İtiraf Gecesi

10 2 2
                                    

Peri'den...

Bir daha anne olamayacağımı öğrendiğimde Gökhanın yüzüne inen yumruklar sanki benim de kafama inmiş gibi hissettim. İdrak etmekte zorlandım. Evet, belki bu çocuğu istememiştim. Çünkü sorunlu bir evlilikti. Ve ben daha çok gençtim. Annelik yapamazdım. Ama bu, hiçbir zaman çocuk istemediğim anlamına gelmiyordu. Elbette zamanı geldiğinde, kendimi hazır hissettiğimde çocuk sahibi olmak istiyordum. Hem de birkaç çocuktu hep istediğim. Kendim kardeşsiz büyüdüğüm için, çocuklarım hep kardeşleriyle büyüsünler isterdim. Ama.. bir daha hiç anne olamayacak mıydım şimdi? Serdar... Serdar bir çocuk istemeyecek miydi?
.
Arabayı alıp sahile gittim. Normalde de bu sahil hep çocuklarla dolu olurdu. Hiç dikkatimi çekmezlerdi. Ama şimdi.. her küçük bir çocukla anne gördüğümde gözlerim doldu. Gökhan... Gökhan beni bambaşka birine çevirmişti. Her şeyimi elimden almıştı! Onu televizyonda o ilk gördüğüm güne gittim. Hayranlıkla beraber bi korku da kaplamıştı içimi. Aşktan korktum sanmıştım. Meğer hayatımı mahvedeceğini hissetmişim.. aşık olmamışım ki, olamamışım belki de. Buna izin bile vermedi oyununun içinde. İyi ki de vermemiş.. aşk gerçekten böyle ele geçiren bir duyguysa, Serdardan başkasında kendimi güvende hissedemezdim.

Hep oturduğum banka oturup denizi izlemeye başladım. Dalgaların kıyıya vuruşunun melodisi kafamdakileri silsin istedim..

"Kağıt helvamız geldi" denmesiyle arkamdan bir el kağıt helva uzattı. Gözlerim dolu dolu gülümsedim.

"Bensiz susamazsın Peri. Konuşmak istemiyosan da beraber konuşmayalım" diyip yanıma oturan Serdardı. Gözlerine bakamadım.

"Peri..." dedi merhamet dolu sesiyle. Yine kafamı kaldırmadım. En başında Gökhana kanmasaydım... ya da kendi hayatımı zaten mahvetmişken Serdarınkine de bulaşmasaydım...
Eliyle çenemi tutup kaldırdı. Gözlerimi gözlerine dikti.

"Neden güzel yüzünden beni mahrum bırakıyorsun?" dedi gözlerimden öperken.

"Serdar.."

"Söyle birtanem"

"Bence biz.. hiç başlamayalım.."
Elindeki kağıt helvayı yere düşürdü. Kaşları çatıldı.

"Anlamadım? Nasıl yani Peri?"

"Benim seni böyle bi hayata çekmeye hakkım var mı Serdar? Sen de elbet çocuk sahibi olmak isteyeceksin, baba olmak senin hakkın. Hep diyordun bi aile kursam, hep hasret büyüdüm.. keşke bi ailem olsa diye. Ben sana istediğin o hayatı sağlayamam..."

Kollarımdan tutup kendime getirmeye çalıştı. Ne dediğinin farkına var anlamında salladı beni.

"Peri? Ne demek o? Ne anlatıyorsun sen? Ben bi aile istiyorum. Elbette istiyorum, kim istemez güzel bi aile kurmayı? Ama benim aile dediğim şey seninle uyuyup seninle uyanmak zaten. Çocuksuz aile olamıyor muyuz biz? Hem unuttun sanırım, bizim birkaç aya faaliyete girecek bi çocuk yuvamız var. Anne baba olmak için illa çocuğu yapman gerekmiyor. Biz ordaki bütün çocuklara seninle birlikte bakacağız. Güneş yüzlüm... güzel gözlüm benim.. sen bunları düşünme yalvarırım artık" dedi ellerimi avuçlarının içine alıp öptü.
"Önümüzde bi boşanma davası kaldı düşüneceğin. Sonrasında yol aydınlık. Serdo'na güven" dedi beni göğsüne yaslayıp. Gülümsedim.

"Serdo'yu sevdin he" dedim ağlamaktan çatallı sesimle.

"Sevdim. Senden gelen her şeyi severim ben"

"Bi tedavisi yok muymuş?"

"Perim.. sen eğer anne olmayı kendin için istiyorsan, ben o tedaviyi sana nerede olsa getirtirim. Ama benim için düşünüyorsan, bana böyle bir şey borçlu değilsin. Bak gerçekt.."

PERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin