33.

1.6K 97 15
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
.
.

Çalışma masasına koyduğu kitapları elinde tuttuğu çantaya yerleştirip derin bir nefes aldı.
Çantasının açık fermuarlarını kapatıp sırtına taktı.
Yerdeki eşofman altını ve üstünü elinde dertop edip dolabının açık kısmından fırlattı.
Ardından ayaklarına çorap geçirip odasından çıktı.

Bugün kahvaltı yapmayacaktı.
Kantinden yiyecekti bir şeyler.
Öğlende Korhan'la dışarıda yemek yiyeceklerdi.
Çok heyecanlıydı.
Heyecanlandıran Korhan'la yemek yiyecek olması değildi.
Daha dün aldığı maaşıyla yemek yiyecek olmasıydı.

İlk maaşını almıştı.
Asgari ücret olmasada ve almaması gereken parayı alsada mutluydu.
Korhan'a kalsa asgari ücretten bile fazla para verecekti.
Ama haketmesi lazımdı önce.
Çalışalı bir ay bile olmamıştı ve dükkanda o kadar işlek değildi.
Korhan ise bunları umursamayıp zengin oluşunu kullanıyordu.

Fazla parayı geri çevirdiğindeki yüz ifadesi yine aklına gelirken sırıttı.
Düz koridoru yürüyüp mutfağa girmeden dış kapıya doğru yürüdü.
Çelik kapıyı açtığında arkasından adım sesleri gelmişti.
Hızlı olmaya çalışıp ayakkabısının tekini ayağına geçirdi.

"Nereye?"

Bağcığındaki eli dururken,sorulan soruya yüzünü buruşturdu.
"Okula anne. Başka nereye olacak?"

"Dön bana."

Duyduğu sert ses, eğildiği yerden onu kaldırırken elindeki diğer ayakkabısını yere bırakmıştı.
Annesinin isteğini yerine getirip ondan tarafa döndü.

"Niye kaçar gibi evden çıkıyorsun?" Sorgulayan yüz ifadesine omuz silkti.

"Kaçmıyorum."

Annesi biraz daha yüzünü inceleyip önüne gelen siyah saçlarını arkaya doğru taradı.

"Aldın mı maaşını?"

Beklediği kelimeleri annesinin ağzından duyarken biraz geç olduğunu düşündü.
İşten döner dönmez kapıda sormasını beklemişti.

Ve pişman olmuştu,gururla bir akşam söylediği kelimelere.
Annesine maaşını ne zaman alacağını söylemesi gerçekten saçmaydı.
Evet parayı verecekti. Zaten bunun için çalışıyordu ama vereceği ve alacağı parayı ayrıştırması lazımdı.

Yutkunup yanağının içindeki yumuşak deriyi dişleriyle çiğnedi.
"Evet."

"E versene o zaman. Kahvaltılık alalım."

Eli ensesine giderken kafasını salladı ufakça.
Sonra cebindeki bu öğlen için ayırdığı parayı çıkarttı.
Annesine uzatırken tekrar eğildi. Ayakkabısını aldı.

"Ne bu?" Betül elindeki iki parça kağıda anlayamaz şekilde bakmış sonra ayakkabısını giyen oğluna dönmüştü.

"Bu kadar var."
Bir süre ses gelmediğinde yüzünü kaldırmıştı.
Annesiyle göz göze gelirken, asla hoşuna gitmeyecek kahkaha kulaklarına ulaştı.

"300 liraya ne alabilirim anneciğim?"

Dudakları aralanırken annesinin gitgide yükselen sesine sakin kalmaya çalışıyordu.

"Anne-"

"Geri kalanları da ver. Su faturası geldi dün. Kahvaltılık alınacak şey var bir sürü. Eve gidecek hepsi. Hadi,Erkin."

Annesi aralık duran kapıyı biraz daha araladı.
Yüzü sıcaklarken katlarındaki üç daireye baktı.
Yutkundu ve annesine döndü.

"Korhan'la yemek falan yiyeceğiz. Kıyafet alacağım. Ayakkabım eskidi."
Sessizce konuşmaya çalışıyordu.
Ama annesi aksi gibi bununla daha da sesini yükseltmişti.

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin