Peri'den

11 1 0
                                    

Peri'den...

Sabah baş ağrısıyla uyandım. Babamlar inmek üzereydi. Gökhan ne kadar 'sen gelme ben Serdarla gider alır gelirim' dese de içim rahat etmezdi. Hazırlanıp herkesten önce aşağı indim. Serdar ve korumalar ayrı bir arabada, ben ve Gökhan ayrı bir arabada gidiyorduk. Havaalanına geldiğimizde araçları otoparka bıraktık, iç hatlar çıkışında beklemeye başladık. Babama, nasıl anlatacağımızı hiç bilmiyordum. Başımı, Gökhan'ın omzuna koymuş düşünürken babamla Nevra Teyze ellerinde valizlerle bize doğru geliyordu. Gökhan bana dönüp 'şimdilik bir şey belli etme hayatım. Uygun bir dille anlatırız' diyip elimi tuttu, babamlara doğru yürüdük biz de. Önce babama, sonra Nevra teyzeye sıkı sıkı sarıldım. Gözlerim doldu. Babam bunu fark edip bana tekrar sarıldı... ve karşımda gördüğüm kişiyle babamın kollarından uzaklaştım.
"Cihan abi!!!!" diye bağırarak elinde valiziyle, kafasında fötr şapkasıyla yürüyen Cihan abime doğru koştum. Beni görünce şaşkınlığını bir kenara atıp kollarını açtı. Ona doğru koşup boynuna atlayınca beni iki tur döndürdü.
"Perikızı bu ne güzel tesadüf... görmeyeli ne kadar güzelleşmişsin" dedi Cihan abi. Başımı göğsüne koyup ağlamaya başladım. Babamlar arkada kaldıkları için ağladığımı görmediler. Abimin gözleri bizimkilere takıldı. Daha sonra tekrar bana döndü
"Peri, iyi misin?"
"İyiyim. Lütfen bir şey belli etme. Sonra anlatırım söz" dediğimde gözyaşlarımı siliyordum. Cihan abi kafa sallayıp
"Gel Sezgin amcamın yanına geçelim. Onu da çok özledim" dedi. Elini omzuma koyup oraya doğru yürümeye başladı.

Cihan abi, Haldun Amcamın oğlu. Beş senedir yurt dışındaydı iş için. Arada gelip gidiyordu. Birlikte vakit geçirmekten hoşlanıyordum onunla. Uçak ülkeye iner inmez haber verirdi. Bu sefer gerek kalmadan onu yakaladım
Biz, babamlar çok yakın arkadaş olduğu için birlikte büyüdük. O benden 5 yaş büyüktü. Abi dediğim adamın benden 5 yaş, aşkım dediğimin 12 yaş büyük olması da tam bana yakışır bir mantıksızlıktı.. Zaten ben de hep abi demezdim. Bana abilik yapmasını istediğim zaman abi derdim, normalde bahsederken Cihan. O da çok takılmazdı ben sana abilik yaptım, saygı saygı ööö!! diyerek :)
ama Cihan gerçekten bana hep abilik yapmıştı. Babamla İstanbul'a ilk geldiğimizde dokuz yaşındaydı Cihan. Onun okuduğu okulda kreşe başlamıştım. Beni sürekli gelip ziyaret ediyordu okulda yalnız hissetmeyeyim diye. Hafta sonları mutlaka bir etkinlik yapıyorduk babamlarla beraber. Birlikte büyümüştük. Onu görünce hem özlediğimden, hem de babama anlatacağım olayın stresinden ağlamıştım.. Şu durumda Cihanı görmek bana verilecek en güzel hediyeydi..

Babamın yanına doğru yürürken Gökhan'ın ve Serdar'ın Cihan abime kötü kötü baktığını gördüm. O, hiç o tarafa bakmayıp babama sarıldı.
"Ooo yaşlı kurt seni.. nasıl özledim bir bilsen?"
"Kereta! Madem özledin insan bi arar sorar. Evlendik, ruhun duymadı"
Cihanın gözleri Nevra teyzeye kaydı.
Nevra teyzeye bakarak
"Doğru mu söylüyor, kandırdı mı bu seni Nevra Teyze?" dedi gülerek. Haldun amcayla Nevra teyze de arkadaş olduğu için onu da tanıyordu. Nevra teyzeye sarılırken babam az önceki cümle yüzünden kafasına vurdu
"Ne kandırıcam be? Yarım kalmış bi hikayemiz vardı sadece, tamamladık" dedi. Gökhan, bir adım atıp benim yanıma geldiğinde Cihan'a elini uzattı.
"Gökhan ben. Peri'nin sevgilisiyim" dedi zoraki bi gülümsemeyle. Sanırım, önce benim tanıştırmamı beklemişti ama, şu durumda aklıma gelecek en son şey tanışma faslıydı. Tokalaştılar.
"Cihan ben de memnun oldum. Şu ufaklığın abisiyim" dedi parmağıyla beni gösterip sırıtarak.
"Hadi be ordan" diyip güldüm ben de. Allahtan Serdar hepimizden akıllıydı da olaya dahil oldu.
"Burada beklemesek diyorum. Gelen geçen oluyor. Arabalara geçelim"  dedi
Babam Cihan'a dönüp
"Oğlum hayırsız baban nerede, niye gelip almadı seni?"
"Yetişememiş. Adam yollamak istedi, dedim ben taksi tutarım. Şimdi onu beklemiyim"
"Olmaz öyle şey bizimle gel, atarız seni eve" dediğinde gözleri Gökhana döndü. Ondan tabiki onay beklemiyordu, sadece Cihan'ı ikna etmesini bekledi.
Gökhan, zorlama olduğu çok belli olan gülümsemesiyle
"Aa Lütfen. Buyrun 2 araba geldik zaten biz." diyip korumalara döndü.
"Oğlum valizleri alın Sezgin Bey ve Cihan Beyden" dedi. O zamana kadar babam arkadaki korumaların bizden olduğunu fark etmemişti. Gözleri beni buldu, ne olduğunu anlamak için ama renk vermedim. Nevra teyzenin koluna girip arabaya doğru yürümeye başladım. Nevra teyze babam ve Cihan bizim arabayla geldi. Yolda, onlar yolculuklarının nasıl geçtiğini konuştular. Cihan arada bana laf attı. Kreasyonumu çok beğendiğini, hatta tebrik maili attığını ama görmediğimi söyledi. Ah Cihanım, ah abicim.. bir bilsen nelerle uğraştım aylardır...
Tabi öyle demedim, üste çıkıp mesaj atsaydın sen de o zaman dedim. Yoğunluk, iş güç, saat farkı vs kem küm etti. En son doğum günümde telefonda konuşmuştuk. Ama konu Cihan olunca bunları çok takmıyorsunuz. O kimseyi aramaz, mesaj atmaz. Öyle bir tiptir. Çok eğlenceli, konuşkan, sosyaldir ama telefonmuş, sosyal medyaymış, mesajlar, aramalar.. çok işi yoktur onlarla. Aynı bölümden mezunuz, tabi ben açıktan okumayı seçtim. O örgün okudu. Tasarım üzerine okuduk. Sonra Cihan yurt dışında takı defileleri yapmaya başladı. Kabul etmeliyim benden çok daha başarılı. Çünkü çok emek verdi. Sabahtan akşama odasına kapanır ve takı çizimi yapar. Akşam biraz yürüyüşe çıkar, yine gelir geceye kadar tasarım yapar. Ben o kadar disiplinli değilim. Yolda herkes birbirine laf yetiştirirken sesi tek çıkmayan Gökhandı. Cihanı kim bilir hangi kategoriye koymuştu. Derken Cihanların evine gelmiştik. Haldun amca kapıda ne kadar ısrar etse de babam yorgun olduklarını eve geçmek istediklerini söyledi. Tekrar hareket etmeden Gökhan, telefondan bir şeyler yapıyordu.

PERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin