57.

1.2K 90 15
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
Medyada ben Erkin'i gördüm. Tamamen o yani. Ona uygun yüzü bulamıyorum ama şu fotoğraf onu anlatıyor.
.
.

Kesik kesik aldığı nefeslerle,onları tutmaya çalışarak karşısında oynatılan filmi izliyordu.
Elindeki kahveyi yudumlayıp yavaşça kafasını yanına çevirdi.

Yanında babası ve Sait vardı.
Sait kendisinden tarafa oturmuştu.
Babası da onun diğer tarafındaydı.
Üçü ikili uzun koltuğa oturmuş,yine film gecesi yapıyorlardı.

Her zaman ki sarmaş dolaş hallerine göz atıp yüzünü önüne çevirdi.
Kahveden bir yudum daha aldı.

Sait'le bebek meselesini dün kapatmışlardı.
Belki de o öyle sanıyordu.
Dün aldığı karardan sonra uzun saatler geçmişti.
Artık hastaneye gitmeyecekti.
Bitmişti.

Ve babasına da bunu dün akşam işten geldikten sonra söyleyecekti.
Tabi buna cesaret edebilseydi.
Bir türlü söylemesi gereken ortamı,ânı yakalayamamıştı.

Zaman geçtikçe ise daha da geriliyor, söyleme istediği kaçıyordu.
Bu yüzden de huzursuzdu.
Babası bebeği aldırdığını düşünüyordu şuan.

"Erkin,cips yesene."
Kahvesine bakan gözlerini hızlıca çekip babasına döndü.
Sanırım eski samimiliğine gidiyorlardı.
Dudaklarını yukarıya kıvırıp kafasını iki yana salladı.

"Böyle iyi." Diyip loş ortamda onu izleyen ikiliye gülümsedi.
Babası peki dercesine kafasını eğip önüne dönerken,Sait dudaklarını aralayıp babasından biraz kendisine doğru kaymıştı.
Kulağına yaklaşırken onu şaşkınlıkla izliyordu.

"Bugün ikinci kahven,Erkin. Bebek kaybolmadı. Bir nevi onu kabul ettin. Kahve zararlı."
Burukça gülümseyip geriye çekildi.
Babasının kolunu tekrar omzuna atmasını sağlayıp kendisine baktı.

Boğazına kadar gelen dolulukla yutkunmaya çalıştı.
Elindeki yarısını içtiği kahveye baktı.
Çenesini sağa sola dudakları kapalı olacak şekilde oynatıp bir yudum daha aldı kahveden.
Kabul etmişti ama kendisi için değil.
Bebeğe göre yaşamını yaşayamazdı.
Kahve içmek istiyordu ve içecekti.

Hem neden zarar görsündü ki bebek?
Çok mantıksız geliyordu.

Kahvede kafein olmasına rağmen,bunu bilerek bir yudum daha aldı.
Nedensiz gözleri yaşarmıştı.
Kahveyi hızlı bir şekilde bitirip masaya koydu.
Daha doğrusu çarparak koydu. Babası ve zaten ona bakan Sait tuhaf tuhaf ona bakmıştı.

Kısıkça özür dileyip koltuğa geri yaslandı.
Bir kaç saat önce eline aldığı telefonunu tekrar aldı.
Ani bir kararla dün sessize aldığı telefonu sessizden çıkardı.
Telefona giriyordu ama Nedim'le konuştuğu uygulamaya özenle girmeyi reddediyordu.
Gözünün önündeydi ama değildi de aynı zamanda.

Sessizden çıkarır çıkarmaz bir sürü bildirim yukarıda göründü.
Hepsi önemsiz bildirimlerdi.
Haber sitelerinin kısa haberlerini, fatura ile ilgili mesajları yukarıdan silip beklediği ama beklememezlikten geldiği kişiden gelen mesaja tıkladı.

N: Erkin,ne engellemesi Allah aşkına? Neden beni kendinden uzaklaştırıyorsun? Mutlu oldum. İstediğimi elinin tersiyle itmediğin için teşekkürler.
Ama hayır,o da olmaz. Kabul edemem. Yanımda istiyorum seni. Bebeği. Yanımda olman lazım ki, sorumluluğumu yerine getirebileyim. Sana yardımcı olayım. Ne ihtiyacın varsa 'bebek' ile ilgili o ihtiyacını gidereyim. O yüzden lütfen beni itme.
Dün-17.52

Gözlerini kırptı.
Mesaj daha bitmiyordu.

N:Demek istediğim benimle yaşa,Erkin. Sana bir şey yapmam. Zarar vermem. Ama lütfen düşün bunu. En iyisi bu. Birlikte yaşayalım.
Dün-23.08

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin