22.

2.7K 142 28
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
.
.

Okula yavaş yavaş giderken kalbi gümbür gümbür atıyordu.
Bu aralar bu hızlı hızlı atmasına alışmıştı.
Garip gelmiyordu.
Kafasını yana çevirip gülümsedi.

Elindeki kabı kolunun altına koymuş etrafını tek eliyle sıkıca sarmıştı.
Sanki çok önemli bir şeyi etraftan koruyormuş gibi koruyordu.
Evet koruyordu.
Elindeki çok çok önemli bir şeymiş gibi.
Değildi aslında,pastaydı sadece.
Ama koruyordu işte.

Koşarak da gidebilirdi okula ama ya pasta sallanır da bozulursa. Adama öyle veremezdi ya.
O yüzden yavaşca temkinli bir şekilde yürüyordu.

Okulun bahçesine nihayet geldiğinde kapanmış demir kapıyı biraz aralayıp içeriye girdi.
Gözleri güvenlik görevlisi ile çarpıştığında adamın ona sinirle baktığını gördü. İçinden göz devirmek gelsede mahçupça gülümseyip okula doğru yürümeye başladı.

Islak zeminde kaymamaya özen göstererek adımlarını attı.
Gece sabaha karşı şiddetle yağmur yağmış gök gürlemişti.
O bilmiyordu ama kardeşi kahvaltıda büyük bir heyecanla gök gürlemesini elleriyle göstererek anlatmıştı.

Yağmurun izleri ise kendisini güzelce belli ediyordu.
Yol kenarlarında küçüklü büyüklü salyangoz,ıslak zemin,koca ağaçların yapraklarında biriken damlalar ve çamurlu ayakkabılar.

Çamurlu ayakkabılarının yanlarını yere sürtüp aynı anda küfür ederken gözleri su birikintisinin olduğu kaldırım kenarına çarptı.
Oraya yürüyüp etrafa baktı. Herkes dersteydi. Sadece güvenlik görevlisi vardı. O da ilk ona bakmış sonra işine dönmüştü.

Berrak suya çamurlu ayakkabılarını bastırıp hareket ettirdi. Az biraz temizlendiğinde diğer ayakkabısını da bulanık suya bastırdı.
Aynı zamanda da arkasından sesli ayak sesleri gelirken o daha kafasını arkaya çevirememiş yere dizlerinin üzerine sertçe düşmüştü.

"Oğlum kovalama lan. Çocuk düştü."

Arkasından hızlı nefes sesleri ve ona karışan kahkahalar kulaklarına ulaşırken küçük su göletine sertçe kapanan ellerine baktı.
Dizleri zeminle sertçe buluştuğu için acıyordu,elleri de öyle tabi. Bu acıya eklenen az ileriye düşen kapalı kaptı.

Gözleri kaptan ayrılmazken arkadaki sesler azalmıştı.

"Aaa gay olan çocuk?"

Sakınan göze çöp batardı.
Bu atasözü bu olay için geçerli miydi?
Belkide..

Yutkunup kapağı kapalı yan dönmüş kutuya baktı içi acırken.
İyi olan tarafı kapağının hâlâ kapalı olmasıyken,kötü olan tarafı ise tahminiyle pastanın bozulmuş olmasıydı.

Dudaklarını ısırıp hızla ayağa kalktı.
Yerdeki kutuya doğru ilerlerken omzuna dokunan eli hissetmesiyle o eli savurup yerdeki kutuyu aldı.
Kutunun kapağını hiç açmakla uğraşmadan ve yanındakilere bakmadan yürümeye başlarken yüzlerine bakmadığı kişiler yine onu durdurdu.
Öfkeyle karşındaki kişiye gözlerini çevirdi.
Bu çocuk sürekli karşısına çıkmak zorunda mıydı cidden..
Orada,burada,şurada her yerde dibinde bitiyordu.

"İyi misin?"

"Çekil şuradan bir"

Önündeki çocuğun,yanında duran kişi gözlerini kısıp onu izlerken, sakinleşmeye çalışıp acıyan ellerine gözlerini dikti.
Parmak uçları beyaz renkten kırmızıya dönsede kanamıyordu.
Sanki saatlerce soğuğa maruz kalmış gibi sızlıyordu elleri.

"Bak,Erkin. Bir dizin kanıyor. İsteyerek olmadı."
Yanındaki arkadaşını gösterip "bu piç yüzünden. İttirdi beni."

Kafasını sallayıp gitmeye çalıştı ama tekrar tutulmasıyla ağlarcasına ofladı.
Gitmek istiyordu.

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin