Hastaneye geldiklerinde Peri baygındı. Duha, Peri için sedye istedi. Onu da bir odaya yatırıp serum taktılar. Haberi duyan herkes hastaneye koşmuştu. Haldun Bey, Bekir, Gökhan, Serdar, Lara, Turgay, Eylem, Güney, Nevra Hanım.. herkes oradaydı.
Peri, gözlerini açtığında yanında Duha vardı.
"Babam.." diyebildi Peri sadece. Doğrulmaya çalıştı. Duha, Peri'yi geri yatması için omzundan tuttu.
"Bırak Duha. Babama gitmem gerek"
"Pericim, lütfen.. bak iyi değilsin"
"Duha, çık"
Kolundaki damar yolunu çıkarıp, kendine gelmeyi beklemeden ayağa kalktı. Tam hemşireye babasını soracaktı ki Gökhanı gördü.
"Gökhan. Senin ne işin var burada, babam nerede?"
Gökhan, Peri'nin ayaklandığını görünce telaşlandı, yanına koştu.
"Niye kalktın, serumun bitmemişti daha" dedi Gökhan koluna girerken.
Diğerlerinin yanına yürüdüler.
Geldiklerinde Peri tekrar
"Biri bana babamın nerede olduğunu söyleyebilir mi?" diye sesini yükseltti.
Nevra Hanım, oturduğu yerden kalktı.
"Periciğim, Nevra ben. Böyle tanışmak istemezdim memnun oldum. Babanı ameliyata aldılar, alt katta. Bize izin verilmedi burada beklememizi söylediler. Lütfen, sakin ol. İyi görünmüyorsun"
Peri, gözlerinden yaşlar süzülürken kolundaki Gökhan'a baktı.
"Gökhan bir şey yap. Nolur benim babamdan haber almam lazım lütfen"
Gökhan, iki eliyle Peri'nin yüzünü kavrayıp "tamam, merak etme. Ama lütfen otur şuraya. Olur mu?"
Peri kafa salladı. Zaten ayakta duracak hali yoktu. Nevra Hanım, elini uzattı. Onun yanına oturdu. Peri'nin kafasını tutup omzuna koydu Nevra. Peri de itiraz etmedi. Birinin ona şefkat göstermesine çok ihtiyacı vardı. Birkaç dakika sonra bahçede olan arkadaşları geldi. Peri'ye sarıldılar, geçeceği telkinini verdiler. Ama Peri duymuyordu hiçbir şeyi. Gökhan'ın gelmesini bekliyordu. Duha, su getirmişti içmesi için. Peri, suya uzanacak kadar gücü bile kendinde bulamıyordu. Duha bunu anlayınca önüne çöküp birkaç yudum su içirdi Peri'ye. O sırada Gökhan geldi tekrar yanlarına. Duha'ya sert bir bakış atıp Peri'ye "tıp öğrencilerilerinin ameliyatları izledikleri bölüm varmış. Normalde yasak ama izin aldım. Babanı izleyebileceksin, benimle gel" dedi.
Peri, Lara ve Eylemden destek alıp ayaklandı. Gökhanın koluna girip onunla yürümeye başladı. Camın arkasından babasını görünce ağlamasına engel olamadı. Hiçbir şey söylemeden ağlıyordu. Gökhan Peri'ye sarılıp göğsüne yasladı. "İyileşecek. Sen onu tanımıyor musun Peri? İyi olacak, merak etme"
"Gitme dedim." diyip ağlamaya devam etti Peri. Hıçkırarak ağlıyordu ne dediği anlaşılmıyordu. "Gitme dedim ona. Benimle kal dedim. Gökhan, keşke yollamasaydım onu geri. Gökhan babama bir şey olursa ne yaparım, benim ondan başka kimim var.."
"İyi olacak, söz veriyorum sana." dediği sırada doktor maskesini ve eldivenlerini çıkarıp ameliyathaneden çıktı.
"Gökhan noluyor, niye gitti o? Gökhan??"
"Bilmiyorum Peri. Gel aşağı inelim. Bilgi verir. Peri lütfen, sakin ol"
Peri, Gökhanın sözünü bitirmesini beklemeden odadan çıktı. Merdivenlerden koşa koşa indi. Geldiğinde doktor da elinde raporlarla yeni çıkmıştı ameliyathaneden. Yakınlarına açıklama yapacaktı.
Peri "durum nedir, bir şey mi oldu, neden apar topar çıktınız? Konuşsana"
"Peri sakin olur musun bi? Kusura bakmayın doktor bey" dedi Gökhan Peri'nin arkasındayken.
Doktor, anlayışla yüzünü aşağı eğip
"Anlıyorum sizi. Ameliyat başarılı geçti. Bu gece uyuyacaktır verilen ilaçlar sayesinde. Yarın görebilirsiniz" dedi.
Peri, şimdi de mutluluktan ağlıyordu. Arkasını dönüp Gökhana sarıldı. Daha sonra herkes birbirine sarılıp mutluluk gözyaşları döktü. Peri, doktor gitmeden tutup "şimdi görebilir miyim, beş dakika, uzaktan da olsa olur" diye ısrar etti. Doktor, Peri'nin gözündeki korkuyu okuyabiliyordu. "Hemşirelerle konuşun, size steril kıyafet ayarlasınlar. Sadece beş dakika" diyip gitti. O an Peri ve Nevra Hanım göz göze geldi. Peri için çok zordu ama bunu yine de sormak istedi "Nevra Hanım, siz girmek isterseniz..."
"Hayır Pericim. O senin baban, tabiki sen görmelisin. İnceliğin için teşekkür ederim" dedi gülerek.
Hemşire kıyafetleri getirdiğinde "lütfen sadece refakatçi kalsın. Burada kalabalık olmanız hastaların sağlığı açısından iyi değil." diye söylendi.
Peri üstüne önlüğü geçirirken "evet hadi gidin siz, ben de iyiyim" dedi. Lara ve Eyleme öpücük atıp hemşireyi takip etti.
Babasının yanına giremedi, yine camdan izledi ama onu öyle görmek bile içini rahatlattı. Sanki onu duyacakmış gibi konuşmaya başladı..
"Babacım.. Sezgin Beyim.. beni bırakıp gitmediğin için teşekkür ederim. Seni çok seviyorum baba. Dünyanın en iyi babası, en iyi oyun arkadaşı sensin. Hadi hemen iyileş babacım. İyileş, yine o sahile gidelim, közlenmiş mısır alalım. Sonra ben sana sandviç de yaparım. Hani hiçbir numarası olmayan ama senin, ben yaptığım için ayıla bayıla yediğin o sandviçlerim var ya, onlardan. İyileş babacım.. ne olur.. benim hayatım sensin baba. Sen gidersen ben de yok olurum. Güçlü adamsın baba. Bana anlattığın o masallardaki yenilmez kahramanlar gibisin aynı." Peri, gözyaşlarını silerken içeri giren hemşire "Hanımefendi beş dakika doldu." dedi. Peri, son kez babasına bir bakış atıp "seni çok seviyorum Sezgin Kazanır" dedi, çıktı oradan. Aşağı indiğinde Gökhan oturuyordu sadece.
"Neden gitmedin?"
"Refakatçiyim"
"Babamın refakatçisi benim"
"Ben de senin refakatçin olarak burdayım zaten. Gündüz bayılıp serum yediğini unuttun galiba" diyip gülümsedi Gökhan. Peri, bir şey demedi.
Gökhan "seninki dışarıda"
Peri sorgulayan gözlerle baktı. Gökhan küçümseyici bakışıyla "Duha mıdır, Dua mıdır, Ayin midir neyse o işte"
Peri, Gökhan'a bir şey demeden hastanenin bahçesine doğru yürüdü. Kapının tam karşısındaki bankta oturan Duha onu görünce ayaklandı.
"Nasılsın?"
"Daha iyiyim. Sağol. Neden gitmedin?"
"Seni görmek istedim tekrar. Peri, ben de arabada kalabilirim. Gidersem aklım sende kalır"
"Hayır, Hayır lütfen. Zaten şimdi bir oda verilecekmiş bize. Bir tehlike de kalmadı, ben de iyiyim. Daha fazla burada esir olma lütfen"
"O ne demek Peri, senin için burdayım."
"İyiyim Duha, gerçekten. Birkaç gün işler sen ve Bekir abiye emanet olsa olur mu, ben de uzaktan destek olurum"
"Tabiki, düşünme bunları" diyip sarıldı Peri'ye. Bir yandan da saçlarını okşadı güç vermek ister gibi. Sonra devam etti.
"Bir şey olursa istediğin saatte arayabilirsin. Gelirim. Sen de üşütme hava soğuk, içeri geç istersen"
"Teşekkürler Duha. İyi geceler"
Duha, Peri'nin yanından kalktı, arabasına doğru yürüdü. O sırada hastanenin kapısındaki Gökhan'a takıldı gözü. Onları izlediğini fark etti. Görmemiş gibi yapıp hastane kantinine yürüdü. Kendisine bir kahve alıp onlara ayrılan odaya geldi. Gökhan koltukta oturmuş bilgisayardan bir şeyler yapıyordu. Kafasını kaldırmadan
"Gitti mi?"
Peri, cevap vermedi. Gökhan, hiç yokmuş gibi davranıyordu.
"Peri, bir şey soruyorum" dediği sırada kapıdan hemşire girdi.
"Peri Hanım, sabah 9da getireceğiz hastamızı odaya. Bilginiz olsun. Herhangi bir sorun yok, gayet iyi Sezgin Bey. Bunlar da alacağınız ilaçların reçetesi. Buraya bırakıyorum. Siz de kötü hissederseniz butona basıp çağırın beni"
"Teşekkür ederim" dedi Peri.
Hemşire çıktığında Gökhan'ın bakışları tekrar Peri'ye döndü.
"Ne ayak o çocuk?"
"Off Gökhan, susar mısın? Ben sana soruyor muyum evindeki kız ne ayak diye?"
Gökhan'ın yüzüne bir gülümseme oturdu.
"Ama güzel kız di mi? Hayırdır ya sen beni kıskandın mı sanki?" Peri, ters bir bakış attı.
"Senden nefret ediyorum. Ne pislik bir insan çıktın sen ya"
"Kardeşim"
Peri kahkaha attı. Gökhan da onun gülmesine anlam veremeyip
"Peri, bence sen iyi değilsin hemşireyi çağırayım ben"
Peri hâlâ gülüyordu. En son gülmesini "Ayyy Gökhan hiç gülesim yoktu" diye sonlandırdığında Gökhan "neye gülüyorsun tam olarak. Senin sinirlerin bozuldu ben diyeyim sana"
"Ya sen kızları öpüp, onlarla yatıp en son 'kardeşim olarak görüyorum' diyorsun. Ben çözdüm senin mantığını"
"Peri ne saçmalıyorsun?" derken cebinden telefonu çıkardı Gökhan. Hale ile olan resimlerini açtı.
"Kardeşim diyorum, öz kardeşim. Babamın evliliğinden iki kardeşim var demiştim ya. Haleydi işte o kız. İstanbul'a gelmiş birkaç gün, bende kalması gerekti. Babamla ya da karısıyla görüşmem etmem evet ama kardeşlerimle görüşüyorum"
Peri, duyduklarından sonra anlamış şekilde kafa salladı.
"Sen herkese önce beyaz atlı prensmiş gibi davranıp sonra kardeşi olarak gören bir pislik olunca, ben onu da o şekilde sandım" dedi Peri gülerek
"Peri.. bak ileri gidiyosun"
"Ne yapıcaksın, çok merak ediyorum ne yapabilirsin? Vur istersen"
Gökhan, Peri'ye doğru bir adım attı. Aralarında ip geçecek kadar mesafe kalmamıştı.
"Geçen gün elimi sana vurmak için kaldırmadım. Ne söylersen söyle bana, ama beni bununla itham etme. Biz de kadına vurulmaz, öyle bir dünya yok"
"Bence de Gökhan Bey, öyle bir dünya yok"
"Ama böyle bir dünya var" dedi Gökhan, Peri'yi belinden tutup koltuğa yatırdığı sırada. Bir yandan da durmadan öpüyor, kokluyor, bütün vücudunu ezberlemeye çalışıyordu.
"Seni çok özledim Perikızı" dedi nefes nefese kalmışken. Peri, var gücüyle Gökhanı itip "ben seni özlemedim, Gökhan Abiii" dedi abi'nin üstüne basa basa. Gökhan, az önce Periyle birlikte yattığı koltuğa oturdu yerden kalkıp. Kendine birkaç kez vurdu Gökhan, Peri odadan çıkınca. kendine gelmeye çalışıyor gibiydi.
Peri, yoğun bakım ünitesinin önüne gelip biraz bekledi. İçeriden çıkan hemşireye babasını sordu.
"Sezgin Bey gayet iyi, merak etmeyin. Az önce oğluna da gereken bilgiyi vermiştik zaten"
"Oğlu?" dedi Peri gözlerini kısarak.
"Gökhan Bey."
"Anladım. Kolay gelsin" dedi Peri. Hemşire giderken Gökhan geldi yanına.
"Nasılmış durumu?"
"İyiymiş, merak etme. Oğluymuşsun, öyle dediler"
"Telefonunda öyle kayıtlıymışım. Beni de aradıklarında Sezgin Bey'in oğluyla mı görüşüyoruz, dediler"
"Anladım"
"Benimle aynı yerde kalmak istemiyorsundur, anlarım. Ben burada otururum. Sen odaya geç lütfen"
"Ben burada oturup babamı beklerim, istersen sen geç odaya"
"Sen burada oturursan ben de otururum Peri." diyip Peri'nin yanına oturdu. Peri, offlayıp Gökhan'a arkasını döndü. Bir süre konuşmadılar.
"Babana bir şey olacak diye ben de çok korktum" dedi Gökhan. Peri, sessizliğini bozmadı. Gökhan devam etti.
"Sana söz vermiştim, iyi olacağını söylemiştim"
"Sen verdiğin her sözü tutan biri miydin ya?" dedi Peri alayla. Gökhan, kafasını yere eğip "o çocuk kim?"
"Arkadaşım Gökhan"
"Ben hiç sarılıp saç okşayan, serum yerken başında bekleyip ağlayan arkadaş görmedim"
Demek Duha, Peri serum yerken ağlamıştı Peri'nin başında..
"Ohoo ne diyorsun, ben öpüşüp beraber uyuyan ama kardeşi gibi gören kişiler gördüm"
"Off Peri, tamam."
Gökhan, kafasını arkaya atıp gözlerini kapattı. Oturur şekilde uyumaya çalıştı.
"Gökhan sen gidip yatar mısın odaya lütfen"
"Hayır, burda iyiyim. Sen git soğuk da burası" derken ceketini çıkarıp Peri'nin omzuna geçirdi.
Peri, bir şey söylemedi bu hareketine. "Gitmiycem, zaten gitsem de uyuyamam" dedi.
Gökhandan ses gelmedi. Uykuya daldığını düşündü Peri..
.
.
Sabah olduğunda Peri, Gökhanın omzuna kafasını koymuş, ceket ikisinin üzerine örtülü, Gökhan Peri'ye sarılmış şekilde uyuyorlardı. Bu güzel manzarayı bozan hemşire oldu.
"Sezgin Bey'in çocukları siz misiniz?"demesiyle ikisi de kendini attı,
"Korkuttum özür dilerim. Odaya çıkarıyoruz babanızı"
"Teşekkür ederiz" dedi Peri.
Gökhan, gülümseyerek Peri'ye bakıyordu.
"Ne gülüyorsun?"
"Hiç, güzel bir gece geçirmişiz sanki"
Peri, ayağa kalkıp ceketi Gökhan'a attı.
"Bıktım senden" diyip sinirle odaya çıktı.
Sezgin Bey'i odaya getirdiklerinde uyuyordu. Bir saat kadar sonra Duha geldi. Peri için simit, poğaça ve çay almıştı.
"Ne gerek vardı Duha sabah sabah gelmişsin? Teşekkürler"
Duha gülümsedi. "Bir şeyler yemen gerekiyordu. Gözümle görmeden inanmazdım" dedi. Daha sonra Gökhan'a döndü Duha. "Lütfen sen de bir şeyler ye" diyip simit uzattı.
Gökhan, önce Peri'ye baktı. Sonra Duha'ya bakıp "sağ ol kardeşim" diyip aldı simiti. Duha, Peri'nin o gece kendini geri çekmesini nedeni olan Gökhanın o olduğunu biliyordu. Ancak şimdi bu, buranın mevzusu değildi. Ve Duha, Peri'nin hiçbir şeyi değildi. Bunu sorgulayamazdı. Yarım saat sonra Peri, Duha'yı yolculamak için odadan çıktı. Vedalaştıkları sırada Gökhan "Peri, Sezgin Bey uyandı" dedi.
Peri, koşarak odaya girdi "babaa. Çok şükür"
Sezgin Bey, yattığı yerden Peri'ye bakış atıp "sen de kimsin?" diye sordu...
![](https://img.wattpad.com/cover/357554986-288-k97025.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİ
Teen Fictionİçinde kavganın, sevginin, aşkın, tutkunun, hırsın da yer alacağı kitabıma hoşgeldiniz. Hikayenin sonunun nasıl olacağını bilmemek beni yazarken hep heyecanlandırır. Beraber görelim. Peri, sizlere emanet. Ona iyi bakın💝 +18