Peri'den...
Eve geldiğimizde üstümdekileri çıkarıp kirliye atmak istedim. Havaalanına o kadar kalabalığa girmiştim. Hırkamı çıkarırken cebinden yere bi şey düştü. Elime aldığımda çok güzel bir kolye olduğunu gördüm. Cebime nasıl girdiğini tahmin edebiliyordum, çünkü Ay ve Peri desenli bi kolyeydi. Ay, bizim dövmemizde Serdardı. Yıldız Gökhan, Güneş ise bendim. Resmini çekip Serdar'a yolladım.
Siz: Bunu cebime sen mi koydun🥺
Ancak uçakta olduğu için mesajım iletilmedi. Kolyeyi uzun uzun inceledim, Perikızı'nın kanatlarındaki taşlara bayılmıştım. Ben de bizi anlatan bir kolye tasarlasam böyle yapardım birebir. Tasarımcısını tebrik ettim.
Serdarla aramızda isimlendiremediğim bi şey vardı. Ya da isimlendirmekten çekindiğim, bilmiyorum...
Ben bunları düşünürken kapım tıklandı."Yine beni yakmayacaksan biraz konuşalım mı?" diye sordu Gökhan sakin bi sesle. Kolyeyi takı çekmecemin en güzel yerine koydum görmemesi için. Cevap vermedim, içeri girdi.
"Peri biliyorum son zamanlarda ilişkimiz çok saçma bi hâl aldı. Hayalimizdeki gibi bi evlil..." derken sözünü kestim
"Hayalimizdeki evlilik değil Gökhan, hayalindeki evlilik! Biliyorsun ki en başından beri senin hayalindi bu" dedim sinirle. O da sinirlendi ama belli etmemeye çalıştı.
"Tamam, hayalimdeki olsun. Böyle değildi. İzin verirse hayalimdeki evliliği yaşatmak istiyorum artık sana" dediğinde güldüm.
"Seni tutan mı vardı? Saçma sapan nedenlerle kavga çıkaracağına yaşatsaydın!"
"Peri sinirlenmekte haklısın. Ama lütfen..."
"Gökhan tamam çıkar mısın üstümü değiştireceğim"
"Ne? Peri ben senin kocanım"
"Eee? Ne olmuş yani? Gökhan hadi çık"
"Çıkmıyorum!"
"Beni sinirlendirme!"
"Sinirlen. Ne olacak ya sinirlensen! Tokat mı atarsın, elimi mi yakarsın? Başka yöntemlerin de vardır gerçi senin" dediğinde arkamdaki vazoyu tutup ayağının dibine fırlattım
"ÇIK, GİT!" diye bağırdığımda odadan çıktı sinirle. Çok tepki verdiğimin farkındaydım aslında, ama bu aralar duygularımı kontrol edemiyordum. Kolyeyi tekrar çekmeceden çıkarıp boynuma taktım. Aynada kendime baktım gülümseyip. Beni koruyacağına inandım nedense. Üstümü değişip aşağı indim. Sabah kahvaltı etmemiştim.
"Çay demledim, ne yemek istersin?" diye sordu Gökhan. Bu kadar kavgaya hâlâ sakin kalmasını takdir etmiştim. Demek ki suçunu anlamıştı.
"Canım patates püresi istedi. Ama şimdi haşla, ez.. uğraşa..." derken lafa atladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİ
Teen Fictionİçinde kavganın, sevginin, aşkın, tutkunun, hırsın da yer alacağı kitabıma hoşgeldiniz. Hikayenin sonunun nasıl olacağını bilmemek beni yazarken hep heyecanlandırır. Beraber görelim. Peri, sizlere emanet. Ona iyi bakın💝 +18