Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
.
Biz dizi değiliz. O yüzden 3 aylık falan ara vermem. Devam..
.Arabada hiç konuşmadan yaptıkları yolculuk fazla uzun sürmüştü.
Bir ara uyur gibi olmuştu. Ama tümseklerden geçen arabayla gözleri sürekli aralanmıştı.
Sonra da gözlerini kapatmayı kesmiş karanlık yolu aydınlatan ışıkları izlemişti.Yıllardır yaşadığı evden bir anda ayrılmıştı.
Ciddi ciddi gitmişti.
Annesini ve kardeşini geride bırakmıştı.Duran arabayla daldığı camdan gözlerini çekerken,babası arkaya uzanıp bir dolu poşeti eline aldı. Ardından indi.
Çekingen haliyle ellerini üzerine sürtüp öndeki camdan etrafı izledi.
Farlar kapalıydı ama sokak lambaları ve bir iki evin ışığı oldukları yeri aydınlatıyordu.
Dümdüz sokak, o sokağın kaldırım kenarlarında çiçekler vardı.
Fazla uzun olmayan evler, bahçeli evler vardı.Yanında duran adamla yerinden hareketlenip,koltuktan hafif kalkarak kapıyı açtı. Arabadan inip babasına göz altından bakarken,kendisine baktığını görmüştü.
"Gel"
Arabayı kilitleyip kendisine arkasını döndü.
Geri geri gitmek isteyen ayaklarını zorla babasının gittiği yere doğru sürükletti.
Babasının oturduğu ev de bahçeli bir evdi.
Tek katlı olan eve yaklaşırken,evi inceledi.
Beyaz bahçe kapısı açıldığında babasının arkasından girdi.Evin bir penceresinin ışığı açıktı.
Babası daha kapıyı çalmadan kapı açıldı hızla.
Onları gülümseyen yüzüyle genç bir adam karşılarken babası da hafifçe gülümsemişti.Huzursuz gözleri onları izlemeyi bırakıp etrafta dolandı.
Burada ne işi vardı?
Ağlayacaktı şimdi. Nereye gelmişti böyle.Sarı saçlı adam geriye çekilip gülümseyerek kapıyı gerdi. Aynı babası gibiydi. İkiside sarı saçlıydı.
Gözleri babasına baksada arada kendine de dokunuyordu.
Babasına baktı.
Elindeki poşeti uzatıp spor ayakkabılarını ayağından çıkarttı.
Ardından eve girmişti.
Yanak içini dişleriyle çekiştirip ayakkabılarını çıkarttı.
Kapıdaki adam gülümsemese,eliyle içeriyi göstermese daha orada öylece dururdu utangaç haliyle.İçeriye adım atıp bekledi.
Babası onu burada bırakıp nereye gitmişti?"Gel içeriye geçelim."
Yanından duyduğu sesle oraya döndü.
Sarışın adam-fazla sarıydı-kapıyı kapatmış onun omzuna elini koymuştu.Birlikte karanlık holden ışığın yanık olduğu odaya geçtiler.
Odanın parlak ışığı göz alıcıydı."Otur lütfen. Bir şeyler içer misin?Su?"
Açık kahve koltuğa ilerleyip oturduktan sonra ellerini kucağına koydu.
"Yok teşekkür ederim."
Babası bu odada da değildi.
Etrafa bakmasına karşısındaki adam gülüp, yanında olan puf mindere oturmuştu.
"Üzerini değiştiriyordur. Gelir birazdan."
Anladım dercesine kafasını sallayıp dudaklarını ağzının içine kıvırdı.
Yüzündeki bakışları hissediyordu.
Bu gerilmesini sağlarken parmaklarıyla oynayıp,biraz uzağında kalan masadaki süs pandalara baktı."Ben Sait."
Gözlerini pandalardan alıp kafasını salladı.
"Erkin.""Biliyorum...Memnun oldum."
"Bende." Dediğinde babası odaya girmişti.
Oturuşunu düzeltip duvardaki saate baktı. Günün bitmesine iki saatten az kalmıştı."Aç mısın?Canım buzdolabındaki yemeği ısıtsana?"
Kafasını iki yana sallarken, adının Sait olduğunu öğrendiği adam ayağa kalkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşları Da Durur-Gay
ChickLitİlgi duyulmayan ve sevilmeyen bir genç,ilgi ve sevgiyi hissedebilmek için yalan söyleyerek okulun içinde kendisinin gay olduğunu açıklar. Ve amacına ulaşır. Ama planlamadığı bir şey vardır ki,okulun Müdür yardımcısından etkilenmesi. Üstelik Müdür ya...