59.

1.2K 97 17
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
.
.

Yatak eşyalarını toparlarken acelesizdi.
Böyle yaparak vaktin biraz daha geçmesini sağlıyordu.

Yaptığı saçmalıktı açıkçası.
Çünkü babası işe gittikten sonra uyumuş fazla olmadan 3 saat gibi bir süre sonra kalkmıştı.
Ve yarım saattir de odada oylanıyordu.
Ama böyle olmazdı. Vakit geçmezdi.
Babasının gelmesine 10 saat vardı neredeyse.
Ve gelene kadar da burada vakit geçiremezdi.
Ayrıca bu evden de öyle hemen çıkamayacaktı.

Günlerce belki de haftalarca kalacaktı.
Kesin değildi, Nedim ona gün ismi belirtmemişti.
Akşama gitmeyecekti.
O yüzden burada kalmak saçmaydı.

Etrafı biraz daha hızlanarak toparlayıp odadan çıktı.
Çekingence etrafı inceleyip lavaboya yürüdü.
Elini yüzünü yıkadıktan sonra oradan çıktı.
Koridoru adımlayıp oturma odasına baktı,sonra mutfağa yürüdü.

Oturma odasına baktığında geceki konuşmalar aklına gelmişti.
Mutfak kapısından girip,balkona gözlerini çevirdi.
Oradaydı.
Dudağını dişleyip buzdolabını açtı. Soğuk su şişesini çıkartıp bir bardağa döktü.
Onu tezgaha koyarken kahvaltısını yapan adamı da bir yandan gözetliyordu.
Şişeyi buzdolabına koyup bardağı alarak balkona çıktı.

Sait'e dikkatli bakmamaya çalışıp karşısındaki boş sandalyeye oturdu.
Elindeki sudan bir yudum alıp, kaçamak bakışlarla yemeğini yiyen adamı izledi.
Gülmeyen yüzü,bir şeylerin olduğunu hemen belli ediyordu.
Saklama ihtiyacına girmemişti.
Bu durumda da hiç bir şey olmamış gibi yapamazdı,Erkin.

Sarı kalın telli saçların alnına dökülmüş haline bakarken, gözleri yemeğinde olan Sait bir anda kendisine döndü.
İrkilerek gözlerini kırptı.
"Bir şey mi oldu?"
Evet.
"Hayır.Dalmışım."

Hızla onun için koyduğu boş tabağı eline aldı.
İçine bir iki kahvaltılık koydu.
Canı pek bir şey yemek istemiyordu.
Tabağını önüne koyup, çatalını eline aldı.

"Karnındaki ve sen iki kişisiniz. Ye şunları da,sabah yaptım."
Masanın ortasındaki poğaçalara baktı.
Hamburger ekmeği gibiydi. Ve ortasından açılmıştı. İçinde yeşil zeytin, kaşar peyniri ve domates vardı.
Sait,iki tanesini alıp onun tabağına koydu.

Erkin, şaşkınlıkla onu izledi.
Şaşırması hem tabağına koyduğu koca poğaçalaraydı,hem de onunla samimi bir şekilde konuşmasınaydı.
İlgisi onu içten içe mutlu ederken, tabağındaki fazlalığı takmadı bile.
Tombul poğaçalardan ne kadar canı istemese de bir ısırık aldı.

Soğuk davranır kendisine falan sanmıştı.

"Erkin,geceki konuşmaları takma tamam mı? Öylesine konuştuk."

Ortasına geldiği poğaçayı elinden bırakıp, ağzındaki parçayı çiğnedi hızlıca.
Sonra Sait'e baktı.
Demek ki bu konuşmadan o bahsedecekti.

"Özür dilerim sizi dinledim. İstemeden oldu. Kendim hakkında duyduklarım beni oraya çiviledi."
Elindeki çatalı bırakıp kendisine ciddiyetle baktı. Yüzü hâlâ gülmüyordu.
"Baban gece uyuyamadı. Biraz oturmaya karar verdik. Konuşma konuşmayı açtı derken sen konu oldun. Bahsettiklerimize gelirsek takacak gibi duruyorsun. Babana biraz zaman ver. Mutlaka eskileri aşacak ve sana gelecektir. Sapasağlam bir bağ kuracaktır. Sana çok değer veriyor."

"Tabi öyle olacaktır,buna eminim. Babamın bana değer verdiğinin farkındayım. Ama bunlardan çok takıldığım nokta sen. Yani üzgünsün. Nedeni o çocuğu yanınıza alamaman değil mi?"

"Öyle. Ama neyse ya. Sorun değil."

Erkin,kafasını iki yana salladı.
"Sorun bence. Bunun için özür dilerim. Ben olmasam-"

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin