73.

1.3K 95 20
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
Sevişiyorlar kardeşim. Hadi iyi okumalar.
.
.

Kuş sesleri kulağına kadar gelirken gözlerini araladı.
Ek olarak başka sesler de geliyordu.
Eliyle gözlerini ovalayıp yan tarafına döndü.
Gece Nedim ile yan yana uyumuşlardı.
Başka seçenekleri de yoktu. İki çadır almak saçmaydı ve dışarıda yatmak da olmazdı.
Çadır büyük olsada yattıklarında aralarında az bir mesafe kalmıştı.

Yanındaki boşluğa baktı. Sonra üzerindeki Nedim'in örtüsüne gözlerini çevirdi.
Elini o örtünün üzerinde gezdirip oturur vaziyete geldi.

İlgisi bu sıcağa ek yüzünü kızartmıştı.
Sıcaktan gece boyu terleyen yüzüne elini sallayıp, köşedeki çantaya elini uzattı.
O sırada dışarıdan gülüşme sesleri gelmişti.
Bu dün geldikleri vakit gördükleri kızların gülme sesiydi.
O kadar çok gülmüşlerdi ki,kimin sesi ayırt edebiliyordu.
Hızlıca üzerindeki kıyafetleri çıkarttı.
Beline kadar sıyrılan atletini düzeltip kafasından yeni bir tişört geçirdi.
Ama böyle de çok daralmıştı.
Tişörtü çıkartıp kapalı çadır fermuarından gözlerini ayırmadan atletini de çıkarttı.
Sonra tişörtü geri giyindi.
Altına da fazla kısa olmayan kot şortunu giyindi.
Ayağa kalkıp tişörtün eteklerini çekiştirdikten sonra çadırın fermuarını açtı.
Dışarı çıkıp geri kapattı.

Güneş tepelerinde parlıyordu.
Ona gözlerini kısıp elini alnında siper ederek baktı.
Dün ayaklarını soktuğu göle çevirdi yüzünü.
Işıltılı bir parıltısı vardı.
Göl tam ortalarındayken çevresi taşlarla kaplıydı.
Mesafe arttıkça yabani otlar dahil oluyordu küçük taşlara.
Ondan sonrası bol bol ağaçlık ve birazda çimendi.
Sevmişti burayı.

Çadırlarını ağaçlık alana yerleştirmişlerdi.
Ağaçlar gölge yapıyordu.
Arada esen ağaç yaprakları ise iç gıcıklayıcıydı.

Gözlerini kahvaltı hazırlayan Nedim'e çevirdi.
O zaten ona bakıyordu.
Yaptıklarına bakarken,o da baştan aşağı onu süzmüştü.
Çıplak bacaklarında gözlerini fazla tutması kıpırdanmasını sağlamıştı.
Nedim, gözlerini gözlerine çıkartıp konuştu.

"Yüzünü yıka gel. Kahvaltı yapalım."
Kafasını sallayıp göle doğru yürüdü.
Gölgeden güneşe çıkması yüzünü eğmesini sağladı.
Taşlı yere oturup göldeki berrak sudan avucuna doldurup yüzünü yıkadı.
Bunu taşlı kısımda yapmıştı.
Bir kaç kez daha aynı şeyleri tekrarlayıp ayağa kalktı.

Şortun bel kısmı çok rahatsız etmişti.
Fazla sıkıyordu.
Çok normaldi aslında. Aylar önce almışlardı şortu.
Ve o zaman karnı daha bu kadar şişkin değildi.
Nedim'in yanından geçip onun sorgulayıcı bakışları eşliğinde çadıra tekrar girdi.
Şortu çıkartıp eşofman giyindi.
Yazlık ve bol olduğu için sorun yaşamayacağını düşünüyordu.

Çadırdan çıkıp yere konulan mindere oturdu.
Nedim'de katlanır sandalyede oturuyor,bardaklara sıcak su dolduruyordu.
Ona yardım etmek yerine fazlaca aç olduğu için önüne konulan kahvaltılıkları yemeye başlamıştı.

Yemeye devam ederken önüne çayı da konulmuştu.
Nedim'e dönüp teşekkür edercesine gözlerini kırptı.
Gülümseyip yan tarafına döndü.
Cezveye koyduğu tek yumurtayı içinde kaynar su varken çıkartıp cam kaba koymuştu.
Çayından bir yudum alıp onu izledi.
Yumurtanın kabuklarını soyduktan sonra tekrar kaba koymuş bıçakla dörde kesmişti.

"Al."
Cam kabı önüne koyduktan sonra tuzda serpti üzerine.
"Biraz sert ama en iyisi buymuş."
Ona bakıp önündeki kaba döndü.
Eline bir parça alıp ağzına attı.
"Sende ye."

"Yerim."
Nedim'de eline çatalını alıp ağzına bir salatalık alırken önüne döndü ve yemeğine devam etti.
Ama tam o anda yine o kızların gülme sesleri kulağına ulaşmıştı.
Oraya dönüp baktı.
İki kız gülüşerek onlara bakıyordu.
Daha doğrusu kendisine.
Gözlerini kısıp önüne dönerken kızlardan birinin sesini duydu.

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin