Peri'den...
"Serdaaar! Şu balonları takamadımmm" diye bağırdım süslemelerle boğuşan Serdoma. Bugün çocuk yuvamızın açılışı vardı ve her yeri süsleyip çocuklarımızı karşılayacaktık. Emniyet mensupları, öğretmenler, basın mensupları gibi kişiler de gelecekmiş. Çocukları çekmemeleri için elimden geleni yapacağım, suratlarına kamera dayanmasını istemiyorum. Çocukların rahatsız olacağından eminim.. ama valilik uygun görmüş, yapılan iyilikler gösterilmeliymiş ki, teşvik edilsin..
"Geldim sevgilim. Nereye takmak istiyorsun bunları?"
"Erik ağacına" dedim omuz silkerek. Saçlarıma öpücük kondurup balonları elimden aldı. Tam istediğim gibi ağacın dallarına ucundaki ipler sayesinde taktı.
"Peri her şey o kadar güzel gidiyor ki.. dilimi ısırıyorum şu an" diyip dilini uzatıp ısırdı. "Ödüm kopuyor bir pürüz olacak hayatımızda diye sevgilim.. olmaz di mi?"
"Olmaz Serdom be! Yan yanayız artık. Bize hiçbir şey olmaz" dedim parmak uçlarıma yükselip yüzünü öperken.
"Yan yana, ve yana yana.." diye yanıtladı gülümsemeyle. Aynı şekilde gülüp başımla onayladım.
"Serdo biz buraları süslüyoruz da, hava buz. Çocuklar üşür burda" aralık ayının ortasındaydık artık.. hava baya soğumuştu
"Perim zaten burayı görüp mutlu olsunlar diye yaptık. İçerisi de süslendi orada vakit geçirirler"
"Doğru.. ay bi heyecanlandım" dedim derin nefes verirken
"Bi şey diyim mi ben de.. ki ben kolay kolay heyecanlanan biri değilim.. en son işte o gece heyecanlandım"
"Hangi gece?"
"Seninle, ormandaki evdeyken.." dedi çapkın bi gülüşle. Omzuna vurup ben de güldüm.
"Neşeniz bol olsun gençler" diyerek yanımıza Lara geldi. Açılışa tüm arkadaşlarımız gelmişti. Sabahtan beri süslemelere yardım ediyorlardı. Lara, Kaanı da getirmisti. Paşamız artık beş aylıktı.. tombiş yanakları, kel kafası, boğumlu kollarıyla gel beni ısır diye bağırıyordu.
"Kaanım gel bakıyım amcaya" diyip kollarını uzattı Serdar. Serdarı görür görmez annesinin kucağından atılmaya başlamıştı zaten. Gülerek kuruldu Serdarın kucağına.
"Kucağına da çok yakışıyo Serdar. Allah nasip etsin" diyerek yanımıza gelen Eylemdi. Sunayla Serdarın bebek olayını tek bilen Laraydı. Biz onunla hep daha yakın olmuştuk. Eylem, arkadaşlığımızın başından beri Güneyle birlikte olduğundan bizle vakit geçirmezdi..birbirimizi severdik, toplanır eğlenirdik ama derin konular konuşmazdık. Bu yüzden anlatmamıştım bu olayları.. bir daha çocuğumun olma ihtimalinin olmadığını biliyordu ama. Bilmeden söylediği bi cümle beni incitmişti.
"Allah nasip etti zaten Eylem. Az sonra bir sürü çocuğumuz olacak. Di mi sevgilim?" diyip gülerek göz kırptı Serdar bana. Hayatımın bi anında birine dehşet büyük bi iyilik yapmışım.. bu herifin bana nasip olması... ne bileyim.. wow!
Ben de ona gülümsediğimde arkadan"Peri Hanımmm" diye bağıran Mine'nin sesi geldi.
"Hah geldin mi?" diyerek ona doğru yürüdüm.
"Buldun mu istediklerimi?"
"Buldum buldum. Geldiler bakın" diyerek bahçe kapısını gösterdi. Pamuk şeker, patlamış mısır ve portakal suyu standları... Serdara sürpriz olsun, açılışı renklensin diye bu standları kiralamıştım. Hem çocuklar sever diye düşündüm.
"Hoşgeldiniz. Şöyle kurabilirsiniz standları" dedim ufak bir kamyonla gelen adamlara seslenirken. Kamyonu kullanan adam anladığına dair bi kafa işareti yapıp kamyoneti bahçenin dışına park etti. Standları taşımaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİ
Novela Juvenilİçinde kavganın, sevginin, aşkın, tutkunun, hırsın da yer alacağı kitabıma hoşgeldiniz. Hikayenin sonunun nasıl olacağını bilmemek beni yazarken hep heyecanlandırır. Beraber görelim. Peri, sizlere emanet. Ona iyi bakın💝 +18