Gözümü açtığımda karşımda Savaş'ı buldum. Başıma koruma dikip gitmişler.. harika..
"Peri Hanım? İyi misiniz? Durun, doğrulmayın lütfen aniden" diyip yanıma gelip kolumdan destek verdi. Başım çok ağrıyordu.
"Gökhanlar nerde Savaş?"
"Kanala geçtiler. Hemen haber vereyim ayıldığınızı" dedi elini cebine atıp.
"Sakın! Aramıyorsun. Kalk kanala gidiyoruz"
"Ama Peri Hanım.. Gökh.."
"Savaş sus! Zaten çok sinirliyim o mavi gözlerini oyarım şimdi. Yürü. Beni kanala bırak!"
Savaş önüme düştüğünde çantamı alıp arkasından çıktım. Yarım saat sürmeden kanaldaydım. Kapıda stajyer Damla karşıladı beni.
"Hoşgeldiniz Peri Hanım, Gökhan Beyler toplantıda dilerseniz şöyle oturabil... Peri Hanım nereye gidiyorsunuz?"
"Damla çekil, toplantı odasındalar mı? Konuşsana dilini mi yuttun?"
"Ha-hayır Gökhan Beyin odasındalar" dediği gibi asansör beklemeden Gökhanın odasına doğru çıktım. Kapının önüne geldiğimde derin bi nefes aldım önce. İçeriden bi adamın sesi geliyordu. Bazen Sena konuşuyor, bazen de Gökhan konuşuyordu. Biraz kulak kesildim konuşmalara.
"Babam en son buraya girmiş görünüyor! Siz haberim yok diyorsunuz! Karşınızda çocuk mu var sizin?" diye kükredi bir ses.
"Abi ne alakası var! Sen beni hiç dinlemeden geldin kanalı bastın zaten! Hadi biz insanları daha fazla meşgul etmeden gidelim" dedi Sena. Tam o sırada kapıyı açtım
"Durun ya hu nereye? Hep birlikte konuşalım önce" diyerek girdim kapıdan içeri. Arkamda duran Savaş'ı gözleriyle yedi Serdarla Gökhan. Aldırış etmeden kapıyı kapattım. Odadakiler bana bakıyordu sorgulayan gözlerle. Ceketimi çıkarırken "ne bakıyorsunuz? Daha fazla arkamdan iş çevirmeyin diye olayları dinlemeye geldim" dedim tebessümle Gökhana bakıp. Sena hâlâ ayaktaki adamın kolunu tutuyordu bi zarar vermemesi için. Adam kolunu hızla Sena'nın elinden çekti. Bana doğru adım attı
"Merhaba. Ben Sena'nın abisiyim, Rojhan. Babam Lütfi Sarızâde'yi arıyorum. Sizin bi bilginiz var mı?" dedi elini uzatırken. Tokalaştım. Sena kaşlarını 'hayır de' dercesine yukarı kaldırıyordu. Gökhanla Serdar da gözlerimin içine napıyor bu kız der gibi bakıyordu. Tebessüm ettim
"Ben de Peri memnun oldum. Babanızla ilgili bir şey bilmiyorum. Vefat ettiğini söylemişti Sena"
"Evet babamı kaybettik ama bu ölüm bana şüpheli geldi. Belki Sena bahsetmiştir ben doktorum. Babamın cenazesini incelediğimde cesedin taşındığını fark ettim. Çevrede kamera vs yok. Sınırda bulundu cesedi. Ondan önce de bu binaya girdiği görülüyor. Çıkış yok, başka bi yerde kameraya takıldığı yer yok! Siz olsanız nereye bakardınız Peri Hanım?"
Adamı anlayışla dinliyordum. Cümlesini bitirdiğinde "Haklısınız, ancak dediğim gibi biz vefat ettiğini öğrendik sadece Senadan. Başka bir şeye ihtiyacınız olursa her zaman destek veririz. Bu benim kartım, dilerseniz" diyip cüzdanımdan kart uzattım.
"Anlıyorum. Çok şükür, konuşarak iletişim kuracağım biri çıktı karşıma. Teşekkür ederim Peri Hanım. Hadi Sena, çıkalım" dedi elimden kartı alırken. Sena kafa sallayıp abisinin peşine takılıp çıktı. Gökhan ve Serdar hâlâ şaşkın şekilde beni izliyordu. Kapı çekildiğinde yüzümdeki sahte gülümsemeyi söküp "ne bakıyosunuz?" diye sordum. Gökhan yerinden kalkıp yanıma geldi
"Peri ne yapıyorsun?""Asıl siz ne yapıyorsunuz Gökhan? Adam babasının katilini arıyor, ve katil kardeşi! Hepimiz bunu biliyoruz, gizleyecek miyiz?"
"Peri düşündüğün gibi değil. O Lütfi denen herif terörist" diye atladı Serdar.
![](https://img.wattpad.com/cover/357554986-288-k97025.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİ
Teen Fictionİçinde kavganın, sevginin, aşkın, tutkunun, hırsın da yer alacağı kitabıma hoşgeldiniz. Hikayenin sonunun nasıl olacağını bilmemek beni yazarken hep heyecanlandırır. Beraber görelim. Peri, sizlere emanet. Ona iyi bakın💝 +18