Peri gözünü açtığında Gökhan da uyanıktı, Periyi izliyordu. Gülümsedi
"Günaydın"
"Günaydın Perikızım" diyip saçlarını okşamaya başladı.
"Neden uyandırmadın?"
"Seni izliyordum. İyiydi böyle"Gökhan Peri'ye yanaşıp sıkıca sarıldı.
"Peri.. seni çok seviyorum. Ve ne olursa olsun sevmeye devam edeceğim"
"Ben de hayatım. Ne olursa olsun"
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten tabiki" diyip yatakta dizlerinin üstüne kalktı
"Gerçekten de, nerden çıktı şimdi?"
"Hiç, aklıma geldi.. neyse boşver. Kahvaltı yapacaksak ben hazırlıycam bugün. Yeni bi kaza yaşamayalım" diyip göz kırptı. Peri, yastığı alıp Gökhana fırlattı
"Etmiyorum. Laraya gidicez Eylemle birlikte."
"Aa hiç haberim yok"
"Olması mı gerekiyordu?"
"Hayatım bilsem iyi olurdu. Ya kalkıp sana sabah kahvaltı hazırlasaydım mesela. Ya plan yapsaydım bizim için? Hemen ters anlama, izin al demedim ki, demem. Bi söyleseydin dedim sadece"
"Tamam tamam, arada sana trip atmak hoşuma gidiyor. Uzun uzun açıklama yapma" bu sefer Gökhan yastığı alıp Periye fırlattı.
"Hadi hazırlan çıkalım."
Peri banyoya girdiğinde Gökhan üstünü değiştirdi. Bu gece de Periyle kalacaksa eve uğrayıp kıyafet almalıydı. Sezgin'in tişörtleri, gömlekleri bir yere kadar idare etmişti. Peri de banyodan çıkıp üzerini değiştirdiğinde çıktılar birlikte. Peri kendi arabasına, Gökhan kendi arabasına atladı. Yolun bir kısmını beraber gittiler, sapakta ayrıldılar. Gökhan, Sena'yı aradı. Kanala geçmediyse onu da almak istedi. Geçmemişti daha. Sena'yı da aldı. Birlikte kanala geçtiler. Peri de kızlarla kahvaltı ettikten sonra şirkete geçti.
Bazı sözleşmeler, imza işleri vardı onları halletti. Bekirle kahve içtikten sonra babasıyla telefonda konuşup şirketten çıktı. Sezgin Beylerin gelmesi için daha iki gün vardı. Şirketten çıktığında daha saat erkendi. Kanala gidip Gökhana sürpriz yapmak istedi. Sevdiği kahveciden iki kahve yaptırıp kanalın önüne geldi. Otoparka arabayı bıraktı. Garaja sadece Gökhanın ve Serdarın arabası giriş yapabiliyordu. Çalışanlar ve misafirler için otopark vardı. Herkes bu konunun güvenlik açısından olduğunu düşünse de, tabiki asıl mesela orada yükleme yapılması ve arkadaki gizli depoydu..
Peri, kanala girdiğinde Serdarı gördü ilk.
"Aa Peri hoşgeldin. Ne güzel sürpriz"
"Hoşbuldum Serdar. Gökhan beyimiz müsaitse bir kahve içeriz demiştim"
"Toplantıdaydı ama bitmiş olması lazım" dediğinde gözü kahvelere kaydı Serdar'ın. Ela gözleri, kumral saçları, ve bu işe girdiğinden beri geliştirdiği vücuduyla çok yakışıklı görünüyordu her zaman. Gülümsedi Serdar
"Aşk olsun insan bana da kahve alır ya"
"Aa aklıma gelmedi. Al benimkini iç, ben şirkette de içtim"
"Yok be şaka diyorum. Gel hadi asansöre binelim. Abimin işi bitmiştir"
Odanın önüne geldiklerinde Peri kahveleri Serdara verip üstünü başını düzeltti.
"İyi görünüyorum di mi? Uçtu hep saçlarım arabadan gelene kadar"
"Ya sen dağınık da görünsen abim seni sever. Al hadi kahveleri ben kapıyı açayım"
Serdar kapıyı açtığında Gökhan'ın toplantısı daha bitmemişti. Karşısında Fikri oturuyordu. Peri'yi görünce Fikri ayağa kalktı.
"Aman efendim bu ne güzellik böyle. Buyrun lütfen ben çıkıyordum zaten."
Peri gülümseyerek kafa salladı. Kahveleri masanın üzerine bıraktığında adam elini uzattı.
"Fikri ben"
Peri, elini sıkıp
"Ben de Peri. Memnun oldum" dedi. Gökhan gözünden alevli oklar çıktığını görebiliyordu herkes. Serdar olaya müdahil olup "Fikri Bey ben size eşlik edeyim buyrun" diyip Fikri'nin yanına gidip kolundan tuttu. Kapıdan çıkarken hâlâ "tekrar görüşmek üzere" gibi şeyler diyordu Fikri. Kapıyı kapattıklarında Serdar hızlıca bıraktı kolunu.
"Napıyorsun lan?"
"Bu Gökhan'ın bize korumamız için baskı yaptığı, haberleri kaldırttığı kız di mi?"
"He Fikri he. Napıcan?"
"Peşinde koşulacak kadar varmış"
"Yemin ederim kanalın ortası demeden sıkarım kafana."
"Sonra benim adamlar havaya uçursun burayı"
"İnan umrumda olmaz. Yürü hadi" dedi Serdar. Kanaldan çıkarttı Fikriyi. Fikri, Gökhanla uzlaşmak için gelmişti. Bir süre Gökhana müsaade edeceklerdi ama sonra silah yüklemesi yapılacaktı. Bunun karşılığında da Gökhanın hep istediği surlar, belediye tarafından Gökhana bırakılacaktı. Bunu da Fikri sağlayacaktı. Gökhan düşünmek için müddet istedi. Uzun uzun konuştular. Abi, senin gibi çekirdekten yetiştirdiği adamları bırakmaz. Seni de Serdarı da kolay kolay bu işten almaz. Sizi bıraktığı anda zaten başka bir çete, onlarla çalışmanız için ya tehdit edecek ya vaat verecek. O yüzden sizi Abi ancak öldürürse bırakır, diye açıkladı Fikri. Haklıydı. Kim senelerce yatırım yapıp eğittiği, akıllı, zeki adamlarını bırakırdı ki?
.
Peri, adam çıkınca Gökhana baktı
"Bu adam şey değil mi? Fikri.. neydi Fikri Seçkin. Hani iş adamı ama mafyatik takılan"
"O hayatım. Ama mafyatik işleri eskidendi" aynen.. eskidendi
"Öyle mi, daha yeni gördüm İnternette, bi gece kulübünü taramışlar. Sonra da almış kulübü. Sana kendini aklattırmaya geldi sanırım" diyip imalı imalı güldü Peri. Gökhan içinden keşke onun için gelmiş olsaydı dedi.. Tabiki taranan kulüpten haberi vardı. Hatta o zaman Gökhan yurtdışında olmasa o da orada olacaktı. O yoktu, Serdar vardı..
"Ee bu güzel ziyaretini neye borçluyuz?"
"Bilmemm. Sürpriz yapmak istedim. Hem akşam yemeği yeriz belki"
"Yeriz hayatım. Ama benim eve uğrayıp kıyafet almam lazım önce. Sende kalacaksam yani, kabul ediyorsan beni" diyip güldü.
"Bilmiyorum bi listeye bakmam lazım."
"Allah Allah ne listesiymiş o?"
"İşte bugün sen mi benle kalsan yoksa sırada kim var diye?"
"Peri!!!"
"Aman tamam be. Şakaya da gelmiyosun"
"Hayatım ben gayet şaka kaldıran bir insanım. Bu konu hariç. Tabiki seçeneklerin olabilir kafanda. Mesela; Gökhan, aşçı Gökhan, yakışıklı Gökhan, sevecen Gökhan, aşık Gökhan, şefkatli Gökhan, şehvetli Gökhan.. daha saymıyorum ama bi sürü seçeneğin var"
"Anlıyorum. O zaman bugün aşçı Gökhanı alıp çıkayım ben. Açım çünkü"
"Hadi. Önden hanımlar buyrun"
Peri odadan çıktığında Serdar koridorda bekliyordu. Gökhan, odadan çıkıp Serdar'a öldürücü bakışlar attı Fikri odadayken Peri'yi getirdiği içindi bu.
Peri yürüyüp Serdarın yanında durdu
"Gökhana gidiyoruz yemek yemeğe. Hem de Gökhan şef yapıyor yemekleri. Gel sen de işin yoksa" dediğinde Gökhan odasını kitleyip Peri'nin yanına geldi.
Serdar bu sefer Gökhana bakmadan
"Yok Peri. Afiyet olsun size. Ben tokum"
Toktu tabi, Gökhanın gözünden çıkan ateşleri bir bir yemişti az önce..
Gökhan lafa atladı.
"Toplantıya pat diye daldığı için kızdığımı biliyo ondan gelmiyo" dedi gözlerini Serdardan ayırmadan. Serdar cevap vermedi.
"Yürü lan Yürü. Tokmuş. Şirketten çıkmadın ki sen bugün. Hadi basın asansörün tuşuna" dedi Gökhan kolundaki ceketini giyerken.
.
Serdar dalgınlıkla kartını okutup -3'e bastı. -3 garaj bölümüydü ve sadece Serdar ve Gökhan'ın kartı okutulursa asansör iniyordu. Gökhan fark etti ama Peri nasılsa zemin katta iner, kendi arabasına geçerdi. Ses etmedi. Asansör aşağı inerken Peri
"Benim arabam otoparkta ters yerde. Zaten sana gidiyoruz. Senin arabayla geçelim. Sen yollatırsın benim arabayı yarın şirkete"
Gökhan, Serdara baktı. Depoda yükleme yoktu ama, bir şeyler unutulmuş olabilirdi. Serdar, gözlerini rahat ol abi anlamında kırpınca
"Tamam hayatım" dedi.
Garaja indiler.
"Oha Gökhan. Kaç dönüm tarla boyutunda burası 5 tane araba koymuşsun alt tarafı. Alan öldürmek bu"
"Hayatım ne alakası var? Manevralarımızı kolay yapıyoruz, çıkıp giriyoruz. Bazen kanal arabaları da giriş yapıyor buraya. Tüm personeli buraya sokamam. Ya bu arabaya vursa bi tanesi Peri? Çalışanın maaşından çok arabanın parçasına para öderim" diyip güldü.
"Aman çok kıymetli araban" diyip yüzünü buruşturdu. Arabaya bindi. Serdar kendi arabasıyla onları takip etti.
Gökhanın evine geldiklerinde Gökhan üstünü değiştirmeye ve duş almaya çıktı. Serdar ve Peri de masayı kurmaya başladı. Ana yemek Gökhandaydı, öyle demişti. Yemeğe girişmediler.
"Salata yapalım mı?" diye sordu Peri
"Ben yaparım. Küçükken de yapardım hep. Abim okuldan gelince yerdi çorbayla" diyip dolabı karıştırmaya başladı Serdar. Salata için malzeme aldı.
Tezgaha bıraktı, doğramaya başladı
"Senin okul?" diye sordu Peri. Gökhan anlatmamıştı bu konuyla ilgili bir şey.
"Ben orta iki terkim. Hayat okulunu birincilikle bitirip kaldırım mühendisi oldum ama" diyip sırıttı Serdar. Peri şaşırdı. Serdar dışarıdan çok iyi eğitim almış biri gibi duruyordu. Serdar, yüzündeki şaşkınlığı görünce
"Niye şaşırdın ya bu kadar?" diye sordu domatesleri doğrarken
"Ne biliyim.. iletişim becerilerin yüksek, sorun çözme becerilerin yüksek, ekonomi biliyorsun, kanalı çoğu zaman sen çekip çeviriyosun. Ben..."
"Sen beni baya yurt dışından mezun falan sandın"
"Valla doğruya doğru. Benim yurt dışında okuyan arkadaşlarımın bu kadar becerisi yok" diyip güldü. O sırada Gökhan aşağı indi.
"Anca gülün, sohbet edin. Hiç Gökhana yemek hazırlayalım diyen yok" dedi Peri'nin belinden sarılıp öperken. Peri öpücüğüne karşılık verip
"Ee bizi buraya sen topladın geldin. Bi yemek hazırlarsın diye düşündük" dedi
Serdar, Gökhana dönüp
"Abi kasaptan istediklerini almıştım gelirken dolaba koydum."
Gökhan dolaba yöneldi. Kasaptan alınan köfte ve etleri çıkardı. Bahçeye çıkıp barbekünün başına geçti. Peri arkasından bağırdı
"Ay Gökhan ateşi yakmanı bekleyemeyecek kadar açım ama ben"
Serdar yanına yaklaşıp
"Peri o mangal elektrikli. İki dakikaya ısınır. Merak etme doyacaksın" diyip güldü. Elindeki salatayı masaya bırakınca Peri bir iki kez omzuna vurdu onunla dalga geçtiği için. Serdar omzunu tuta tuta evin bahçe kapısının önündeki Gökhanın yanına geldi.
"Eli de ağır he" dedi. Gökhan sırıttı. Etleri mangala attı. Serdar 'is gelmesin sana' diyip evin bahçeye çıkan kapısını ittirdi. Hızla Gökhana dönüp
"Abi ne dedi Fikri?" diye sordu.
"Ne diyecek oğlum? Biraz sessizlik hakim şimdilik. Sonra.."
"Sonra silah yüklemesi"
"Biraz daha bağır ya Peri duymadı sanki"
Serdar, içeriye doğru baktı. Peri telefonuyla ilgileniyodu. Duymamıştı.
Gökhan devam etti
"Bi yandan haklı herifler. Her şeyi bize güvenerek kurdular burada. İstanbul ayağını bize bıraktılar. Şimdi çekirdekten birini yetiştirmeleri on sene alır."
"Ben haksızlar demiyorum. Bize bi yanlışları olmadı. Seni Prag'da sıkıştırmaları dışında"
"Abi ülkeye dönmemi istediği için, beni almaya gelmişler güya"
"İki adamı da vurdun, hiç seslerini çıkarmadılar ama"
"Yedikleri bok büyüktü oğlum. Peri'yi rehin almak ne demek"
"Doğru diyorsun" dediğinde kapı açıldı.
"Hep doğru der zaten. Ne zaman yanlış dediğini duydun?" dedi Peri Gökhanın boynuna sarılırken. Gökhan, boynundaki elleri öptü. Sonra aniden "aaa yanıyo" diye bağırıp mangaldaku etleri aldı. Son anda kurtarmıştı. İçeri geçip yemeklerini yediler.
Yemekten sonra Serdar çok durmadı. Hatta hiç durmadı, hemen kalkıp gitti. Peri ve Gökhan film izlemek için uzanmıştı. Peri, Gökhanın dizlerinde yatarken gözleri daldı.
"Ne düşünüyorsun öyle kara kara?"
"Hı?"
"Hiç kafanı kıpırdatmadın, sesin çıkmıyor. Ne düşünüyorsun?"
Peri, kafasını kaldırıp Gökhana döndü
"Ya Gökhan"
Gökhan bir elini yüzüne koydu Peri'nin.
"Söyle Perikızı"
"Şimdi babamla Nevra teyze döndüğünde ben nerde kalıcam?"
"A aa o ne demek Peri? Orası senin evin. Ne Nevra teyze ne de baban senin böyle düşündüğünü duymasın" kaşları çatılmıştı.
"Ya tabiki onlar asla böyle bir şey düşünmez. Sadece ben eskisi kadar rahat edemem"
"Aşkım bana taşın rahat edersen. Korkma yemem seni"
"Babam yer ama seni"
"He doğru ufak bi detaydı bu"
Peri offladı. Gökhan yerinden doğruldu
"E sana ev tutalım istersen"
"Hayatım düşündüm onu da.. şimdi siz geldiniz ben taşınıyorum demek de ayıp geldi"
"Evlenelim"
"Ne?"
"E evlenelim. Sen bi ev beğen. Yerleşelim oraya. Evlenince de evden çıkman ayıp olmaz bence"
"Ay Gökhan daha saçma fikirler sunma tamam. Nevra teyzeyle babamın arasında uyumak bile daha mantıklı geldi"
Gökhan güldü.
"Benim kollarımın arasını tercih ettiğin yere bak" cık cıkladı sonra. Periyi tekrar yanına çekip "tamam ben bakıcam bir yoluna. Takma kafana gel bebeğim"
Peri, öptü Gökhanı. Gökhan, Periyi kaldırıp kucağına oturttu.
"Ben diyorum ki bu gece de benim odam şenlensin bizim sesimizle. Ne dersin?"
"Alan değişikliği.. mantıklı bulabilirim"
dediğinde Gökhan boynunu öpmeye başlamıştı. Kucağında Periyle beraber kalktı, yatak odasına yöneldi.
.
Periyle Gökhanımızın birlikteliği nasıl gidiyor🥺🥺 seviyor muyuzzzz💋💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİ
Teen Fictionİçinde kavganın, sevginin, aşkın, tutkunun, hırsın da yer alacağı kitabıma hoşgeldiniz. Hikayenin sonunun nasıl olacağını bilmemek beni yazarken hep heyecanlandırır. Beraber görelim. Peri, sizlere emanet. Ona iyi bakın💝 +18