62.

1.3K 98 31
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
Her gün bölüm atmak güzel ha..
.
.

"Öyle katlarsan fazla yer kaplar."

Pantolonunu dörde katlarken Sait'in yanında konuşmasıyla ona döndü.
Ve elindeki pantolona baktı.
Katlarını açıp Sait'e çevirdi gözlerini tekrar.
Burnunu kırıştırdı.
"Nasıl yapacağım?"

Sait elindeki tişörtü bırakıp pantolonu önüne çekti.
İki katladı ve kenara koydu.
"Böyle daha az yer kaplar."

Kafasını sallayıp yaklaşık on tane olan dağınık pantolonlardan birini önüne çekti.
Gösterdiği gibi katlayıp katlı kotun üzerine koydu.
Bir diğerine de aynı işlemi yaparken dudaklarını araladı.

"Yardım için teşekkürler."

"Ne demek."
Elindeki son tişörtü de hızlıca katlayıp diğer bir tişörte geçti.
Sonra durdu.
"Üzerindekilerle mi gideceksin?"

Erkin kafasını sallayıp mırıldandı.
"Hmm"

Bu cevapla elindekini de katladı.
"Banyodaki eşyalarını da kontrol et. Jeli de götür."

"Tamam."

Eşyalarının büyük çoğunluğunu toplandığında Sait odadan çıkmıştı.
Yerde katlı duran kıyafetlere bakıp,iç çamaşırlarını toparladı.
Hepsine şöyle bir baktıktan sonra odasından çıktı.
Tek tek bütün odaları dolaşarak almadığı bir şey kaldı mı diye kontrol etti.
Bir iki gördüğü eşyasını yerden,koltuktan toparladı.
O an duygusallaşmıştı.

Ne kadar da alışmıştı buraya.
Önemsemeyip etrafa eşyalarını yayacak kadar alışmıştı.
Dolu dolu gözlerle banyoya ilerledi.
Oradan da eşyalarını peçeteye sarıp bir çantaya topladı.
Yıllardır yaşadığı evde bile bu kadar dağılmamıştı.
Özenle eşyalarını toplamamıştı.
Her şeyi geride bırakıp gitmişti.

Geride bıraktığı,zorunda kaldığı annesi kardeşi aklına geldi.
Üzüldü içten içe.
Kardeşi ne durumdaydı?
Annesi daha mı mutluydu?
Düşünceleri onu daha da üzerken çabucak toparlanmaya çalışıp kafasını iki yana salladı.
Topladığı eşyalarıyla banyodan ayrıldı.

Odasına geçip bez valizin fermuarlarını açtı.
Bu ona yeterdi.
En alta pantolonlarını sonra da iç çamaşırlarını yerleştirdi.
Çantayı bir köşeye tişörtleri de onun yanına koydu.
Az bir boşluk kalırken,açık fermuarı kapattı.
Dizlerinin üzerinden kalkıp valizi odasının kapısının yanına koydu.
Sonra odadan çıktı.

O valizin içindeki her bir eşyayı babası almıştı.
Kendi evinden olduğu gibi elleri boş çıkmıyordu bu sefer.
Bir eziklik hissetmeyecekti.
Babasına bunun için teşekkür etmeyi unutmamaya çalışıp, Sait'in yanına mutfağa yürüdü.

Balkondaydı yine.
Yanına çıkıp boş sandalyeye kendisini attı.
Cam çaydanlıktan kendisine çay koyup esmeyen havaya baktı.
Güneş cıvıl cıvıldı.
Ağaç yaprakları zor hareket ediyordu.
Dışarıda neredeyse kimse yoktu.

"Çok sıcak."

"Aynen. Bu yıl bu sıcakla birlikte sivrisinekler de fazlalaştı. Her yerim ısırık."
Sait,ellerini çıplak dizine götürüp kırmızı noktayı kaşıdı.

Onu izlemeyi bırakıp çayından bir yudum aldı.
Masadaki telefonu titrediğinde,Sait konuşmuştu.

"Şort vereyim mi? Gerçekten çok sıcak. Onu giy."

"Gerek yok ya."
Telefonunu açıp ekranda görünen mesajı okudu.
Gözleri yavaş yavaş açıldı.
"Nedim hazırsan alacağım diyor. Erken bitmiş."

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin