65.

1.2K 86 18
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
.
.

"Bera,arkadaşında kalır mısın kızım?"

Oynadığı oyuncaklarla ilgilenmeyi bırakıp yüzüne düşen uzun sarı saçlarını omuzlarına çekti.
Omuz silkti.
"Sen bir yere mi gideceksin?"

"Evet. Kısa bir işim var. Sonra geleceğim."

"Tamam,olur. Geç kalma ama fazla annesi bize kızıyor."

Betül kafasını sallayıp kızının saçlarını okşadı.
"Hadi kıyafetlerini değiştir. Çıkalım"
Bera ayağa kalkıp odadan çıkarken arkasından o da çıkmıştı.
Odasına ilerleyip çantasını aldı eline.
Ve onun için aşırı önemli olan kağıtları çantasının içine yerleştirdi.

Dudakları kıvrılırken odadan çıkmıştı.
Kapının önüne yürüyüp topuklularını giyindi.
Kapıyı açıp bir kaç saniye kızını bekledi.
Sonra sabırsızca bağırdı.
"Hadi Bera.Alt tarafı pijamalarını çıkartıp eşofman giyeceksin."
Dudakları bağırdığından dolayı aralıktı.
Kızı koşturarak yanına gelip ayakkabılarını giyindi.

Birlikte dış kapıdan çıktılar.
Betül kapıyı kilitledikten sonra çarprazındaki daireye yürüdü.
Arkasından kızı geliyordu.
Zili çalmak yerine, kapıyı tıklattı.
Kapıda kocaman kağıtla 'bebek uyuyor,zile basmayın' yazıyordu.
Göz devirirken saçlarını arkasına doğru savurdu.

Kapıyı açan kendisinden bir kaç yaş büyük kadınla yapmacık bir şekilde gülümsedi.
"Canım."
Kadında aynı şekilde gülümserken kızına baktı.
Buraya tekrar getirdiğini anlamıştı.

"Canım?"
Sorarcasına konuşan kadınla Betül daha da gülümsedi.
"Küçük bir işim var da. Bera,Yağmur ile vakit geçirse olur mu hayatım?"

Kadın içinden 'bizim evden çıktığı mı var' demek istese de komşuluk diyerekten kafasını salladı.
Düşman edinmek istemiyordu.
Huzurlu bir hayatı vardı.
"Kalsın tabi. Bunu sorma bile bozuşuruz.Yağmur çok sever senin kızı."
Dediğinde tatlı tatlı gülen kız annesinin elini bırakmış aralık kapıdan içeriye girmişti.

Betül, üzerindeki baskı kalkmış gibi hissederken rahatlıkla nefeslendi.
Kızını seviyordu ama bazen sade yük gibi geliyordu ona.
"Çok sağ ol. Bir ara gel ama evde kahve içelim. Dedikodu yaparız."

Kadın kafasını salladı.
Ama içinden onaylamıyordu.
En son evine kahve içmeye gittiğinde oğluna vurduğunu ve küfür ettiğini görmüştü.
Artık bahanelerle evine gitmeyecekti.
Oğlanın masum bakışları kalbini ağrıtmıştı.
O çocuklarını el üstünde tutarken,en ufak yaralanmalarında içi acırken bu kadının iki çocuğuna da kötü davrandığını görmüştü.
İçi acımıştı. Kendi çocuğu olmayan oğlanı o evden çekip almak istemişti.
Şimdilerde görmüyordu.

Bu çocuk hakkında düşünmesini sağlarken, kaşlarının çatılması soru işaretleriyle kaplı kafasını belli ediyordu.

"Ben gidiyorum o zaman. Bay."
Betül arkasını dönüp merdivenlerden inerken,kadının üzerinde gezinin bakışlarını hissederek katı indi.

Apartmandan ayrıldıktan sonra otobüs durağına kadar yürüdü.
Durağa geçip,kısa bir beklemenin ardından otobüs gelmişti.
El kartını çantasının küçük gözünden çıkartıp otobüse bindi.
Boş bir oturağa geçerken kafasını cam tarafına çevirmişti.
Otobüs hareket ettikçe zaman zaman yüzüne güneş vuruyor,sonra gölge çöküyordu.

Yine okula gidiyordu.
Erkin'in okuluna. Bu ikinciydi.
Bu sefer tehditlerini fazlalaştıracak,takmazsa da o okulda o an ne kadar öğrenci varsa hepsine ellerindeki kağıtları gösterecekti.

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin