77.

1.1K 82 5
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
.
.

"Hayır hayır oraya asla girmem."

Nedim gözlerini kısarak biraz arkasında yürüyen, şimdi duran çocuğa dönmüştü.
Her an kaçacak gibi duruyordu.

"Neden Erkin?"

'Şaka mısın?' dercesine kaşlarını kaldırdı.
"Neden mi? Nedim,mağaza hamile kadınlar için kurulmuş. Girmem asla."

Nedim mağazanın girişinden çekildi.
Orada durmak ayıptı.
Balkon gibi olan köşeye geçince Erkin'de rahatlayarak yanına yürüdü.

"Erkin, kıyafetlerin artık olmuyor. O bol tişörtler de dar oluyor sana. Ne giyeceksin? Uygun ne kaldı?"
Erkin,omuz silkip dibine girerek balkon demirlerine kollarını yasladı.
"Büyük beden kıyafetlere bakalım. Kısalttırırız,keseriz,dikeriz. Ama oradan bir şey almam,girmem."
Arkasını dönüp mağazanın içine baktı.
"Baksana kadınlar var sadece. Kabinlerde deniyorlar falan. Boşver."
Israr edici gözleriyle Nedim'e bakması onun kafasını sallamasını sağlamıştı.

Sonra gözlerini şişik karnına çevirmiş gülmüştü.
Dedikleri çok saçmaydı ama ona uyuyordu.
"Kadın gibi anılacağım diye mi düşünüyorsun?"

Erkin,dudaklarını araladıktan sonra omuz silkip arkasını döndü.
Nedim'in ona buruk bir şekilde bakışını görmemişti.
Derin bir nefes alıp arkasından yürüdü.
Önündeki çocuk bir mağazaya girince o da girdi.
Klasik bir giyim mağazasıydı.
Erkek,kadın,çocuk bölüm bölümdü.

Erkin erkek giyim bölümüne geçip büyük bedenlerin olduğu yere yürüdü.
Arada arkasını dönüyor,Nedim geliyor mu diye bakıyordu.

Kimse oldukları yerde yoktu.
Rafları gözleriyle inceleyip asılı tişörtlerden birini çekti.
Sonra bir kaçını daha.
Nedim'e döndü.
Siyah duvara yaslanmış ona bakıyordu.

"Nasıl?"
Desenli tişörtleri üzerine tutup tutup çekiyordu.

"Kabine gir."
Kafasını sallayıp zaten hemen yan tarafında bulunan deneme kabinine hızlıca girdi.
Nedim'de arkasından girmişti.
Açık perdeleri kontrol edip küçük alana girdikten sonra perdeyi örttü.

Nedim etrafına bakmış koltuklardan birine oturmuştu.
Bacağını diğer bacağına atarken kapılardan biri açılmıştı.
Bir adam elindeki kıyafetlerle çıkmıştı.
Ona kısaca bakıp önüne döndü.

Erkin uzunca bir süre sonra ona seslenmişti.
Ayağa kalkıp ses doğru yürüdü.
Perdeyi hafifçe çekip ona baktı.
Erkin ona arkası dönük kollarını aynı açıda açmış aynada kendisini inceliyordu.

"Nasıl? Beğendim ben. Bu 9 aylığa kadar gider."

Nedim,gözlerini kısıp çocuğun üzerine çuval gibi olan kıyafeti inceledi.
Karnında sorun yoktu. Hafiften bol gelmişti.
Ama göğüs tarafı, omuzları ve kolları berbat olmuştu.
Kolları tombul tombul olsada kıyafet çok boldu.
Tekrar omuzlarına baktı.
Omuz hizası neredeyse dirseklerine geliyordu.
Nedim omuz hizasında olan kıyafetleri çok önemserdi.
Ona göre herkes kendi bedeninde giyinmeliydi.

Ama aynaya bakan suratın dudakları gerilmişti.
Buna karşılık olmamış çok kötü duruyor da diyemezdi.
O yüzden gülümsedi.

"Önündeki desenler bir garip. Ama o da önemsiz. Alalım bunu. Diğerlerini de dene. Bende sana eşofman bakayım o sırada."
Erkin kafasını salladı.
Perdeyi sıkıca örtüp giyinme bölümünden ayrıldı.
Yavaş yavaş gezerek hoşuna giden, Erkin'e olacağını düşündüğü eşofmanları koluna yatırdı.
Geze geze küçük bedenlere doğru gelmişti.
Oraya geldikçe dudakları kıvrılıyordu.
Tatlı şortlar,tulumlar çok güzellerdi.

Beğendiği renkli bir tişörtü eline aldı.
Bunun kısa bir tişört olduğunu anlayınca geri bıraktı.
Bu tür kıyafetleri hiç sevmiyordu.
Etrafına son kez bakıp ona doğru yürüyen Erkin'i yarı yolda karşıladı.

"Tamam mı?"
Erkin kafasını sallayıp kolundaki eşofmanlara baktı.
"Bu bel çocuklar için yapılmış gibi?"

"Sen pek farklı değilsin ama."

Erkin göz devirip elindeki bir eşofmanı iki eliyle tutup Nedim'e gösterdi.
"Bu bana olmaz."

"Olur tam da sana göre hatta. En küçük bedeni değil hamileliğini düşünüp iki beden büyük aldım. Karnın için. Bunu tabiki de göğsüne kadar çekmeyeceksin. Karnın mı acıdı,göbeğinin altına getir bel tarafı."
Tane tane konuşan Nedim'le kafasını salladı.
Çok mantıklı bir adamdı.

Anlaştıklarında kasaya doğru yürüdüler.
Bir kaç da çorap ve iç çamaşırı alarak mağazadan çıktılar.

"Ne yapacağız şimdi?"

"Bebek kıyafeti alacağız. Hazır bulunsun bir kaç kıyafet."
Erkin kafasını salladı.
Birlikte bir bebek mağazasına girdiler.
O kadar cıvıl cıvıldı ve göze hoş geliyordu ki,Erkin nereye bakacağını şaşırmıştı.
Nedim'de gülümseyerek incelemiş onun beline elini koyup ilerletmişti.

"Gel önce gerekli olanları alalım."
Peşinden gelen çocukla yeni doğanlar için hazırlanmış rafa doğru yürüdü.
Geldiklerinde durup beraber baktılar.
Hatta Erkin dizlerinin üzerinde durup en alttaki kıyafetleri inceliyordu.
Bir tanesini çekip koluna doğru uzattı.
"Nedim bak. Minicik."
Seslice gülüp gözlerini kırparak Nedim'e bakmıştı.
Nedim onun koluna bakıp dudaklarını ısırdıktan sonra siyah saçlarını avucuyla okşadı.

"Alalım onu."
Sonra eğilip beyaz bir tulumu Erkin'e gösterdi.
Ve ardından onu alıp yürümeye devam etti.
Bir kaç kıyafet daha aldıktan sonra bir yaşına uygun kot bir tulumun önünde durdu.
Onu da aldı gülümseyip.

"Çocuğa diğer seneye de giyersin diyerekten kıyafet aldın Nedim."

"Hayır. Bir yaşına girince giyecek."
'haa' dercesine mırıldandıp kafasını salladı.
Bebek bezlerinin olduğu rafta durup eliyle bezleri işaret etti.
"Bunlardan da alacak mıyız?"
Nedim bilemeyerek baktı.
"Hemen almak saçma gibi."
Sonra en küçük bedenin olduğu bez paketini eline aldı.
"Unutursak diye bir paket alalım."

Onun ardından biraz daha bebek kıyafeti almışlardı.
Yetmişti. Ama Nedim almaya devam ediyordu.
Erkin'de hoşuna gidenleri alıyordu.
En son küçük kahve bir puset alıp kasaya doğru yürüdüler.

Aldıklarını ödedikten sonra mağazadan çıkmışlardı.
Nedim'e dönüp yüzünü hafifçe yukarı kaldırdı.
"Çok pahalı her şey. Fiyatlarına almadan baktık ama."
Nedim kafasını sallayıp konuştu.
"Öyle de yapacak bir şey yok. Ne yapabiliriz? Hoşumuza gidenleri aldık. Gerekliydi bunlar zaten."
Erkin'e yakınlaştırdığı yüzünü kaldırdı.

Yürümeye devam ederken yanından geçtikleri takı dükkanıyla oraya ilerledi.
Erkin yanına gelmemişti ama merakla onu izliyordu.
Işıltılı takıların arasından gözüne çarpan kahve bandanayı eline aldı.
Ücretini ödedikten sonra onu dışarıda bekleyen çocuğun yanına yürüdü.

"Ne o ya?"

Hiç bir sey demeden yürümeye devam etti.
Dudaklarındaki hafif kıvrılmayla.
Erkin eline baka baka yürüyordu.
Avm'den çıkıp arabaya bindiler.
Erkin oturmaya çalışırken Nedim yanaklarını kavrayıp kendisine çevirmişti.

"Kestirme saçlarını sakın. Yaklaş biraz."
Bunu demesine rağmen ellerindeki yüzü kendisine çekti.
Bıraktığı bandanayı alıp nazikçe kafasından geçirdi.
Sonra yüzünden geçirterek başında tutturdu.
Bir iki saç tutamı kısa olduğu için bandanadan çıkmıştı.
Nedim bu güzel görüntüye dişlerini sıktı.
"Çok tatlısın."

Erkin,onun yüzünü izleyip dizlerinin üzerinde yükselerek koltuk başlıklarına tutundu.
Arka koltuklara bakan dikiz aynasını kendine çevirdi.
Yüzünü aşağı yukarı çevirip inceledi.
Sonra güldü.

"Biraz komik ama iyi oldu. Gözüme giriyordu."
Geri çekilip koltuğa oturdu.
Nedim'de hâlâ gülümserken arabayı çalıştırmıştı.

........
Son

Erkin'im çok tatlı yaaa. Bebem benim. Pamuklara sararım onu🥰
'ufacık sorunlu' yine de yerim ben.

Verta.

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin