Serdar

16 2 4
                                    

Peri'den...

Hastaneye geldiğimizde koşarak yoğun bakım katına çıktım. Gökhan'ın yine gözleri yaşlıydı ama bu sefer gülüyordu. Beni görür görmez koşup sarıldı. Kucağında bi tur çevirip

"Peri... hayati tehlikeyi atlatmış" dedi sevinçle. Ben de gözlerim yaşlı, gülerek kafa salladım. Alnını alnıma dayadı.

"Daha iyi olacak" dedim. Dönüp bileğindeki dövmeye baktı.

"Olacak" dedi. Sonra kafasını kaldırıp bana "sen nerdeydin, bahçeye mı çıktın?" diye sordu. Aaooww! No!

"Gökhan Bey uyandı mı Serdar abim, çok şükür" diye girdi Savaş yoğun bakım bekleme alanına...

"Uyandı Savaş. Sen nerdeydin? O it garajda di mi? Bi sorun yok" diye sordu Gökhan. Savaş bana döndüğünde ikimiz de birbirimize baktık. Konuyu değiştirmek için babamla Suna'yı sormak istedim. Sena, Mine ve Duha'yı gelirken kapının önünde görmüştüm. Ama Sunayla babam yoktu.

"Babamla Suna nerde?" dediğimde

"Fikri gelmiş onu karşılamaya indiler. Burayı bulamamış" diye yanıtladı. Tekrar Savaşa dönüp

"Lan ne birbirinize bakıp duruyorsunuz? Savaş! Elinizden kaçırdıysanız o iti... bak sizi uçururum!" diyerek adım attı Savaş'a doğru. Önüne geçtim

"Gökhan.. şey.. Rojhan.."

"Ne Rojhan! Ne Rojhan? Peri?!"

"Vurdum" dedim ellerimi iki yana açarak. Gözlerini kocaman açıp kaşlarını yukarı kaldırdı.

"NE?" dedi bağırarak. İçeri Fikri, babam ve Suna girdi.

"Ne oldu, niye bağırıyosunuz, bir şey mi oldu Serdara?" diye soran Suna oldu. Gökhanın bağırmasına Sena, Mine ve Duha da geldi kapının önünden. Gökhan gözlerini hiç ayırmadan bana bakıyordu.

"Peri ne yaptın sen? Ben anlamadım, ne yaptın?" diye sordu omuzlarıma ellerini koyup. Savaş müdahale etti

"Gökhan Bey hiç sırası değil. Serdar abi bu haldeyken..." dediğinde bıraktı omzumu. Ellerini saçlarının arasından geçirip derin bi nefes aldı. Babam

"Ne oluyo bi desenize?" diye bağırdı.

"Yok bi şey" diye yanıtladı Gökhan. Bize ilk başta bilgilendirme yapan orta yaşlı, tatlı hemşire tekrar yanımıza geldi. Gökhanla hemen hemşirenin yanında bittik.

"Serdar Bey'i birkaç dakika görebilirsiniz. Henüz uyanmadı, ilaçların etkisiyle uyumaya devam edecek. Ancak yalnızca iki kişi alabilirim" dedi tebessümle.

"Ben girmek istiyorum" dedi Suna arkadan. Gökhan bana baktığında hayır anlamında kaşlarımı kaldırdım. Çünkü Gökhanla ikimiz girmeliydik içeriye. Serdar da böyle olsun isterdi...

"Hemşire Hanım üç kişi alabilir misiniz?" diye sordu Gökhan

"Maalesef. Normalde iki kişi de almıyorum ama Hanımefendi çok endişe ettiği için doktor izin verdi"

"Tamam biz ikimiz giriyoruz o zaman" dedim Gökhanla kendimi kast ederek. Suna'yı duymazlıktan gelecektim.

"Peki, beni takip edin steril kıyafet giymeniz gerekiyor" dediğinde hemşirenin peşine takıldık. Birkaç adım attığımızda Suna "Peri? Duymadın mı? Ben de görmek istiyorum" diye bağırdı arkamdan. Arkamı dönüp gözyaşları eşliğinde

"Suna.. lütfen.." dediğimde ayağını yere vurup üffleyerek bekleme alanındaki koltuklara oturdu.

Hemşirenin verdiği önlük ve boneleri giyip yoğun bakım servisinden içeri girdik. Serdar'ın yattığı bölüme geldiğimizde Gökhan gidip elini tuttu.

PERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin