19.

2.6K 154 21
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
.
.

Bıçağı son kez ekmeğinde gezdirip reçel kavanozunun içine bıraktı.
Hızlı hızlı ağzındaki ekmeği çiğnerken çay bardağındaki tüten buhara üfledi.
Acelesi neydi bilmiyordu ama yine hoşuna gitmeyen bir şey olacak ve evden sinirle çıkacaktı.
Bunu hissediyordu.

Tam o anda annesi elindeki küçük çantayla mutfak tezgahına ilerledi.
Ağzına yeşil zeytin atıp bir yandan da annesini gözetliyordu.
Tost makinesine iki ekmek koyup yemek masasındaki peynir tabağını aldı.
Bunu yaparken hiç oğlundan tarafa dönmemişti kadın.

Erkin,yeni yeni fark ettiği kardeşinin beslenme çantasıyla geriye yaslandı.
Annesi kardeşine beslenme çantası hazırlıyordu.
Özenle!

Neden ikisine de farklı davranıyordu?
Erkin bunu ne kadar düşünse de çözüme ulaşamamıştı.
Kendi içinden 'son çocuk daha fazla sevilir. Bu hiç bir yerde geçerli olmayan bir kural' diyerek ayağa kalktı.

Bütün enerjisi çekilmiş bir biçimde hol'de duran çantasını sırtına attı.
Sessizce evden dışarıya çıkıp,apartmandan ayrıldı.

Kaldırımdan yürüye yürüye okula varmıştı.
Ceplerindeki ellerini çekip dolu okul bahçesine girdi.
Girer girmez zaten gerilmeye başladığından kafası istemsiz eğildi.

Kendi ismini duyduğunda başını kaldırmadı ama dinledi konuşanları.
Tahmin ettiği konuşmaları duyduğunda rahatlıkla merdivenleri çıktı.

Bu seferde okulda gay olmadığıyla ilgili konuşuyorlardı.
O kızlar çabucak yaymıştı demekki okula.
Zaten istediği buydu,değil mi?
İnsanların artık yakasını bırakması,onun yanına boş boş gelmemelerini istiyordu.

Kötü şöhret'e sahip gibiydi...

Bu dediğine sırıtıp saçını kulağının arkasına kıvırdı.
Sınıftan içeriye girdiğinde onu itip sınıftan çıkan kızla etrafına baktı.

"Erkin bir çekil ya"

İşte bu yeterliydi.
Tanınması,kim olduğu bilinmesi, popüler olması...

Kitaplarını çıkartıp elleriyle oynarken oturduğu sıranın temiz olduğu gördü.
Yazılan küfürleri silmişlerdi..
Sınıfa hoca girdiğinde sileni bulmak için verdiği çaba sonlamıştı. Etrafa bakmayı kesip önüne döndü.

Sırasına oturan müzik hocası önündeki kağıtlarla uğraşıp imzalarken, kafasını kaldırıp öğrencilerine baktı.
Gözü direkt ona bakan çocukla çarpışırken gözlerini kıstı.
Bu çocuk günlerdir herkesin eleştirisine aldığı öğrenciydi.

"Erkin"

"Efendim hocam?"

Ellerinin arasındaki kağıtları toplayıp masasının ucuna koydu.
İşaret parmağıyla kağıtları işaret ederken ayağa kalkıp akıllı tahtanın çıkmış fişini taktı.

"Bunu bir Nedim hocaya götürüver."

Sorgulayıcı bakışlarla ayağa kalkıp hocasının masasına yaklaştı.
Eline kağıtları alıp kaşlarını çatarak sınıf kapısına doğru yürürken bilgisayarın açılma sesi gelmişti.

Koridorda Nedim hocasının odasına yavaş yavaş giderken,elindeki kağıtları inceledi.
Okulun çevresi çit ile çevrilecekti ve bunun için öğretmenlerden imza toplanıyordu.
Uzun yazılardan bunu anlayan Erkin,oflayıp kağıdı gözlerinin önünden çekti.

Okul zaten hapis gibi hissettiriyordu.
Öğrencileri ve öğretmenleriyle birlikte..
Bir de buna çit ekleniyordu.
Kaçmak isteyen zaten her şekilde okuldan kaçardı.
Saçma ve gereksizdi yani.
Hocalarının öğrencileri kullanmaları da cabasıydı.
İçmek istedikleri çayı bile 'alıver' diyerek hallediyorlardı ya..

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin