94.

1.1K 72 7
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
Özledik birbirimizi..
.
.

Susadığını hissederek yutkundu.
Rahatsızlıkla kıpırdanıp gözlerini araladı.
Etrafa bakarken aklına gün içinde yorgun düştüğü için dinlenmek isteyerek koltuğa oturduğu an gelmişti.
Ondan sonrasını hatırlamıyordu.

Ellerini terleten, sıcak koltuğa bastırıp kendisini geriye doğru çekip,oturur vaziye geldi.
Koltuğa ikindi vaktinde geçmişti. Şuan ise gece olmuştu.
Tek tül perde çekili olduğu için camdan karanlık havayı görebiliyordu.
Geceydi ama kaçtı saat?

Fazla uyduğu için aval aval bir süre koltuğa doğru baktı.
Gözlerini kırptı.
Sonra başını kaldırmadan gözlerini kapıya doğru çevirdi.
Nedim neredeydi?
Geldiğini biliyordu ama hiç ses yoktu. Odalardan bir ışık yansımıyordu.

Geldiği hakkında kesin konuşması da o günkü tartışmadan sonra,her zamanki gibi okula gidip gelmeye devam etmesi yüzündendi.
Yani,geç gelmiyordu yada başka bir yerde geceyi geçirmiyordu.

O günden sonraya gelirse ise,kendisine karşı olan yaklaşımı değişmişti.
Her zamanki gibi değildi.
Kendisiyle konuşmaya çalışmıyordu.
Erkin bir şeyler sorarsa, konuşmak isterse konuşuyordu.
Aynı anda yatağa gitmek için kalk manasında göz kırpmıyordu.
Yan yana durmayıp,tensel temasta bulunmuyordu.

Aklına getirdiği şeyler mutsuzluğuna, mutsuzluk katarken şuanki durumuyla ağlamaya başladı.
Burada uyumuştu evet ama, kalktığında odalarında olurdu.
Orada gözünü açardı.
Nedim onu buradan kaldırmamıştı.

Onu yakan koltuktan kalkıp yavaşça odanın çıkışına yürümeye başladı.
İki yanında duran ellerini sıkıp kapısı kapalı odaya baktı.
Ardından kapısını açtı.
Karanlığa alışkın gözlerini yatakta yatan bedende gezdirdi.
Öylece yatıyordu.
Ağlaması artarken dudaklarını birbirine bastırıp rahat bıraktığı parmaklarını eşofman üzerinden tenine geçirdi.
Gerçekten uyuyordu.
Yalnızca...

O günden sonra özür bile dileyememişti.
Gerçi özür dilese bile bir şey değişmez gibiydi.
Demişti onları.

Geriye dönüp banyoya yürüdü.
Ağlamasının geçmesi için su yeterliydi.
Banyoya girdikten sonra buğulu gözlerle aynadan kendisine baktı.
Musluğu hafifçe açıp avuçlarına doldurduğu suyu yüzüne çarptı.
Bir kaç kez bunu tekarlayıp yüzünü silmeden bekledi.
Yüzünden boynuna oradan da tişörtüne kadar sular iniyordu.

Lavabo mermerine bastırdığı elini çekip çenesindeki rahatsız edici suyu sildi.
Yüzünü yıkaması iyi gelmemişti.
Yüzünü buruşturup acımaya başlayan kalbinin üzerine elini yerleştirdi.

En son böyle bir his evindeyken olmuştu.

Kalbi sıkışıyordu.Ellerini lavaboya yaslayıp gözlerini bulunduğu yerde gezdirdi.
Huzursuzlukla dudakları aşağı doğru düştü.
Tek bir sesin duyulmadığı çevresine tekrar baktı. Gözleri kayar gibi olurken sinirle yürüyüp banyonun kapısını sert bir şekilde kapattı.

Nasıl rahatça uyuyabilirdi?
Hep böyle mi olacaktı artık?
Kendisini düzgünce bile ifade edemiyordu.
Özür dilemek isterken bile daha da hata yapar mıyım korkusu vardı.

Kapattığı kapı sonrası bir ses bekledi.
Gelmediğinde dolap kapaklarını açıp kesici bir şeyler aradı.
Aylar önceki yaptıklarını yaparsa belki bu huzursuzluğu geçerdi ve yeni bir güne normal bir şekilde kalkardı.

Gözüne parlak gri bir şey çarptığında onu kendisine çekti. Cımbız olduğunu görünce geri itti.
Biraz daha bakındıktan sonra kapaklı jiletlerden birini aldı.
Onu eliyle açmaya çalışıp açamayınca dudaklarına götürdü.
Koruyu kapağı dişleriyle söküp jileti bileğine yanlamasına tuttu.
İç kısımına değil yine düz tarafına yapacaktı yapacağını.
Ağzına metalik bir tat dolarken jiletin küçük bir kısmının kırmızı olduğunu gördü.
Ağız içini kesmişti sanırım.

Erkin,farkında olmasa da bunlarla uğraşması bile kalbindeki ağrıyı azaltıyordu.

Jileti tenine bastırıp çekti.
Ne fazla derince ne silik bir soyulmaydı bu.
Çizdiği yer ilk kırmızılaştı. Sonra çizdiği yerlerden minik minik kan sızmaya başladı.
Onun artışına bakarken yanına küçük bir çizik daha attı.
Jileti bırakıp kaşınan yanaklarına elinin tersini sürttü.
Yanaklarına bulaşan tuzlu sıvı rahatsız etmişti.
Kanayan bileğini üzerine silip banyodan çıktı.

Oturma odasına gitmek yerine dakikalar önce kapattığı ikisinin odasının kapısını açtı.
Yattığı pozisyon değişmemişti.
Işığı açmadan odanın içerisine girdi.
Kapıyı geri kapatıp banyodan gelen gece lambasının ışığını kesti.
Ellerini sıktıktan sonra yatan bedene yürüdü.

Sırt üstü yatıyordu.
Üzeri çıplaktı.
Gözlerini kırpıp yatağa dizlerinin üzerine oturdu.
Kendi yattığı yere uzaktı.
Oturduğu kısım Nedim'in dizlerinin dibiydi.

Kurumuş boğazını temizleyip Nedim'in kapalı gözlerine baktı.
Ama sanki açık gibiydi de. Karanlık olduğu için tam anlayamıyordu.
Yüzünü izlemeye devam ederken konuştu.

"Özür dilerim."
Fısıltıyla konuşup dilini dudaklarında gezdirdi.
Nedim'in düzgün nefes alış verişleriyle kısıkça tekrar konuştu.
Konuşması hırıltılıydı. Ağlamaya çok yakındı.

"Sinirli olduğum zaman dediğime dikkat etmiyorum. En son suçlanacak kişi senken bir anda ağzımdan onlar çıktı."

Gök gürültüsüyle susup gözlerini cama doğru çevirdi.
Dışarıda ne oluyor göremiyordu ama camdan gelen tık tık seslerle yağmur yağdığını anlamıştı.

Dizlerinin üzerinde oturduğu için ayakları uyuşmuştu.
Geri Nedim'e dönüp hafif hafif bedenini sallandırmaya başladı.

Camdan gelen sesler artarken Nedim kıpırdandı.
Onu dikkatle izledi.
Yatağa koyduğu elini saçlarına götürüp kaşıması ve sonra yattığı yerde iyice sırt üstü dönmesini uykulu gözleriyle izledi.

Bir kaç saniye sonra onun kıpırtısı kesildi.
Ve tok sesini duydu.
"Erkin?"
Sorgulu sesiyle yerinde sallanmayı durdurdu.

"Ne yapıyorsun orada? Bir şey mi oldu?"
Dirseklerini yatağa yaslayıp biraz yatakta havalandı.

"Uyuyamıyorum."

Bunu dedikten sonra odada sadece yağmur sesleri duyulmuştu.
Bir süre konuşmadan birbirlerine baktılar.

"Beraber uyuyalım?"

Dediği gerçek miydi?
Yutkunurken yüzünü izledi.
Sonra masumca kafasını salladı.

Nedim bozulmamış taraftaki örtünün ucundan tutup açtı.
Erkin dizlerinin üzerinde yükselip açtığı yere girdi.
Nedim'in tek elini ona doğru uzatırken bulunca kollarına girdi suratındaki gülümsemeyle.

Sanırım kendisinin dediklerini bir kez daha görmezden gelecekti.

Sıcak göğsüne yüzünü gömük huzurlu bir şekilde gözlerini kapattı.
Üzerine örtü örtülürken, örtünün üzerinden kollarda kendisine sarınmıştı.

........
Son

Sondaki hallerine bakar mısınız lütfen?
Çünkü onların evinde huzur var...

Bu arada önceden de demiş olmam lazım.
Lütfen biriyle tartışacağınızda o kişiden uzaklaşın.
Sonucu mükemmel oluyor.
Karşısınızda Nedim yok. O yüzden güzelce uzaklaşın.

Verta.

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin