anlamıştı.
Perde ve camın ardından sarı bir kafa görünüyordu.

Yüzünü eğip balkona çıktı.
Çıkar çıkmaz,telefonuyla ilgilenen adam ona bakmıştı.
Gözlerini kaçırıp,yüzünü daha da eğerek sandalyeye oturdu.
Masadaki kahvaltılıklara baktı.
Hepsi daha yeni gelmişti belli oluyordu.
Balın üzerinde bir toz bile yoktu.
Tereyağı daha donuktu.
Onu ekmeğine sürmek için bayağı zahmet harcayacaktı yine.
Tazecik ve sulu sulu olan dometes ve salatalığa da bakıp eline çatalını aldı.
Üzerindeki gözler çekilmemişti.

Umursamamaya çalışıp salatalığa çatalını batırdı.
"İyi misin?"
Ağzına götürdüğü çatalı geri çekip tabağına koydu.
Değildi.
"İyiyim"

Bu cevabından sonra tekrar bir sessizlik oluşmuştu.
Bu işine geldiği için,kahvaltısını yapmaya başladı.
Sait'te ona eşlik etmişti.

Doyduğunu hissettiğinde,elindeki çay bardağından bir yudum aldı.
Dudaklarını yaladı.
Aklına gelen şeylerle Sait'e döndü.
Telefonundan dizi izliyordu yine.

"Şey..." Kendisine hemen bakınca elindeki bardağı bıraktı.
"Babam bir şey dedi mi?"

"Ne için?"
Dik dik baktı. Neden olduğunu biliyordu.
"Hastaneden eve geldikten sonra benim hakkımda bir şey dedi mi?"

Elindeki telefonu bırakıp kafasını iki yana salladı.
"Hayır,gelir gelmez sen gibi odaya çekildik. Uyuduk sonra hiç bir şey konuşmadan."

Erkin,yavaşca kafasını salladı.
Babası normalde de kendisiyle konuşmuyordu ama hastaneden çıktıktan sonra iyice kesmişti bağı.
Tabi Erkin böyle düşünüyordu.

"Sen biliyor muydun çift cinsiyetli olduğumu?"
Ne kadar şaşkın da olsa suratı öğrendiğinde,sorma ihtiyacı hissetmişti.

"Hayır. Hiç bahsetmedi baban böyle bir şeyden." Durup yutkundu.
"Sen bu eve neden geldin?"

Erkin, yüzünü eğdi.
Unutmak istedikleri, konuşmak istemediği ne varsa önüne çıkıyordu.
Kaçışı yoktu.
En sonunda konuşulacaktı işte.
Ellerini birbirine doladı.
'Neyse' dedi. Şimdi konuşup,bir daha hiç konuşmazdı.
'Böyle bir şey sorulur mu?" diye düşünmezdi daha fazla.

"Çift cinsiyetli olduğum için gelmedim. Düşündüğün aksine..."
Dudaklarını büzdü.
"Imm hamile olduğum için falan da değil. Belki böyle bir şey olacağından annemin haberi bile yok."
Gerçek olmayan bir gülümseme yerleştirdi suratına.
"Çok karışık ya. Nereden başlasam ondan öncesi var gibi hissettiriyor. Annem bir adamla çekindiğim fotoğrafları görmüş,kağıt üzerinde."
Dikkatle dinleyen adama baktı.
Buna gerek yoktu. Ayrıntılı anlatmayacaktı.

"Onları gördüğü vakit ben bir adamla geceyi geçirdim. Sonra eve geçtim. Öyle kavga- pardon öfkesini kustu bana karşı. Baban gibisin falan dedi. Bende bir şey diyemedim tabi ne diyeceğim. Ve işte babamı aramış,git dedi evden. Bende gittim. Buraya geldim." Omuz silktiğinde, karşısındaki adama baktı.

"Hiç bir şey anlamadım." Güldü.
Ama bir şey de demedi.

"Annen baban gibi olduğun için mi gönderdi seni? Eşcinselsin..."

Kucağındaki eli koluna tırmandı.
Eşcinsel mi değil mi tam bilmiyordu. Ve üzerinde de bir zamandan sonra durmamıştı.
"Evet. Eşcinsel miyim değil miyim bilmiyorum tam."

"Anladım."
Ağzındaki ekmeği çiğnerken masadaki bir yere odaklanmıştı. Düşünüyordu.
"Şerefsiz kadın." Daldığı noktadan gözlerini çekmeden konuşmuştu.
"Muhtemelen babana özendiğini falan düşünüyordur."

Önündeki boş kirli tabağı biraz iteledi.
Sandalyesini masadan biraz geriye çekip, oturduğu yerden kalktı. Bağdaş kurarak geri oturdu.
"Peki karnındaki bebeğin babası kim? Bir adamla geceyi geçirdim dedin,o mu?"

Kafasını salladı.
"Nerede o şimdi? Haberi var mı bu durumdan?"

Erkin,kaşlarını çattı.
Ne gerek vardı buna?
Olmuş bitmişti işte.
"Gerek yok buna."

"Ama ona haber vermelisin. Sonuçta tek başına yaptığın bir şey değil bu."
Kafasını iki yana salladı.
"Hayır istemiyorum. Onu fazla tanımıyorum. Telefon numarası bilmiyorum."

"Evi?"

"Gerek yok. Bilmiyorum evinin adresini. Hem istemiyorum hamile olmam hakkında konuşmak."
Omuzlarını kaldırıp indirdi.
Nedim nereden çıkmıştı şimdi?

"Konuşmayacaksın ki. İleride pişman olmamak için ona haber vermelisin. Sonuçta yarın bile ne olacağını bilmiyoruz."

"Bunun için pişman olmam." Dedi ve sustu.
Ne dese,ileride pişman oluyordu.
Ama böyle bir şey için pişman olamazdı.
Uzaklaşmışlardı.
Bir daha karşılaşmayacaklardı.
Nedim'in onu unuttuğunu bile düşünürken,tekrar kendisini hatırlatmak istemezdi.
Hemde böyle bir konuda.

Kendi kendine tekrar omuz silkti.
Sait kahvaltılıkları kaldırırken,eline telefonunu aldı.
Güç tuşuna basıp kilitsiz ekranı açtı.
Ekranı yana kaydırdığında hamilelik hakkında bir kaç öneride bulunan sayfaları görmüştü.
Göz devirip telefonunu kapattı.

Ne düşünse,ne söylese sosyal medyada onunla alakalı şeylere rastlıyordu.
Anlamsızdı.

Bir süre sonra aklına gelenlerle kapalı telefonuna döndü.
O müdür yardımcısıydı.
Okulla iletişime geçerse onun telefonuna bağlanırdı direkt.
Yutkundu. Belki de haber vermeliydi.
Bunu duyunca istemediği söylerse ki söylerdi.
Kendisi de istemediğini söyleyip kolayca anlaşırlardı.
Geriye pişman olmak gibi bir durumda kalmazdı.

Başını yana eğip kollarını göğsünde birleştirdi.

........
Son

Hadi sizi bir yan yana getireyim.
Kavuşun.


Verta.

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin