Sır/2

23 0 0
                                    

Gökhan "Günayydınnn" diye coşkulu şekilde Peri'nin odasına girdi. Peri gözlerini açmadan "günaydın" diye karşılık verdi.
G: iyi uyudun mu?
P: valla bi sürü ilaç verdin. Uyudum tabii
G: tatlım rahatlatıcı, ağrı kesici, takviye edici vitamin içirdim, ne? Biraz çok olmuş tamam, dedi gülümsedi. Devam etti:
G: dün çok korktum Peri.. sana bir şey oldu diye çok korktum.
P: ben Sezgin Kazanır'ın kızıyım. Bana kolay kolay bir şey olmazzzz.
G: biliyorum.. hadi kahvaltı hazır. Sana sevdiğin biberli omletten yaptım.
P: onu nereden biliyorsun? Gökhan ben artık korkuyorum bak.
G: güzelim anlatıcam. Sanki anlatmıyorum ya. Gel, inelim, kahvaltımızı edelim. Anlatıcam her şeyi.
P: tamam, bi yüzümü yıkıyım. Geliyorum.
Gökhan aşağı indi. Peri yüzünü yıkamaya girdiğinde aynada bir süre bakıştı kendiyle. Dün yaşanan olayları sıcağıyla idrak edememişti. Her şeyi Gökhandan dinleyip sonra uyumuştu. Kendini dinleyecek vakti olmamıştı. Sezgin'in biyolojik babası olmaması Peri'de hiçbir şeyi değiştirmezdi. Sezgin, Peri'nin babasıydı. Ve öyle kalacaktı. Çok fazla hatırlamıyordu Engin ve Suna'yı. Sadece o zamanları hatırlamaya çalıştıkça içini kasvet, hüzün, korku basıyordu. Bebeklik fotoğraflarında genelde asıktı yüzü Peri'nin. Çünkü mutsuz, şiddet içeren, kavgası eksik olmayan bir evdi. 3-4 yaşlarını çok hatırlamıyordu tabiki. Ama hissettiklerini hatırlıyordu. Zaten çocuklar anıları unutur ama nasıl hissettirdiğini unutmazmış. Sezgin, Peri'yi alıp İstanbul'a getirdiğinde birkaç kez annesini sormuştu Peri. Sezgin "anne gitti kızım" diyip Peri'yi alıştırmaya çalışmış başlarda. Babasını sordukça "baba burda" diyip gidip Peri'yi kucaklamış. Birkaç zaman sonra Peri alışmış Sezgin'e. Zaten Engin'i çok fazla evde, oyunlarında, yanında görmediği için Sezgin'i kabullenmesi kolay olmuş. Gençlik dönemlerinde farkındaymış hayatında bir kopukluk olduğunun. Ama cesaret edip Sezgin'e hiç bunun konusunu açmamış. 18 yaşına geldiğinde Sezgin, Peri'yi karşısına alıp tüm detaylarıyla anlatmış. Engin'in Suna'yı öldürdüğünü, onu da içeride öldürdüklerini, Peri'yi alıp İstanbul'a geldiğini, zaten Peri'nin de bir şeylerin farkında olduğunu bildiğini anlatmış. Peri ilk başta taşları yerine oturtmaya çalışmış. Sezgin, ona o kadar güzel babalık yapmıştı ki yıllarca, annesinin yokluğunu bile hissettirmemişti. Aynada bunları kendi kendine düşünürken aşağıdan Gökhan'ın çağırmasıyla kendine geldi. Aşağı indi.
P: muhteşem görünüyor masa. Hepsini sen mi hazırladın?
G: yani omleti yaptım, çayı demledim. Sana portakal suyu sıktım. Geri kalan masayı da Halime abla hazırladı.
P: yaa elinize sağlık.
G: hadi otur başlayalım
P: Gökhan sen de başla.
G: başlıyorum. Ekmek alıyım önce, reçel ekmekle başlamayı seviyorum kahvaltıya
P: Gökhan! Anlatmaya başla. Ne oldu 3 yıl önce? Babamla niye karşılaştınız?
G: Ay Periiii! Tamam anlatıyorum ya. Boğazıma dizdin lokmaları.
Peri, ciddiyetle Gökhanı izliyordu.
G: üç sene önce bana bir haber düştü. "Sezgin Kazanır'ın kızı, aslında onun kızı değilmiş" diye. Bu haberi yaymam istendi.
P: nereden gelmiş haber? Gökhan başka bilenler de mi var? Gökhan babam.. babam çok üzülür.
G: baban biliyor Peri, anlatıyorum müsaadenle. Hani sizin bu sosyetede bi aileye tasarladığınız koleksiyon vardı ya?
P: evet. Civan Mücevherat'ın kaptığı iş..
G: onu kapmadılar Peri. Baban verdi o işi.
P: ne?
G: bana bu haber gelince hemen babanı aradım. Durumu anlattım. Bunlar babanı tehdit edecek bir şeyler aramışlar. En sonunda Muğlada doğduğu eve kadar araştırmışlar. Baban 'çocuk nasıl 3 yaşından sonra ortaya çıktı?' diye soranlara 'annesiyle tek gecelik bi ilişkimiz olmuştu. Annesi vefat edince haberim oldu kızımdan." vs  gibi açıklamalar yapınca bunlar anneni falan filan araştırmaya gitmiş. Ama bizim mahalle kentsel dönüşüme girmişti o sıra. Kimseyi bulamamışlar. Sadece evin önündeki parkta yatan, belki sen hatırlamazsın, Levent abi vardı. Kafadan kırık, şarapçı. Ona sormuşlar babanı.
P: ne demiş?
G: Peri onun kızı değil. Bana şarap alsana. 5 lira ver ben alırım, demiş
Peri güldü.
P: e adam kafadan gidik, buna nasıl inanmışlar?
G: çamur at lekesi kalsın yapmak istediler. Sonuçta böyle bir iddia ortaya atılsa herkes bi şüphelenecekti.
P: sen ne yaptın sonra?
G: baban araştır olayı, akşam da konum attığım yere yemeğe gel, konuşalım dedi. Araştırdım öğrendim. Haberi tabiki yayınlamadım. Diğer kanallara da yayınlatmadım.
P: madem çözdünüz, işi niye verdik bu heriflere o zamannn??
G: Peri konumuz iş mi bebeğim? Baban, seni kaybetmemek için bir an bile düşünmedi. Direkt verdi işi. Civanları arayıp böyle şeylerle uğraşmayın, iş sizin olsun, kızımla ilgili bir daha tek bir haber görürsem... diye açtı ağzını yumdu gözünü onlara.
P: siz nerde yemek yediniz?
G: sizin evde.
P: ben nerdeydim?
G: 7 Kasımdı. Arkadaşlarınla doğum günü kutlamasındaydın, diyip güldü
P: haa sen o yüzden benim doğum günümü 7sinde kutladın. Ama aklına gelmesi gerekiyordu asıl doğum günümde babamla olduğum. 6 Kasımda beraber yemek yiyip pasta kestik, 7 Kasımda arkadaşlarla çıktım.
G: o detayı atlamışım:) sonra sen mesaj yazdın o gece arkadaşında kalmak için izin istedin. Baban da 'bu gece evde tekim Gökhan. Bana eşlik eder misin? Neler yaptın ben yokken, anlatırsın' diyince çok sevindim. Gece 4e kadar babanla sohbet ettik. Ve ne fark ettim?
P: ne fark ettin?
G: Peri, ben adam beni siz İstanbul'a geldiğinizden beri aramıyor sormuyor sanıyordum. Meğer, benim mezun olur olmaz o çok ünlü kanalda iş bulmamı sağlayan, yükselmemi sağlayan Sezgin Bey'miş.
P: babam benim ya...
G: hatta şuanki televizyon kanalını satın almamda da payı varmış. Kendi açık açık 'seni ben vâr ettim' demedi tabiki. Ama gözlerindeki gurur çok güzeldi Peri. Haa gelelim seni nereden tanıdığıma...
P: gelelim Gökhan Bey.
G: bana o gece baban senin odanın yanındaki misafir odasını verdi. Biraz uyuduktan sonra tuvalete kalktım. Senin odana girmişim. Tam çıkarken duvarda resimlerini gördüm. Çok güzel bir genç kadın olmuştun Peri. Resmini görünce uykum açıldı. Sonra masanın üzerindeki resimlere baktım. Ve kahverengi defterine gözüm takıldı.
P: bak okudum deme, yemin ederim şu domates tabağını atarım kafana.
G: Ya ben kapalı defteri açıp niye okuyayım? Ama insan kendi adını görünce gözü kayıyor bi
Gökhan sırıttı. Peri kaşlarını çattı.
P: yaa Gökhan!!!
G: benim Peri kızım bana platonik miymişş oyyy, dedi Peri'nin yüzünü elleri arasında sıkıştırırken.
P: ya ben seni bir kez kanalı aldığında çıktığın yayında gördüm. Salonda babam izliyordu kanalı.
G: biliyorum Peri, hepsini yazmışsın. Dur, hatta ezberimde diyebilirim. Neydi? Hah
" Bugün Gökhan diye birini gördüm televizyonda. Yeni bir kanal satın almış. Hayatımda ilk kez babam kadar başarılı, yakışıklı, zeki birini gördüm. Konuşmalarını dinlemek çok güzeldi"
P: yaa Gökhan!! dedi elini yüzüne kapatarak. Gökhan devam etti:
"Ben sanırım aşık oldum. Ama şu an hayatımda Çınar var. Zaten olmasa da Gökhan gibi biri beni ne yapsın?" Bak en çok kızdığım cümle son cümle oldu. Çınar var hayatımda'ya biraz kızdım ama. Son cümle.. ne demek ne yapsın? Taç yapsın kafasına senden, kraliçe yapsın Perisini..
P: seni çok araştırdım ama sosyal medyan yoktu, İnternette birkaç resim dışında resmin yoktu.
G: çok medyatik biri değilim diyebilirim.
P: seni restoranda gördüğümde nefesim daraldı Gökhan. Sanki kurulmuş bi oyun gibi, ne biliyim bi rüya gibi bir şeydi.
G: zeytini uzatır mısın?
P: ya ben ne diyorum sen ne diyosun öküz müsün acaba biraz?
G: bi saattir sana bişeyler anlatıyorum öldüm açlıktan.
P: peki bana neden o zaman değil şimdi ulaştın?
G: bi süre cesaret edemedim. Sezgin Bey'den çekindim. Elinde büyüdüğün adamın kızından da hoşlanmazsın. Sonra cesaret ettim, Çınarla mutluydunuz bozmak istemedim.
P: sen bana yazdığında da Çınar vardı hayatımda
G: ama aldatıyordu seni. Gördüm birkaç kez şerefsizi.
P: o konuya hiç girmeyelim.
G: babanı ara Peri. Merak etmiştir.
Peri telefonunu eline aldı
P: Gökhan.
G: Efendim.
P: bugün Lara'nın sözü vardı
G: Lara? Arkadaşın?
P: benim hemen yetişmem lazım.
G: tamam bebeğim sakin ol. Çıkarız hemen.
P: kıyafetim yok.. of ben günleri iyice karıştırdım. Unuttum kızın sözünü
G: tamam yolda alırız sana kıyafet. Hadi çıkalım. Üstüne montunu alalım.
Evden çıktılar. Peri, hâlâ bütün olayların şokundayken hiç sindirmeye vakti olmamıştı.. şimdi söze yetişsin, sonra düşünürdü. Gökhanla nelerdi şimdi? Sevgililer miydi? Flört mü? O işe daha hic gelmemişti sıra. Babasına ne diyecekti? Peri karmakarışıktı yine..

.
.


PERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin