90.

1.2K 73 7
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
.
.

Üzerini giyinirken yatakta yüz üstü uyumaya devam eden Nedim'e baktı.
Gri pamuklu eşofmanı bacaklarından geçirip onu izlemeye devam etti.

Saat sabah 9.30'tu.
Ve Nedim hâlâ uyuyordu.
Uyuması aslında onu ilgilendirmiyordu.
İsterse akşama kadar uyuyabilirdi.
Ama her zaman sabah 6'da kalkan adam hem okula gitmemesiyle hem de gün boyu onunla ilgilenmesiyle geç uyur,geç kalkar olmuştu.
Uyku düzeni falan kalmamıştı.
Yine sebebi Erkin'di.

Derin bir nefes alıp asık suratıyla üzerindeki tişörtün üzerine kot ceket giyindi.
Sessiz adımlarla aralık bıraktığı kapıdan çıkıp koridor boyunca yürüdü.
Burnuna kadar uzayan saçlarını yanlara dağıtıp kapının kilidinde olan anahtarı çıkartıp avucuna aldı.

Sonra evden çıktı.
Elindeki anahtarı sallayarak defalarca geçtikleri yoldan yürümeye başladı.
Buraya Nedim'le taşındıklarından beri, çok fazla keşfetmişti.
O yüzden ezbere biliyordu artık sokağı..
Mahalleyi de öyle.
Bu oturdukları sokakta büfe yada bakkal yoktu. Başka bir sokağa da gitmeyecekti.
Sokakta bir sürü market vardı.

Fazla yürümeden marketin giriş kapısına ulaştı.
Ferah markete girip yerlerini ezbere bildiği yiyecekleri marketi dolanmadan almaya başladı.
Yeni geldiği belli olan ekmekleri poşete koyup, yürümeye devam etti.
Dün akşamdan beri hiç bir şey yemediği için poşetteki sıcak ekmeğin başını kopartıp ağzına attı.
Durduğu raftaki reçelleri eğilip incelemeye başladı.
Market büyük olduğu için bir sürü çeşit reçel vardı.
Ananas reçelini eline alıp arkasını çevirdi.
Merak etmişti.

"Abla bu gidişle doğacak ha buralarda."
İki kadının gülüşme sesi gelirken gözlerini bir anlık reçel kavanozundan çekti.
Bir duvarın döndüğü yerde olduğu için Erkin, kadınlarda dönülen yerden yanından geçiyordu.

"Sus.Bir şey olmaz bebeğime."
Kadın yalancıktan kızarak konuştu.
Gözleri bir saniye kadına çarpıp önüne dönmüştü ama tekrar kadına baktı.
Karnı çok büyüktü.
Her an doğuracak gibiydi.
Gözleri karnının etrafında dolandı.
Yutkunup derince karnına bakmaya devam etti.

Ne zaman kadınlar fısıldaştı,o zaman gözlerini daldığı noktadan çekip yukarıya çevirdi.
İki kadın korkuyla ona bakıyordu.
Hamile olan kadın karnını elleriyle sarıp bir adım geri gitti.

"Gidelim."

Gözlerini kırpıp çatılmış olan kaşlarını düzeltti.
Ondan rahatsız olmuşlardı.
Dudaklarını hızlıca yalayıp önüne dönerken titreyen ellerindeki kavanozu rafına koymaya çalıştı.
Hamile bir kadının, karşısına bebeğini kaybeder etmez çıkması hiç iyi olmamıştı.
Etiket kısmı ve titreyen elleri, ardından cebindeki çalan telefon kavanozun ellerinden düşmesini sağladı.

Yanındaki sesler fazlalaşırken o hamile kadın marketten hızla çıkmıştı.
Ayakkabı ve eşofmanına bulaşan reçelle ağlayacak gibi olmuştu.
"Siktir."
Kısıkça mırıldanıp geriye gitti.

Markette çalışan kişiler yanına gelirken sesini düz tutmaya çalışıp onların konuşmalarına cevap verdi.
Kısa bir sürede anlaşmaya varırlarken,yerler temizlenmişti.
Kasaya gidip aldığı ekmeğin ve düşürdüğü reçelin parasını ödedi.
Aceleceydi elleri ve adımları.
Verdiği paradan geri kalanını ve fişini almadan kesik kesik nefeslerle marketten hızlıca çıktı.

Poşeti ellerinde buruşturup eve giden yolda yürümeye başladı.
Yürürken sanki inadına yapılıyormuş gibi, karşısına bir kadın daha çıktı.
Telefonda biriyle konuşan kadın yüzünü buruşturmuş bir elini karnına bastırmıştı.
Erkin'in hiç keskin bakışlarına bakmayan kadın yanından geçip gitti.
Erkin adım atmayı kesip o kadına döndü.
O da mı hamileydi?
Biraz daha arkasından uzunca baktığında kadının hamile olmadığını anlamıştı.
Çok zayıftı.
Ellerini karnından çekmişti.
Gülüyordu şimdi.

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin