Mektup

11 1 0
                                    

O olayın üstünden 3 gün geçmişti. Babamın zoruyla yemek yiyordum, onun büyük çabaları sayesinde biraz tebessüm ediyordum, Nevra Teyzenin desteğiyle banyoya girebiliyordum. Yaşamla bağlantımı kesmiş gibiydim. Gökhan'ın telefonlarını açmıyor, görmek bile istemiyordum. Kapıya gelip saatlerce babama dil dökse de içeri almıyordu babam ben istemediğim için. Aynı şekilde iki kez Serdar da gelmişti, onu da görmek istemediğimi söylemiştim. Cihan her gün yanıma uğruyor, bir saat benimle sohbet edip yüzümü güldürmeye çalışıyor, ben içtiğim ilaçların etkisiyle uykuya dalınca da sessizce çıkıyordu odadan. Bir kez de Eylemle Lara uğramıştı. Sena'yı da görmek istememiştim, çünkü anladığım kadarıyla Gökhanların yaptığı her işten onun da haberi vardı.. Camın kenarındaki sallanan koltukta oturuyordum gün boyu... bahçeye baktığımda Gökhanın arabasını gördüm yine. Camı ve perdeyi kapatıp tekrar yatağıma uzandım. Kapı tıklandığında yataktan doğruldum, içeri babam girdi

"Gelebilir miyim Perikuşum?"

"Gel babacım tabiki"

"Nasılsın? İlacını içtin mi?"

"İçtim baba" ağrı kesici alıyordum her gün, çok şiddetli baş ağrılarım oluyordu. Feyza Hanım da sakinleştirici yazmıştı olayları babam anlatınca. Kahvaltıdan sonra bi tablet de ondan alıyordum.

"Babacım, biraz dışarı çıkmak istersen seninle baba kız günü yapabiliriz" dedi göz kırparken. Onun bu hallerime üzüldüğünü biliyordum ama zerre içimden gelmiyordu dışarı çıkmak.

"Kendimi yorgun ve hissediyorum. Başka bir gün yapsak olur mu?"

"Olur babam. O zaman hadi aşağı gel. Nevra Teyzen sana mantı açtı"

"Kendi elleriyle mi?"

"Valla öyle, sabahtan beri uğraşıyor. Kıymalı yaptı, patatesli yaptı.. sosunu hazırlayacak şimdi" dedi saçlarımı okşarken.

"Tamam gelirim" dediğimde gözleri parladı. Yaklaşıp saçlarıma öpücük kondurdu.

"Peri, seninle bir şey konuşmak istiyorum" dediğinde gözlerimi dikip babama baktım.

"Gökhan ve Serdara senden gizledikleri şeyler için kızmakta haklısın. Affedip etmemek sana kalmış. Ben, benim kızımı o adama kendi elleriyle götürdükleri için uzun bi süre affetmeyeceğim. Hıncımı alamadım"

"Hıncımı alamadım derken?"

"Yani yüzlerini biraz morarttım ama kolları bacakları sağlam. Serdar'ın bi dişi kırılmış, Gökhan'ın da eli çatlamış. Onun dışında ufak hasarları var"

"Babaaa" dedim gözlerimi devirirken

"Neyse konu o değil, ben senden bir şey saklamak istemiyorum. Bundan sana bahsetmek için geldim, beni Engin'in yerine geçirmek istiyorlar"

"Ne?" dedim bağırarak.

"Merak etme, benim kontrolüm altında olacak her şey. Usulsüz hiçbir şey yapmayacağım. Silahlar zaten teşkilata veriliyor. Tarihi eser ve uyuşturucuya asla izin vermeyeceğim. Hatta kayıtlarda bulduklarımı da Sena'ya teslim ederim. Babacım, Fikri'ye bunu borçluyum. O bana seni verdi" dedi yüzümü ellerinin arasına alarak.

"Fikri geçsin Engin'in yerine. Ne diye seni istiyor?" dedim omuz silkerek.

"Çünkü kimsenin Engin'in öldüğünden haberi olmayacak. Zaten yüzünü bilen yok. Ben, işleri Engin olarak devam ettireceğim. Fikri, Gökhan, Serdar yerlerinde sabit kalmak zorunda. Engin'in ölümü açığa çıkarsa ortalık karışır Peri"

"Ne yapmak istiyorsan yap baba. Ben bu işlerle ilgili hiçbir şey duymak istemiyorum."

"Tamam babacım, inelim hadi mutfağa" dediğinde kolunu uzattı tutmam için. Koluna girdim, birlikte merdivenlerden indik. Nevra teyze inmemi hiç beklemiyor olacaktı ki beni görünce yüzünde güller açtı...

PERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin