Peri, Sena'nın aramasıyla biraz daha uzaklaştı davet salonunun kapısından. Karşıda duran kamelyaya oturdu. Nefes bile almayı unutmuştu, zorlukla
"Gökhana bir şey mi oldu?" Diye sordu
"Hayır, hayır lütfen telaş yapmayın. Bunu size söylemem mi daha doğru söylememem bilmiyorum. Peri Hanım, Gökhan sizi bırakıp buraya geldi ama emin olun size söyleyecekleri var"
"Ne gibi?" dedi Peri sesi titreyerek
"Benim anlatmam doğru olmaz. Sadece size söyleyecekleri var, ve her gün adınızı anmadan geçmiyor.. Eğer isterseniz size yardımcı olabilirim"
"Nasıl yapacaksınız?"
"Sizi Prag'a davet ediyorum Peri Hanım. Bana bu numaradan ulaşabilirsiniz her zaman. Gelmek isterseniz, mesaj atıp arayabilirsiniz. Sizi havaalanından alıp, Gökhanın evine bırakabilirim. Gerçekten ben de şuan bir ikilem içindeyim. Belki Gökhan bana sonsuza kadar küs kalacak, ben tanıdığım en iyi dostumu kaybedeceğim. Ama bunun pahasına da olsa size yardım etmek istiyorum" dedi Sena.
"Teşekkür ederim. Ben... ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Size bu numaradan dönüş yapsam olur mu?"
"Tabiki, dediğim gibi istediğiniz vakitte.."
"Teşekkür ederim Sena. Ben ne diyeceğimi.."
"Bir şey deme Peri. Kararını ver, ama bence gelmelisin" diyip kapattı Sena.
Peri bir süre sessizce oturdu. Bir şeyler olduğunu içten içe hissediyordu ama.. ne olduğunu kestiremiyordu. Dalmışken uzaklara doğru Serdar geldi.
"Karanizde geminiz mi var?"
Peri, kafasını kaldırıp baktı aniden. Korkmuştu.
"Napıyorsun kızım burda gemilerin batmış gibi. Buz hava buz, gelsene içeri"
"Serdar, abinden haber var mı?"
"Yok, hatta bazen korkuyorum başına bir iş mi geldi diye"
"Yok, korkma sağlammış"
"Ne, aradı mı seni?"
"Sayılır. Neyse gel Serdar, içeri geçelim. Sonra konuşuruz"
İçeri geçtiklerinde yemekler dağıtılıyordu. Peri, kızların yanına geçip oturdu Serdarla birlikte. Yemeğine dokunmadı, sadece birkaç yudum su içti. Durumu Serdar fark etti.
"Peri, bir şeyler yer misin? İnsanlar babanı nişanladığın için surat astığını düşünür bak. Kıskanıyor musun sen?" Diyip güldü. Peri de gülümsedi
"Canım istemiyor Serdar. Başım ağrıyor zaten."
"Sorma dedin diye sormuyorum da, abim iyiymiş değil mi?"
Peri kafa salladı sadece.
.
Nişanı bitirdiklerinde herkes evlerine dağıldı. Peri, sabah babasıyla geldiği için arabasını getirmemişti. Dönüşte Sezgin Bey Nevra Hanımı bıraktığı için Peri Serdarla dönecekti. Hem iyi olmuştu böyle, yolda konuşurdu.
Serdara durumu anlattıktan sonra bir süre ikisi de konuşmadı. Sonra Serdar
"Ne yapacaksın Peri, gidecek misin?" diye sordu gözünü yoldan ayırmadan
"Bilmem.. yani.. offf Serdar"
"Seninle gelebilirim"
"Hayır, lütfen.. sadece bana git ya da gitme de. Karar veremiyorum"
"Git. Abimin ne diye gittiğini ben de bilmiyorum. Birinin öğrenmesi gerek gidip. Ki zaten sen de git dememi bekliyorsun"
"Evet.." dedi Peri iç çekerek. Babasına ne diyeceğini düşündü. Biraz kafa tatili? Yaz Kreasyonuna çalışma? Gökhana gidiyorum???? Kafa tatili en iyi seçenekti. Eve gittiğinde üzerine pijamalarını geçirip bilet baktı Prag'a. Yarın öğlene vardı. Çok ani olmuştu ama daha fazla bekleyemezdi. Babası geldiğinde, biraz dinlenmek istediğini bir haftadır yorulduğunu anlattı. Hiç gönlü razı gelmedi tek başına onu yollamaya ama, haklı olduğunu düşündü Peri'nin. Çok yorulmuştu bir süredir. Peki babacım, ama beni habersiz bırakma demişti Sezgin. Peri, bileti onaylayıp Sena'ya uçağın saatini söyledi. Tüm gece uyuyamadı, bir sırt çantası hazırlamıştı kendine. Valiz beklemekle bile vakit kaybetmek istemedi. Ertesi sabah babasıyla kahvaltı edip vedalaştı Peri. Evden çıktığında Serdar onu bekliyordu.
"Günaydın, arabayla uğraşma. Ben bırakayım havaalanına diye geldim"
"Kralsın Serdar" diye gülümseyip atladi arabaya. Hâlâ çok gergin görünüyordu Peri. Bilmediği bir ülkeye, kadının biri aradığı için gidiyordu. Ama bir yalana da olsa inanmaya ihtiyacı vardı bütün çaresiz insanlar gibi."Peri, simkartın yurt dışına açık mı?"
"Evet, tabiki. İner inmez yazarım sana."
"Uçağın da numarasını söyle, takip edeyim"
Peri kafa salladı. Havaalanına geldiklerinde inecekti ki Serdar
"Ben de mi gelseydim?" diye sordu.
"Hayır Serdar. Kadın beni, Gökhanla olanları, hatta seni bile biliyor. Yalan söylediğini düşünmüyorum. Meraklanma gerçekten yardımcı olmaya çalışıyor"
Serdar hak verdi. Arabadan inip Periyle vedalaştıktan sonra bir süre arabada bekledi. Gitmekle gitmemek arasında kararsızdı. Gökhana mail atmak istedi ama, işleri bozmak istemedi. Belki de Peri sürpriz yapacaktı..
.
Peri, uçaktan indiğinde yanına sarı saçlı, uzun boylu bir kadın yaklaştı.
"Peri Hanım?"
"Sena Hanım?"
"Evet, hoşgeldiniz" diyip yürümeye başladı Sena, eliyle sol tarafı gösterirken.
"Nasıl tanıdınız beni?" Diye sordu Peri Sena'yı takip ederken.
"Gökhan'ın ekran resminde ikinizin fotoğrafı var. Çok zor olmadı" dedi Sena gülerek. Peri de gülümsedi. Taksi çevirdiklerinde ikisi de arkaya oturdu.
Sena bozdu sessizliği
"Rahat geldin mi?"
"Uçuş olarak soruyorsan evet, kafa olarak hayır.." gülümsedi Peri
Ciddi konu konuşacakları zaman siz diye hitap ediyorlardı birbirlerine. Ancak gündelik konuşurken sen diline geçiyorlardı. Henüz karar verememişlerdi birbirlerine nasıl davranacaklarına.
Gökhanın evine geldiklerinde Peri, apartmana baktı.
"Sevmedin mi?" Diye sordu Sena
"Gökhanın istanbuldaki evini görünce böyle bir evde oturduğunu düşünmemiştim" dedi Peri. 8 katlı, eski bir binaydı bu. Güvenli görünmüyordu, temiz görünmüyordu..
"Gökhan bugün merkeze gitti. Evin anahtarı bende var, akşam oğlumu ona bırakıyorum bazen. Gece gelince onu uyandırmadan Burak'ı uyurken kucaklayıp gidiyorum. O yüzden anahtarı aldım. Yanlış düşünmeni.."
"Saçmalama Sena. Öyle bir şey olsa sen bana haber verir miydin? Eğer dediğin gibi Gökhanın bir açıklaması varsa, senin sayende bizim hikayemiz güzel olursa, sana minnettar kalacağım" dedi Peri, Senanın omzunu okşarken. Konuşurlarken evin bulunduğu kata çıkmışlardı. İçeri girdiler, apartman ne kadar kötü olsa da Gökhan, evinin temizliği ve düzeninden ödün vermemişti. Peri, içeri girince gözlerini kapalı tuttu bir süre. Ev, Gökhan kokuyordu. Bu kokuyu uzun süredir almamıştı Peri.. içinden 'umarım bana yapacağın mantıklı bir açıklaman vardır. Seni affetmek istiyorum' dedi..
"Çay ister misin?" Sesiyle irkildi.
"İyi olur. Gökhan ne zaman gelir?"
Evi dolaşmaya başlamıştı ama zaten 1+1 olduğu için kısa bir tur olmuştu bu.
Sena çay için su koyarken
"Akşama gelir herhalde. Ben şimdi çay demlerim, içeriz. Sonra bara geçmek gerek. Korkmazsın di mi evde?"
"Yok korkmam. Sen ne iş yapıyorsun?"
....
Çay içerken sohbet ettiler. Sena'nın oğlundan, Gökhanla tanışmalarından konuştular. Bir saat kadar sonra Sena çıktı. Peri, Serdarı aradı. Bir süre vardığın gibi neden aramıyorsun azarı yedikten sonra, Gökhanı daha görmediğini, eve gelmesini beklediğini söyledi. Kapattılar telefonu. Peri, önceki gece de uyumadığı için yolculukta da iyice yorulmuştu. Koltuğun üzerinde uyuyakaldı...
.
Hava karardığında, kapının önünden ses geliyordu. Sonunda Gökhan gelmişti demek.. heyecanla gidip kapıyı kendi açmak istedi. Üstünü başını düzeltti ayaklanıp. Kapıyı açtı. Gelen iki tane takım elbiseli tanımadığı adamdı. Biri uzun boylu sıska, diğeri de uzun ama kilolu orta yaşlarda iki kişi karşısında duruyordu. İngilizce şekilde "siz kimsiniz?" dedi. İngilizce karşılık verdi uzun adam "Gökhan'ın evi burası değil mi?"
Peri "yes, but..." dediği anda öndeki adam eliyle Peri'nin ağzını kapatıp içeri soktu. Kilolu olan kapıyı kapatıp, Peri'nin ağzını, gözlerini ve ellerini bağlayacak bir şeyler aradı. Kravatını çıkarıp ellerini bağladıktan sonra, diğerinin kravatıyla da gözlerini bağladı, koltukta bulduğu atkıyla da ağzını kapattı. Peri'nin bağırmasına bile izin vermediler. Sonra kendi aralarında Türkçe konuşmaya başladılar. Peri'nin oralı olduğunu, anlamadığını düşünüyorlardı.
"Oğlum Gökhan piçi nerde lan? Bu kadını napıcaz şimdi?"
"Abi öldürelim gitsin. İkimizi de gördü. Polise eşgal verir"
"Hayır, Gökhan gelir, çatışma çıkarsa kendimize zırh olarak kullanır önümüzde tutarız. Evden çıkmak gerek önce. Sonra bi orman yolunda sıkarız kafasına." Peri'ye döndü kilolu ve ürkütücü olanın bakışları "sen de mırıldanıp durma. Amınakoyim tek yaşıyor dediler bu herif için.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİ
Novela Juvenilİçinde kavganın, sevginin, aşkın, tutkunun, hırsın da yer alacağı kitabıma hoşgeldiniz. Hikayenin sonunun nasıl olacağını bilmemek beni yazarken hep heyecanlandırır. Beraber görelim. Peri, sizlere emanet. Ona iyi bakın💝 +18