81.

1.1K 97 6
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
.
.

"Abla?"
Fısıldarcasına konuştuktan sonra ablası dalgın halinden çıktı.
Zor açabildiği gözlerini kardeşinde gezdirdi.

"Girebilecek miyim acaba eve?"
Yorgun haliyle konuşması, kapıda bekleyen ikiliyi geriye yürüttü.
Daha doğrusu Erkin geriye yürümüş,neredeyse Nedim'in arkasına geçmişti.
Nedim ayaklarını yere çivilemiş gibi hareket etmiyordu.
Yumruklarını sıkarak öfkeyle ablasına bakıyordu.

Bütün eskiden dediği cümleler, nasihatler gelmişti aklına.

"Bu yüzünün hali ne?"
Derin nefesler alırken ablasının bitik haline baktı.
Yine o kalkık omuzları düşmüştü.
O bedenen yıkılmaz görünüşü, dokunulmaz havası da yoktu.
Özenle hazırlayıp üzerine geçirdiği kıyafetleri kanlı ve buruş buruştu.

"Eve alacak mısın?"
Aynı şeyleri söyleyip durması üzerine geriye çekildi.
Ablası önceden çıkarttığı ayakkabıları sayesinde hemen eve girdi.

Sanki daha önce gelmiş gibi yürüyüp oturma odasına girmişti.
Erkin, Nedim'e bakarken onun oturma odasına yürümesiyle onu takip etti.
Nedim ışığı yakıp ablasının oturduğu koltuğa oturdu.

"Söyle artık neden dövdü yine?"
Ablası ona enteresan gelecek bir şekilde şaşırmış ona bakmıştı.

"Kim?"

"Kocan?"
Patlayan dudaklarını birbirine bastırmaya çalışıp gözlerini kaçırdı.
"Uyuyalım hadi. Ben burada yatarım."

Erkin sanki görünmüyordu o an.
İkiside sadece birbirine bakıyor, konuşuyordu.

"Yatmadan önce açıkla yoksa bu sefer gerçekten o pisliği öldüreceğim."
Ablası tamda olması gereken gibi davranıp halıya çevirdiği yüzünü hızla ona çevirmişti.

"Salak salak konuşma delirtme beni. Ben sana önceden de dedim. Aramızda olanlar. Karışma diye."

"Nasıl böyle biri olabilirsin? Ben anlayamıyorum. Seni canı ne zaman isterse dövüyor. Buna izin veriyorsun."

"Evlilikte olur bunlar."

"Gerçekten annemin kızısın."
Kafasını iki yana sallayıp içi gidermiş gibi yüzü buruştu.
Yüzündeki kanlar kurumuştu.
Gözlerini, patlamış dudağında, morarmış gözlerinde ve kızarık elmacık kemiklerinde gezdirdi.
Bu halde olmasına rağmen kocasını destekliyordu.

Elini uzatıp çenesini tuttu kendisine çevirdi.
Yanağındaki morluklarda elini yavaşça gezdirdi.
Ablasını bu halde görmesi her zaman zoruna gidiyordu.
Her zaman bu durumla karşılaşıyorlardı.
Onun öfkesini ablası yatıştırıyordu.
Bir gün yine dağılmış halde eve geldiğinde kendisini tutamamış ablasının kocasını dövmüştü.
Ablası bilmiyordu tabi.
Adama da bir daha ablasını o halde görmeyeceğini söylemişti.
Ama ne olduysa tekrar dağılmış halde bulmuştu ablasını.
Adamda deli cesareti vardı.
Ablasından aldığını düşünüyordu bu cesareti.

Ondan sonra da devam etmişlerdi işte..
Yine ve yine aynı şeylere.

"Polise gidelim. Bu sefer kendin git demiyorum. Birlikte gidelim."
Ablası kafasını iki yana salladı hızlıca.
"İyiyim ben. İstemiyorum böyle bir şey."

Elini ablasının yanağından çekti.
"Boşan o zaman. O adam istemezse yıllar önce telefona aldığımız kayıtları mahkemede sunarız. Yüzünün halini zaten görürler. Avukat arkadaşım da-"

"İstemiyorumun nesini anlamıyorsun sen? Bu eve her zaman konuştuklarımızı konuşmak için mi geldim ben? Birazcık uyumak istiyorum. Sonra gideceğim."

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin