Kahverengi Defter

21 1 0
                                    

Peri, arabasına binip Gökhan'ı beklemeye başlamıştı. Gece saat 2ye gelirken uyuya kaldı arabada. Bir saat sonra kapının açılmasıyla uyandı. Gökhandı gelen.

"Peri?? Napıyorsun burada?"

"Gökhan. Ben seni merak ettim. Nerdesin sen? " diyebildi uykulu bi sesle Peri.

"Arkadaşlarlaydık. Meyhanede. Şarjı bitmiş telefonun da. Keşke Serdarı arasaydın"

"Numarası yok ki. Off çok merak ettim Gökhan ya. Bekliyorum kaç saattir. Nasıl düşünmedin benim merak edeceğimi?" diye sitem etti. Daha sonra Gökhan cevap vermeyince devam etti:
"Neyse beni kapının önünde, arabada mı konuşturacaksın böyle?"

"Aa hayır hayır lütfen, gel içeri"

Peri arabadan indi, Gökhan kapıyı açıp içeriye buyur etti Peri'yi.
G: biraz başım ağrıyo alkolden sanırım. Kahve alacağım.
P: ben de alabilir miyim?
G: hayır. Uykun açılır Peri.
P: açılsın, konuşacaklarımız var.
G: günler çuvala mı girdi? Yarın konuşuruz
P: Sade olsun.
Gökhan gülümsedi. Peri'nin hiç kimseyi duymayıp kendi dediğini diretmesi.. tıpkı Sezgin Bey'e benziyordu. Ve bu dik başlılığı Gökhan'ın çok hoşuna gidiyordu. 15 dakika sonra Gökhan kahvelerle salona geldi.
P: eline sağlık, dedi tepsiye uzanırken
Gökhan gözünü Peri'nin elindeki kahverengi deftere kaydırdı.
G: bu, o defter mi?
P: evet.
G: neden getirdin?
P: sadece bir kısmını görmüşsün. Birkaç sayfa okumuşsun. Ama burada 4 sene var. Seni anlattığım koca bir 4 sene.
G: Bakabilir miyim?
Peri defteri uzattı. Gökhan, kendi resimlerini gördü.
G: bu fotoğraflar bende bile yoktur Peri. Nerden buldun, nasıl sakladın bunları, diye sordu gülümseyerek.
P: sen benim ayıcığımı nasıl sakladıysan öyle sakladım. Bir gün sana göstereceğimi bilerek.
Gökhan, Peri'nin elini tuttu bir eliyle. Bir eliyle de dizindeki defterin sayfalarını çevirmeye devam etti. İki sayfa sonra kahkaha attı.
G: Peri bu fotoğrafa gerçekten böyle mi yazdın ahahahahahaahahahah?
P: ya neyi varmış bakıyım hangisi?

 G: Peri bu fotoğrafa gerçekten böyle mi yazdın ahahahahahaahahahah?P: ya neyi varmış bakıyım hangisi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bende bir resmin var. Yüzüme bakmıyor..
.
G: Perikızım benim ya. Nasıl da romantikmiş
P: ya Gökhan dalga geç diye mi getirdim bu defteri sana?
G: hayır Peri niye dalga geçeyim? Sadece şaşırdım.
P: neye?
G: sen önceden beni baya seviyormuşsun.
P: hayır.
G: ne hayır?
P: önceden, seviyormuşsun hatalı bi cümle. Gökhan ben seni hâlâ seviyorum.
G: kalbine sordun yani. O da seviyor.
P: kalbim zaten seviyordu, hiç bırakmadı ki.
G: ama aklın engel oluyordu tabi, değil mi? İşin var, baban var, önünde bir hayat var, kariyerinin zirvesine ulaşmak istiyorsun...
P: engel olmaya çalışıyor aklım. Ama kalbim galip geldi, burdayım.
Gökhan sarıldı Peri'ye. Sanki kokusunu hapsetmek istermiş gibi içine çekti.
G: seni seviyorum.
P: seni seviyorum.
Gülümsediler birbirlerine. Ne kadar mutlu bir aşk olacak gibi duruyordu öyle. Sezgin Bey ikisini de seviyordu, hayat görüşleri aynıydı, birbirlerine çok aşıklardı, birbirlerini tanıyorlardı.. ne kadar kolay olacak gibiydi her şey, olmadı.
G: ee başka neler var?
P: bak şu sayfayı gördün mü? Bunu senin bir röportajında görmüştüm. Not almıştım. En sevdiğin meyve, en sevdiğin şarkı, en sevdiğin şehir..
G: o röportajı ne zaman yapmışım ben, yuh.
P: kanalı ilk aldığın zaman tanıtım amacıyla çıkmıştın.
Gökhan, gözleri gülerek baktı Peri'ye.
G: uyumak ister misin artık?
P: burda uyumak istiyorum.
G: gece gece eve yollamam zaten istesen de.
P: hayır, koltukta. Burda uzanıp uyurum ben.
G: olmaz öyle, misafir odası rahat yeterince.
P: sen de benimle uyu, burda. O zaman koltuk da çok rahat olur.
Gökhan kafa salladı. Koltuğun tepesinde olan battaniyeyi aldı, koltuğa uzandı, kolunu yana doğru açıp Peri'nin göğsüne yatmasını bekledi. Peri, küçük bir çocuk gibi mutlu ve heyecanlı şekilde Gökhan'ın göğsüne uzandı.
P: bu anı birçok kez hayal etmiştim.
G: ben de. Ama benim sarhoş, senin de uykusuzluktan bayılmak üzere olduğun şekilde değil.
Güldüler. Çok geçmeden ikisi de uykuya daldı. Sabah telefon sesine uyandı Peri.
"Efendim Lara"
"Kızım nerdesin? Gelmedin mi dün gece sen?"
"Gökhanda kaldım. Siz beklemeyin beni edin kahvaltınızı"
"Merak ettim Peri. Tamam haberleşiriz. Biz de ev için alışverişe gideceğiz"
"Tamam canım"
Kapattılar telefonu. Gökhan, yattığı yerden telefonla konuşan sevgilisine bakıyordu. Peri, telefonu kapatıp arkasını döndüğünde "Günaydın sevgilim" dedi Gökhan uykulu bir sesle.
Peri, ağzı kulaklarında bir şekilde
P: Günaydın, dedi.
G: sevgilim
P: hı?
G: Günaydın sevgilim
P: Günaydın sevgilim. Oldu mu?
G: oldu.
P: ofise geçmem gerek. İmzalanacak evraklar var. Bir de yeni bir koleksiyon hazırlıyoruz onları gözden geçirmem lazım.
G: tamam tatlım. Benim de bugün işlerim var.
P: kanala mı geçeceksin?
G: yoo. Dışarıda birkaç işim var onları halledeceğim. Akşam konsere gidelim mi?
P: gerçekten mi? Ne konseri?
G: sen seversin. Fatma Turgut.
P: bu haftaki istanbul biletleri tükenmişti.
G: ben ararım Fatmayı.
P: Fatmayı?
G: arkadaşım Peri. Bize de yer ayırtır herhalde.
Peri, bir elinde çantasını tutarken bir eliyle Gökhan'ın boynuna sarıldı. Yanağından öptü ve evden çıktı.
Gökhan, kendine bir kahve alıp Serdar'ı aradı.
G: Günaydın Serdar. Bugünün özeti nedir?
S: Günaydın Gökhan Bey. Bugüne herhangi bir randevu, toplantı yazmamışız. Çünkü yılsonu geldiği için check-up gününüzmüş. Öyle not etmişim.
G: hay Allah akşam konsere yetişemeyecek miyim?
S: ne konseri Gökhan Bey?
G: Fatma Turgut. Sen iki bilet ayarlatsana bize Fatmadan. Ben yetişirim bir şekilde.
S: tamamdır efendim.

Gökhan evden çıktı. Peri'den mesaj gelmişti
Perikızı: şirketteyim
Siz: tamam hayatım. Ben de şimdi çıktım evden.

.
Gökhan randevusu olan hastaneye geldi. Doktoru Halil Beyle görüştükten sonra check-up için tahliller verdi. Röntgen çekildi, MR'a girdi. Akşam 6da çıkabildi hastaneden
"Sonuçlar en geç yarına çıkar" dedi Halil Bey. Vedalaşıp hastaneden çıktı. Periyi aradı.
G: selamlar Perikızıııı
P: buyrun Gökhan Bey
G: gelip seni alayım. Önce akşam yemeği sonra konser diyorum.
P: tamam diyorum. Ve sonra şarap diyorum.
G: anlaştık, yoldayım. 25 dakika.
P: tamam.
.
.
.
G: geldim, aşağıdayım.
P: iniyorum.
Peri, aşağı inip kapıda bekleyen arabaya bindi.
Şoförün açtığı kapıdan arabaya bindi. Gökhan'a sarılıp "keşke şoförü almasaydın" dedi.
Gökhan da sarılırken "alkol alırız diye düşündüm." diyerek yanıtladı.
Yol boyu Peri koleksiyonunu anlattı. Gökhan da gününden bahsetti ama hastaneden pek bahsetmedi. Çünkü Peri'yi telaşlandıracaktı. Bunun rutin bir kontrol olduğuna inanmayacaktı, kendini üzecekti boş yere Peri. Onun yerine dışarıdaki işleri hallettiğini, kanalın davet düzenlediğini (ki yakın zamanda düzenleyecekti) onunla ilgilendiğini söyledi. Çok geçmeden yemek yiyecekleri yere geldiler. Bir şeyler atıştırıp konser alanına geçtiler.
Birkaç dakika sonra Fatma Turgut, tüm güzelliğiyle sahnedeydi. En önden, birbirlerine bakarak şarkılara eşlik ediyorlardı. Konser arası verildiğinde Gökhanın telefonu çaldı.
G: Hayatım, konser başlar şimdi duyamam. Kapının önüne çıkıyorum.
P: tamamdır. Bize fıstık söylüyorum bitmiş.
G: benim fıstığım bitmedi yanımda.
P: yaa Gökhan hadi git aç telefonu.

.
Gökhan dışarı çıkıp telefonla konuşup geri döndüğünde konser başlamıştı. Barın önünde Peri'ye bakan bir çocuk gördü. Gidip ensesine bir tane yapıştırmasıyla çocuk yerinden düştü. Allahtan Fatma'nın kendine çeken bir enerjisi vardı da kimse yere düşen bu hergeleye aldırmadı, diye düşündü. Kafasından tutup dışarı çıkardı.
Gökhan, bir eliyle kafasını bir eliyle çocuğun iki elini tutuyordu.
"nereye bakıyodun lan sen?"

"Abi abi kimseye..."

"O gri ceketli kıza bakıyordun dimi. Şerefsiz. 10 dakika ayrıldım yanından 10."

"Abi, valla baktım sadece öyle. Kardeşin çok güzel abi maşallah Allah sahibine bağışlasın. Benim kötü bi düşüncem..."

Gökhan bir tane yumruk atıp yere düşünce bıraktı çocuğu. İçeri geçip hiçbir şey olmamış gibi devam edecekti.

P: Gökhan bir şey mi oldu?
G: hayır hayatım. Sanırım yüksek ses bana artık yorucu geliyor.
P: çıkabiliriz.
G: hayır, izle sen sonuna kadar. Senin için geldik.
Peri, Gökhan'ı yanağından öptü yine. Gökhan gülümsedi. Bir saat sonra konser bitiminde Gökhan Periyi evine bırakıyordu.
P: şarap içecektik. Ondan şoförü aldım dedin.
G: konserde de içtik. Biraz başım ağrıdı. Beni affedebilir misin bu gecelik?
P: masaj yapabilirim başının ağrısına.
Gökhan, Peri'nin dizlerine kafasını koydu. Peri, ince parmaklarıyla Gökhan'ın şakaklarını ovmaya başladı. Yarım saat sonra şoför: Geldik efendim, diyince Gökhan kalktı Peri'nin dizlerinden.
G: teşekkür ederim Perikızı. Geçti bile ağrım.
P: asıl ben teşekkür ederim. Çok güzel bir gündü.
Peri, oturduğu yerden biraz daha Gökhan'a yaklaştı. Gömleğinin yakasını düzeltti. Dudağının kenarına öpücük kondurdu. Gözleri Gökhan'ın dudaklarına kaydı sonra. Öpmeye yeltendi, Gökhan " iyi geceler Peri" dedi. Peri, geri çekildi. Gökhan tekrar "şoför var, ben rahatsız oluyorum böyle" dedi Peri'nin kulağına. Peri biraz kırılmıştı ama Gökhan'a hak verdi. Tanımadığı etmediği bir adamın yanında öpüşmeleri ne kadar doğruydu. Ve ilk öpüşmeleri, böyle arabada mı olacaktı? İlk başta Gökhan'a kızsa da hak verdi bahçeden eve girene kadar. Zaten Gökhan'a en fazla o kadar kızabiliyordu. Eve girdiğinde Lara karşıladı onu. Laraya kısa bir özet geçtikten sonra babasıyla telefonda konuşup odasına geçti. Duş alıp uyudu. Sabah erken uyanacaktı..
.
.



PERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin