Tanışıyor muyuz?

130 1 0
                                    

7 Kasım 2022
Peri: Çınaaaar!! Şu alarmını bir kez benden önce uyanıp kapat yeter her sabah her sabah yaaa...
Peri, Çınar'ın üzerinden uzanarak telefonu alıp alarmı kapatır.
Çınar, "Günaydın Perikızııı" diyip iki koluyla Peri'yi sımsıkı sardı
Çınar: söyle bakalım sevgiline 21. yaşının ilk sabahı nasıl?
Peri: gece kutlamada 7 kadeh şarap, sayısız shot içip sabahın köründe bu alarm sesiyle uyanmasam daha güzel olabilirdi. Ama yanımda sen olduğun için, ve dün bana müthiş bir sürpriz hazırladığın için güzel gibi ilk günüm. Sence??
Çınar: Güzel bir yaş olacak, senin gibi, Peri gibi' diyip öptü Periyi.
Çınar, 21.yaşı için dün akşam Peri'ye tüm sevdiklerinin katıldığı bir parti organize etmiş ve ilk kez büyük bir sürprizi Peri'ye hiç çaktırmadan yapmayı başarmıştı. Çok güzel bir otelin cam terasında yaklaşın 70 kişilik bir organizasyon olmuştu bu. Gece 4'e kadar içmiş, dans etmiş, Peri'nin 20.yaşının bitişini kutlamışlardı. Sonra Çınar'ın onlar için tuttuğu odaya gelip geceyi orada geçirmişlerdi.
Peri: Yanından hiç ayrılmak istemesem de işler beni bekler Çınar Bey, diyerek kalkıp hazırlanmaya başladı.
Çınar: kahvaltı etmeyecek miyiz?
Peri: Hayatım bugün kış kreasyonu için toplantı yapılacak. Kış mücevherleri seçilecek. Erkenden gitmem gerek.
Çınar: Öğlen restorana gel, yemek yiyelim.
Peri: kaçmaya çalışırım. Bekir abi ilgilenirse işlerle ben de sevgilimle bir öğle yemeği yiyebilirim
Peri, Çınar'ı öpüp otel odasından çıktı.
Kutladığı en şaşalı doğum günüydü diyebilirdi. Hem tüm sevdikleri vardı, hem sevgilisi organize etmişti, hem de 20 yaşını çok güzel uğurlamıştı. Lobide arabasını beklerken dün gece herkesin onun doğum gününden attığı storylere baktı. Dün yetişemediği doğum günü mesajlarına cevap verdi. Çevresi çok kalabalıktı. İşten, okuldan, sosyal aktivitelerden, kurslardan tanıdığı bir sürü arkadaşı vardı. Geçimsiz biri de değildi Peri. Tek çocuk olmasına rağmen ve Sezgin Bey'in tek çocuğu olmasına rağmen şımarık da değildi. O yüzden çevresinde çok insan bulabilirdiniz her zaman. Arabasını getirdiklerinde tüm mesajlara cevap vermişti, telefonu çantasına atıp şirkete doğru yol aldı.
.
Peri: Günaydın Bekir Abi.
Bekir: Günaydın Peri. Sezgin abi aradı. Yarım saate ofisteymiş. Toplantıda ben de olacağım, dedi.
Peri: Haberim var, dün akşam kutlamada da söyledi.
Bekir: bu arada dün akşam her şey harikaydı Peri. Sana da öyle bir kutlama yakışırdı kızım
Peri: yaa teşekkür ederim abicim. Çınar'dan bu kadar kapsamlı bir şey ben de beklemiyordum açıkçası. Babamla benim fotoğraflarımdan oluşan video bile yapmış. Ben de çok mutlu oldum
  Konuşurlarken odanın kapısı açıldı.
Sezgin bey; şapkası, kaşkolu, keten gömleği ve siyah pantolonuyla çok şık görünüyordu.
Peri: Vayy Sezgin Kazanır!! Çok şıksınız bakıyorum
Sezgin: Kızımın yanına yakışmak istedim. Peri Hanımcım, harika görünüyorsunuz, diyip Peri'yi tek kulunun altına aldı. Diğer eliyle Bekir'in elindeki dosyaları göstererek onları istedi, incelemeye başladı.
Sezgin: Peri hanım, şirket bıraktığımdan çok daha ileride.. daha modern, daha zevkli tasarımlara geçmişsiniz. Eline, zekana sağlık kızım.
Peri: babacım, senin yanında büyüdüm. Bu işle büyüdüm. Senin öğrencin olmak bunu gerektirir.
Sezgin: Toplantıda sunumu yapıp çıkalım. Gerisiyle tasarımcılar, üreticiler ilgilensin. Baba kız bi öğle yemeği yiyelim sonra bi tatlı yiyelim. Olur mu?
Peri, Çınar'a söz vermişti ama babasına böyle diyecek hâli yoktu. Zaten çok az İstanbul'da görüyordu babasını. Kabul etti tabiki. Birlikte Peri'nin en sevdiği restoranta gittiler. Burası mantı, gözleme, çibörek yapan otantik bir yerdi. Peri, küçüklüğünden beri seviyordu burayı. Yemeklerini yediler, tatlı yiyip çay içtiler. Uzun uzun sohbet ettiler. Sezgin Bey, bahçeye ektiği kış sebzelerini anlattı. Birkaç güne dönüp onlarla ilgilenmesi gerekiyormuş. Muğla'nın kışın daha yaşanılır olduğundan bahsetti. Peri, işe yeni aldığı asistanından bahsetti, şirkette yapacağı birkaç değişikliği danıştı, haftaya sözlenecek olan arkadaşı Lara'dan bahsetti, ne giyeceğini babasına sordu. Bu hayatta birbirleri dışında kimseleri yoktu. Peri'nin bir annesi, kardeşi yoktu. Bu yüzden Sezgin Beyle hem arkadaş, hem babakız, hem dert ortağı hem iş arkadaşı olmuşlardı.
Tam kalkarlarken Çınar aradı. Sezgin Bey hesabı öderken Peri kapıya yöneldi.
Babasıyla öğle yemeğine çıktıklarını söyleyince Çınar biraz sinirli konuşmaya başladı.
Ç: en azından babanla beraber benim restoranıma gelebilirdiniz. Ya da bana haber verebilirdin Peri. Ben senin için yemek hazırlatıyordum.
P: ben sana kesin gelirim dememiştim Çınar. Ayrıca babamla yemeğe çıktığımda sana haber verecek değilim. Sesinin tonuna dikkat et.
Ç: ediyim, ediyim tabi. Niye Peri Kazanırla konuşuyorum değil mi? Halbuki sevgilimle konuşuyorum ben. Onunla kavga da edebilme hakkım var.
Sezgin Bey Peri'nin yanına geldiğinde Peri: tamam hayatım ben de seni seviyorum, söylerim babama selamını. Kolay gelsin, diyerek kapattı.
Sezgin: bir sorun mu var?
Peri: hayır babacım. Bir dahakine benim restoranıma beklerim, kırılırım bakın dedi, selamı var.
Sezgin: Peri!!! Ben senin bakışından anlarım yavrum. Seni kısıtlıyor mu bu çocuk?
Peri: hayır babacım olur mu öyle şey. En başta ben izin vermem. Dün akşamki organizasyonu görmedin mi? İyiyiz biz, mutluyuz. Bir problem yok.
Yoktu gercekten. Arada tartışmalar oluyordu ama her ilişkideki kadar. Çınar, bağnaz biri değildi. Sadece Peri onu biraz taksın istiyordu. Ama Peri babası dışında herhangi bir erkeği asla takmazdı. Çınar'ı seviyordu evet, ama işine daha az odaklandığını hissettiği an Çınar'ı düşünmeden şutlardı hayatından. Çünkü işi, babası, kendisi dışında önemsediği bir şey yoktu pek.

Akşam olduğunda şirketten çıkıp Çınar'ın restorantına gitti. Bir buket çiçek yaptırmıştı. Çınar kasada otururken onun geldiğini görmedi.
Peri tam kasanın önünde durup:
-Öğlen bir special hazırlanmış diye duydum. Hâlâ varsa biraz yiyebilir miyim acaba? İşten çıktım da kurt gibi açım...
Çınar kafasını kaldırıp gerçek bir Peri gibi görünen bu kıza baktı. Omuzlarından dökülen kahve saçları, ela gözleri, pembe yanakları.. gerçek bir Peri'ydi..
Ç: kalmadı sanırım. Özel biri için yapılmıştı. Sonra ne oldu bilmiyorum, dedi imalı bi sesle.
P: yaa Çınar. Yapma hayatım. Hadi kimse kalmamış restoranda zaten. Bas başa bi yemek yiyelim. Gel bi öpeyim ben sevgilimi oyy bana trip de atarmış
Ç: şimdilik yumuşuyorum ama, çiçekler çok güzel diye tamamen. Hemen üstüne alınma. Speciali ısıtıp geliyorum. Bizim masamıza geçebilirsiniz Peri Hanım.
P: hay hay:)
Peri masaya geçti. Telefonuna gelen bildirime gözü takıldı.
0532******: Doğum gününüz kutlu olsun Peri Hanım. Sizin kadar, kalbiniz kadar güzel bir yıl diliyorum.
Doğum günü dündü, hadi bugün kutladı diyelim saat 10 olmuştu şimdi mi kutlamıştı bu numara? Ayrıca kimdi? Kesin iş çevresinden diye düşündü Peri. Sizli bizli yazdığına göre kesin şirketten biriydi ya da iş yaptıkları şirketlerden. Teşekkür ederim:) yazıp geçti.
Çınar geldi bir süre sonra elinde tabaklarla. 'Icecek alıp geliyorum' dedi gitti tekrar. Numarayı Aa diye kaydedip resmine veya adına bakmak istedi.
Bir mesaj daha geldi sonra
Aa: doğum gününüz dünmüş, ben şimdi gördüm. Kusura bakmayın.
P: önemli değil. Kutlamanız yeterli. Merakına yenik düşüp:
- kusura bakmazsanız ben telefon değiştirdim de numaralar silindi. Sizi kaydetmem açısından isim soyisim öğrenebilir miyim? Sanırım beraber çalışıyoruz biz.
Aa: hayır, çalışmıyoruz.
P: nereden tanışıyoruz o zaman?
Aa: tanışmıyoruz Peri Hanım:)
P: neden doğum günümü kutladınız? Bu benim şahsi telefonum, iş telefonum değil. Numaramı nereden buldunuz?
Aa: Peri Hanım, sakin olun kötü bir niyetim yok. Sizin doğum günlerine önem verdiğinizi biliyorum. Kutlamak istedim. Benim aklımda 7 Kasım diye kalmış. Sonra sanırım siz beni rehbere kaydettiniz ve storylerinizi gördüm, 6 kasımmış. Düzeltmek istedim:)
Peri: 7 Kasım diye kalmış?? Tanışıyor muyuz?
Aa: bu soruyu cevaplamıştım. İyi akşamlar Peri Hanım:)
Çınar elinde içeceklerle geldi. Çınara bu konuyu açıp ortamı germenin bi lüzumu yoktu. Arkadaşlarından birinin arkadaşıdır diye düşündü. Yarın yakın arkadaşlarına sorar, numarayı da sorgulatır bulurdu. Keyfini kaçırmadı. Bir şeyler içip eve döndüler.
Aklında Aa vardı. Sıcak bir duşa girip yatağa uzandı. Yarın bulmalıydı şu Aa'yı. İş telefonu belki ama şahsi telefonunu bilen 10 kişi ya vardı ya yoktu. Kimdi ki bu? ...

PERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin