23.

2.7K 143 60
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.

Kalbim gümbür gümbür atıyor. Heyecan yaptım.
.
.
.
.

"Buraya bakın bir!"

Sınıfa pat diye giren nöbetçi öğrenci elindeki tahta kalemiyle ellerini sallayarak dikkati üzerine çekmeye çalıştı.
Tabiki bunu başarmıştı.

Terlemiş saçlarını arkaya atarken sınıftaki öğrencilerde göz gezdirdi.
Çoğu kişi ona bakıyordu.
Duyan duyana söyler diyerekten kolundaki saate baktı.

"Son ders,ders işlenmeyecek.Konferans salonuna ineceksiniz.Müdür ve Müdür yardımcısının ortak kararı.Neden ineceğiniz hakkında pek bir şey bilmiyorum. Ama öğretmenler konuşurken etkinlikden falan bahsettiler. Yani bu kadar. Şimdi gidiyorum."

Nöbetçi sınıftan çıktığında,boş gözlerle tahtaya bakıyordu Erkin.
Acaba ne etkinliğiydi...

Düşünmek için zaman ayırmadı.
Arka tarafta şimdiden ne olacağıyla ilgili konuşmaya başlamışlardı bile.
Kolunu sıraya yaslayıp kafasını üzerine yerleştirdi.
Gözleri kapanırken dakikalar geçmeden baş ağrısı azalmış gözlerinin önü iyice kararmıştı.

...

Kafasına sert bir şeyin çarpmasıyla uyanırken,kendine gelmeye çalıştı.
Bitkin yüzü etrafa bakarken boş sınıfı fark etti. Ve başındaki kızgın hocayı..
Eli başında oluşan ağrıya dokunurken hocanın elindeki tükenmez kalemi gördü.

"Ohh beyimize bak. Haliniz kötü gözüküyor diye uyandırmadık ama beş saattir kımıldamadan ölü gibi uyuyorsun. Toplan hadi. Herkes aşağıya indi."

Gözlerini ovup kafasını sallayarak önüne saatler önce koyduğu kitapları çantasına yerleştirdi.

"Hocam ders sizinle değildi ama?"

"Hocalarınızın işi vardı.Ben girdim."

Sakinlikle cevap veren hocaya şaşkınlıkla bakarken,kadın çantasını koluna takıp sınıf kapısına doğru yürüdü.

"Toplanıp gel arkamdan.Başka bir yere gittiğini görürsem yok yazarım."

Ardından sınıftan dışarıya çıkıp kapıyı yavaşça örttü.
Gözleri kapalı kapıda bir iki saniye dolanıp kalemlerini çantasının küçük gözüne yerleştirdi.
Önüne düşen saçlarını arkaya ve kulağının arkasına atarken esnemişti. Elinin tersiyle ağzını kapatıp gözlerini kısarak gülümsedi.
Dün gece annesi yine içtiği için uyumamış,uyuyamamış yanında durmuştu. Bir nevi göz kulak olmuştu. Çünkü annesi fazla içince küfürler havada uçuşuyor,kahkahalar evi inletiyordu. Bunlar bazen olsada yinede yanında durmuştu. Annesinin bir de çok içip kardeşinin odasına giderek ona sarılması vardı. Kardeşi aniden korkuyla uyanmış ve ağlamaya başlamıştı. Sarhoş annesini zorla kardeşinin üzerinden alıp odasına götürmüş etrafı toparlamıştı.
Ve tamamen işi bittiğinde sabah olmuştu.

Haliyle hiç uyuyamamış sersemse okula doğru yürümüştü sabahın erken saatlerinde. Bu da yetmemiş gibi yağmur yağmıştı.
Onun arkasından baş ağrısı gelmişti..

Şimdi ise uyumak ona iyi gelmişti. Yorgunluğu ve baş ağrısı geçmişti.
Tekrar esneyip çantasını bir omzuna atarak,parmağı dişlerinin arasında yürümeye başladı.
Merdivenleri hızlı hızlı inip en alt kata geldiğinde seslerin çok olduğu ortama doğru yürüdü.
Konferans salonun iki kapısı vardı.
Bir arkadan bir de önden.
Dikkat çekmemek için arka kapıdan girip önüne bakarak adımlarını attı.

Bütün öğrenciler neredeyse en arkaya oturmuştu. Sanırım ya uyumak yada konuşmak içindi.
Okula aşık olan,okulun çalışkan öğrencileri en öne dizilmiş sessizce,sahnenin önünde konuşan öğretmenleri izliyordu.

Gözyaşları Da Durur-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin