69.

1.2K 83 8
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
Medya: Erkin'in göğüsleri. Yalarım kdkcjfkcjc
.
.

Ocaktaki yemeği sabahtan akşama kadar kendini belli eden somurtkan yüzüyle karıştırmaya devam etti.
Tahtadaki doğranmış biberleri de içine atıp yemeğin üzerine kapak kapattı.

Kaşığı elinden bırakıp geriye çekildi ve yemek masasının sandalyesini kendisine çekti.
Oturduktan sonra eli alnına gitmişti.
Başı ağrıyordu. Hasta olduğundan falan değildi bu, düşünmekten başına ağrılar girmişti.

O günkü konuşmalarından sonra bir daha konuşmamışlardı.
Gerçekten konuşmamışlardı.
Tek kelime bile birbirlerine karşı çıkmamıştı ağızlarından.

'Keşke onları demeseydim' diyordu şimdi.
Yine pişmanlık sarmıştı onu.
Ama demesi de lazımdı. Nedim istemişti bunu.

Şimdi ne olacaktı peki?
Hep böyle konuşmayacaklar mıydı?
Sessizlikleri devam mı edecekti bebek doğana kadar.
Ondan sonra da Erkin gidecekti.
Böyleydi.
Kendisi buraya geldiğinde ilk konuşmamaları hoşuna gitmişti. İstemişti de hep böyle devam etmesini.
Ama şuan istemiyordu.
Bunu artık istemiyordu.

Kafasını duvara yaslayıp gözlerini kapattı.
Düşüncelerinden zor çıkıp gerçek hayata dönüyordu.
Ayağa kalkıp yemeğe ilerledi.
Suyunun yarısını çekmişti.
Kapattı,zaten sulu bir yemek olması gerekiyordu.
Yemeğin kokusu burnuna dolarken midesi bulanır gibi oldu.

Elini ağzına kapatıp mutfaktan çıktı.
Kusacağını biliyordu.
Bu aralar hep böyleydi.
Banyonun kapısını açıp kapatmadan klozete hızla eğildi.
Eğilir eğilmez kusmaya başlamıştı.

Yediği yemekleri kusarken eli karnına gitmişti.
Diğer elinin dirseğini klozet kapağına yaslayıp elini terli alnına bastırdı.
Derin derin nefesler alırken omzuna bir el konmuştu.
İrkilip yüzünü yana çevirdi.
Nedim gelmişti.

Onun endişeli yüzüne,daha yeni geldiği belli olan haline baktı. Çantası bile banyonun içerisinde yerdeydi.
Yutkunup yüzünü önüne çevirdi.
Sızlanarak konuştu.

"Git."

Gitmek yerine daha da yaklaşmıştı.
Eğilmemiş yanına oturmuştu.
Yutkunup gözlerini kaçırdı.
O an tekrar öksürüp yüzünü eğerek kustu.
Nedim'in avucu terli sırtında yavaşça aşağı yukarı gezinmişti.

"Hastaneye gidelim hadi,Erkin. Arkadaşım biliyor."
Kendinden bağımsız hareket eden eli o sevdiği saçlara gitmişti. Ensesinin yukarısındaki saçlarda elini yavaşça gezdirdi.
Önündeki beden gerilmiş,bu dokunmayla kaçmaya çalışmıştı.

"İyiyim ben."
Saç diplerinde dolaşan ellerin üzerinde durmamaya çalışarak elinin tersiyle ağzını sildi.
Ayağa kalkarken Nedim'de onunla birlikte kalkmış elini beline sarmıştı.

Lavaboya bedenini yaslayıp musluğu açarak elini yüzünü yıkadı. Ağzına su doldurup çalkaladı ve tükürdü.
Tüm bunları yaparken yeşil gözler onu izliyordu.
Sanki su içmeme yardım et dese edecek gibiydi..

Banyodan çıktığında ayakları birbirine çarptı.
Çantasını alan Nedim hemen beline kolunu sardı.
Bedenini kendisine yaslamıştı.
Erkin bu yakınlıkla yutkundu.

Her şey açığa çıkmıştı.
Onu önceden istemsizce kullandığını artık yanındaki bedende biliyordu.
Bilmesine rağmen ondan uzak durmuyordu.

Ve o bilmesede,Erkin içinden kendisine itiraf etmişti.
Ondan hoşlanıyordu.

İtiraf ettiği için de şuan ki yakınlık onu aşırı geriyordu.
Rahatsızlıkla gözlerini kapattı.
Kendisine itiraf etmeden önce daha kolaydı.
Onu pek düşünmüyordu. Hisleri aklına bile gelmiyordu. Varla yok arasındaydı. Oluşan çekimin bile üzerinde durmuyordu.

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin