49.

1.3K 101 12
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
Çok hızlı okuyorsunuz. Aşırı hızlı hemde.
Ben bir buçuk saatte bir bölümü anca okuyorum. Kafa gidiyor böyle cümleyi okurken. Odaklanamıyorum.
İyi durumdasınız..
.
.

Son kaseyi de makineye yerleştirip eğildiği yerden kalktı.
Makinenin deterjanını koyduktan sonra çalıştırıp arkasını döndü.
Boynuna astığı önlüğü çıkartıp dürerek yerine koyduktan sonra kendisine bir bardak su alıp balkonda oturan babası ve Sait'in yanına yürüdü.

Onları fısıldaşarak gördüğünde geri mi dönse yanlarına mı gitse bilememişti.
Öylece beklerken babası ona dönmüştü.

"Gel,Erkin."
Yanakları kızardığında kafasını sallayıp masaya doğru itilmiş sandalyeyi kendisine çekti.
Oturup elindeki bardağı bıraktı.
Eli hemen utandığında yaptığı gibi saçlarına gitmişti. Düzgün olan saçlarını kulağının arkasına iyice sıkıştırdı.

"Yarın Sait'le alışverişe çıkın. Kendi ihtiyaçlarını al." Ufakça kafasını sallayıp kısık bir 'tamam' dedi.
Babasına doğru döndüğünde elinden tutan Sait'i de görmüştü.
Bedeni babasının yanında olduğu için tam görünmüyordu.
Ama dışarıyı izlediğini fark etmişti.

Kendisi de yüzünü karanlık dışarıya çevirdi.
Bazı böcek türlerinin seslerini duyuyordu.
Sakin ortamda sessizliği bozan böcek sesleri ve arada önlerinden geçen arabalardı sadece.
Sokak lambalarının gür ışığını izledi bir süre.
Masaya koyduğu suyu eline aldığında Sait'in sesini duydu.

"Yarın yemeğe çıkalım. Üçümüz hm?" Sait başını,yasladığı sert omuzlardan çekip çenesini omuzuna koyarak eşine baktı.

"Olur çıkarız."

Erkin, konuşmak istesede dudaklarını aralamadı.
İkisinin çıkmasını söyleyecekti ama konuşamadı.
Bunu yarın Sait'le konuşurdu.
Babasından utanıyordu ama Sait'ten utanmıyordu.
Bu çok tuhaftı. Ama normaldi de.
Sonuçta yıllardır görmediğin babanla bir gün yaşamak zorunda kalıyordun.
En ufak bir konuşma bile tuhaf kaçıyordu.
Bir insan babasından utanır mıydı? O utanıyordu.
Samimi değillerdi.
Sait'le daha samimiydi.

Babasıyla buraya geldiğinden beri ne konuşmuştu ki?
Kaç kelime,kaç cümle?
Ne kadar harf çıkmıştı ağzından?

Kendisi neyse,ne yapacağını bilemiyordu.
Ama ya babası?
İlk onun adım atması gerekmez miydi?
Yoksa babası da kendisi gibi miydi?
Belki de...

Derin bir nefes alıp elindeki suyun tamamını içti.
Ardından ayağa kalktı.
"İyi geceler."

Kendisini göstermeyen Sait başını ona doğru uzatmış gülümsemişti.
"İyi geceler."
"İyi geceler."

İki kişiden de aynı cevabı aldığında, gülümseyip arkasını döndü.
Bardağı bırakıp mutfaktan çıktı.
Lavaboya girip yüzünü yıkadıktan sonra havluyla kuruladı.
Bunu yaparken de iyi durumdaki yüzünü incelemişti.
Yüzü iyileşiyordu.
Boğazında izler kalmamıştı. Elmacık kemiği ve gözünün çevresi sarı renkti sadece.
Ve şu sıralar aşırı dikkat çeken mor göz altları..

Yutkunup lavabodan çıktı.
Odasına girdi.
Yemekten önce serdiği yatağına girdi.
Bunu hemen uyuyabilmek için yapmıştı.
Bunun için on'da yatıyordu.

Evet bir on dakika hareketsiz kalması sonucu bedeni uykuya çekilmişti.
Ama aynı zamanda rüya da görmüştü.
Hemde düşünmeyi reddettiği kişiy ile ilgiliydi bu.

...

"Gel buraya de girelim. Sonra yemek yeriz?"

"Tamam,olur"

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin