Gözyaşları Da Durur-Gay

32.

Merhaba
İyi okumalar.
.
.
.
.

Dışarıdaki sandalyenin üzerinde oturan Korhan'a bir göz atıp kasanın önünden çekildi.
Yanına gidecekken kapıdan giren iki kişiyle geriye çekilip ortada duran vileda kovasını tekerlekleri yardımıyla kenara çekti.

"Merhaba"

Kafasını bir kere sallarken gülümseyerek içeriye giren kısa boylu kıza ve yanındaki kızın omzuna kolunu atmış erkeğe baktı kısaca.
Kasanın yanında durup ellerini masaya tıkırdatarak vururken, kapının önünden çekilen ikili etrafı gezmeye başladı.

Korhan'ın dedikleri aklına gelirken göz devirip ikilinin yanına yürüdü.
Müşterilerle her şekilde ilgilenmesi gerekiyordu.
Bunun boşuna olduğunu düşünsede patron oydu ve ona uymak zorundaydı.

Yanlarına gittiğinde daha ilk dakikadan rahatsız olan ikili bunu belli etmemeye çalışmıştı.
Erkek olan kızı önüne çekti.
Erkin,buna göz devirip gülümsemeye çalıştı.

"Aradığınız herhangi bir balık cinsi var mı?"

Sarı saçlı kız ona dönerek gülümseyip kafasını salladı.
Elini kolundaki çantasının içine uzatıp arkasında ona yapışıp duran çocuktan uzaklaşmış yanına yaklaşmıştı.
Telefonunu eline alıp kısa bir süre sonra kendisine döndü.

"Mandalina balığı istiyorum. Bu aralar çok popüler. Yani arkadaşlarımda gördüğüm kadarıyla öy-"

"Yok maalesef.Ama-"

"Yoksa neden aradığınız bir balık cinsi var mı diye soruyorsun?" Sözü kesilirken ona ters ters bakan çocuğa döndü.
Yerinde duramamış gibi önündeki kızı kendine çekmişti yine.
Kızın beline sardığı elinin üzerine kızda elini koymuş sıkıyordu.

"Hayatım!"
Uyarı amaçlı belindeki elleri sıkıp yüzünü kaldırarak sevgilisine baktı.

Erkin,söze girmesi gerektiğini düşünerek sakin haliyle ağzını araladı.
"Bu dükkan çok küçük bir alan kapsıyor.30 farklı hayvan çeşiti bulundururken sadece 15 cins balık var. Gerçi dükkan büyük olsada bir şey değişmez. Bütün balıkların olduğu bir petshop yok. Siz istediğiniz bir balığı bize söyleyin. Biz bir iki güne buraya getirtiriz."

Susup sessizleştiğinde kız ona ağzı açık bakarken, sevgilisi bozulmuş haliyle çenesini oynattı.
Gözü etrafta gezinirken kız kafasını sallamış ve gülümsemişti.
İkilinin konuşacağını anlayıp geriye çekilirken arkasını dönüp kafesin içindeki mavi kuşa eğildi.
Kabına döktüğü yemden avucuna alıp kuşa doğru uzattı.
Kuş elindeki yemleri yemeye başladığında arkasında hareketlenmeler hissetmişti.

Yemi kafese döküp kasaya doğru yürüdü.
Yanına etrafa baka baka yürüyen ikiliyi izledi.
Yanına geldiklerinde gülümsemeye çalıştı.

"Tamam bilader. O portakal mı mandalina mı her neyse o balığı bize getirt." Genç elleriyle ceketini düzeltirken,yanındaki kız arkadaşı da koluna sarılmıştı.
"Mandalina,Selim." Selim 'he o' dercesine kafasını sallarken,Erkin masanın üzerindeki bilgisayarı açtı.

"Peki. Kaç balık olacak?"

"Bir adet lütfen."

Bilgisayara dönen yüzünü kaldırmadan gözlerini ikilide gezdirdi.
"Tamam.Nasıl bir balık olduğunu anlatmamı ister misiniz?"

"Teşe-" kızın söyleyeceklerini kesip konuşmuştu yanındaki erkek.
"Gerek yok. Biliyoruz."

"Pekala. Adrese teslim yok. Buraya gelmek zorundasınız. Tahminime göre bir hafta içinde gelecektir." Kafa sallayan ikiliyle tekrar bilgisayara döndü.
"Ücretini balığı aldığınızda ödersiniz. Başka herhangi bir şey almak istiyor musunuz?" Kızla sevgilisi birbirine bakıp omuz silktiğinde,farede duran elini kaldırıp indirdi.
"Akvaryum gibi,yem ve akvaryum süsleri. Balık evi falan." Kafasıyla dükkandaki kapalı kapıyı gösterdi."İsterseniz birlikte bakalım."