79.

1.1K 78 10
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
.
.

Bacaklarını kendisine çekip yanında, aynı koltukta oturan Nedim'e döndü.
Arkasına yaslanmış, dizlerine koyduğu laptopla uğraşıyordu.
Ellerini klavyede hızlı hızlı gezdiriyordu.
Gözleri ekrandan asla ayrılmıyordu.

Gözlerini devirdi ona bakmaya devam ederken.
Bu saatlerde yan yana olur,sarılır,sohbet ederlerdi.
Bu sefer olmamıştı.
Bir saat önce yemek yedikten hemen sonra buraya gelmişlerdi.
Nedim işleriyle uğraşmaya başlarken, kendisi de boş boş oturmuştu.

Kulağına tık tık sesler gelmeye devam ederken konuştu.
Klavye tuşu sesleri dışında bir sesin odaya yayılması tuhaf olmuştu.

"Nedim kumandayı uzatsana?"

Biraz bekledi.
Ama Nedim onu duymamış,gözlerini ekrandan çekmemişti.
Belkide duymuş ama aldırmamıştı.
Kaşlarını yukarı doğru çekti.

"Nedim sana diyorum?"
Nedim'in yavaşça kafa sallaması duyduğunu belli ediyordu.
Bir elini klavyeden çekip yanındaki kumandayı eline aldı.
Sonra kendisine uzattı.
Kumandayı alıp asık suratıyla televizyonu açtı.
Biraz bakındıktan sonra sesini açtı.
Sinir olmuştu, Nedim'e.
Çalışmasını falan istemiyordu.
Sohbet etmek istiyordu. Kendisinde olsun gözleri istiyordu.

"Erkin sesini kıs biraz."

"Neden?"

"Çalışıyorum?"

"Haa"
Sanki bunu yeni öğreniyormuş gibi televizyonun sesini kıstı.
Kumandayı elinden bıraktı.
"Ne çalışıyorsun ki?"

Ekrana bakmaya devam ederken konuşmuştu.
"İki hafta sonra okullar açılacak. Onun için bir şeyler işte."
Geçiştirir gibi elini salladı.

"Anladım"

Tekrar televizyona döndü.
Dirseğini kolçağa koyup çenesini avucuna koydu.
Öylesine izlemeye devam etti.
Ne vardı kanalda,ne oynatılıyordu,ne konuşuyorlardı karakterler bilmiyordu.
Öylesine izliyordu.

Avucundaki çenesini Nedim'e doğru döndürdü.
İzledi onu bir süre.
Dudaklarını birbirine bastırıp kumandayı eline aldı.
Televizyonu kapattıktan sonra bütün bedenini Nedim'e çevirdi.
Koltuğa koyduğu ayaklarını kendisine çekip ellerini dizlerinin etrafına sardı.
Çenesini dizine koyup alttan alttan, bütün ilgisini ekrana vermiş adama baktı.

Sabah okula giderken ki kıyafetleri hâlâ üzerindeydi.
Beyaz gömleğinin kolları salaş bir şekilde kıvrıktı.
Yakasının üç düğmesi açıktı.
Bacaklarını saran siyah pantolona baktı.
Çenesini dizine yavaşça sürterken gözleri hâlâ Nedim'deydi.
Damarlı parmaklarında gözlerini gezdirdi.
Aynı zamanda kalbinin sesi kendi kulağına ulaşacak boyuta gelmişti.
Parmakları her klavyedeki tuşlarda gezinirken damarları daha da belli oluyordu.
Eklemleri sürekli hareket ediyordu.

Beyaz çoraplı ayağını yumuşak koltuk yüzeyinde sürtünerek indirdi.
Ayakları Nedim'in bacağına kadar uzanmıştı.
Ayağını bacağının altına sokarken nefesini tuttu.
Buna bir tepki alamayınca ayağını çekip kucağına doğru koydu.
İste şimdi bir tepki almıştı.
Nedim klavyedeki parmaklarını durdurmuş kucağındaki ayağa bakmıştı.
Sonra kendisine döndü.
Sessizce ona bakarken Nedim 'ne oldu?' dercesine göz kırpmıştı.
Konuşmamaya kararlı gibi bakmaya devam etti.

Nedim, önüne dönüp kucağında duran ayağa takmadan işiyle ilgilenmeye devam etti.
Ama ellerini hareket ettirir ettirmez kucağındaki ayak sürtünmüştü bacaklarında.
Durdu.
"Yaramaz mısın sen bugün?"
Erkin,omuz silkti.

Nedim,hayretle baktı.
Arada bir gelen bu cesur davranışlarını hep görmek istiyordu.
Ama istediği olmuyordu tabi.
Neredeyse en son kendi evinde üzerini çıkarttığında olmuştu.

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin