PERİ

Tatlı

Peri'den...
İstanbul'a geleli birkaç gün olmuştu. Cihan abim yarın dönecekti. O yüzden bu günü birlikte geçirmeye karar verdik. Sabahtan Lara'yla bebek alışverişi yaptık. Minicik minicik eşyalar aldık.. gerçekten bebiş o kadarcık mı olacaktı yani? Nasıl büyütecektik🥺oyş teyze olacaktım ben..

Lara'yı evine bıraktıktan sonra Cihanı aradım.

"Cicooomm nerdesin?"

"Serdarın mantıcıdayım. Bitti mi işin?"

"Bitti. Geliyim oraya o zaman"

"Tamam Perikızım" diyip telefonu kapattık. Yarım saat geçmeden mantıcıya geldim.

"Hoşgeldin Peri" dedi Serdar daha kapıdan girer girmez.

"Hoşbuldum" diyip sarıldım. Cihanın yanına yürüdük. Onunla da sarılıp masaya oturdum.

"Sana da favori mantından yaptırıyorum" dedi Serdar mutfağı gösterirken. Oturduğum yerde gitmesin diye elinden tuttum "Larayla yedik. Valla çok tokum. Borcun olsun"
Boşta olan elinin işaret parmağını bana salladı "yazdım bunu o zaman" dedi göz kırparken. Garsonlardan birinin çağırmasıyla yanımızdan ayrıldı. Gözlerim Cihanı bulduğunda gülümsüyordu.

"Çok iyi görünüyorsun" dedi bardağıma su koyarken.

"Ah teşekkür ederim Cihan beycigimmm" dedim tatlı tatlı sırıtırken. Alışverişimizden bahsettim, günümü anlattım o yemeğini yerken. Derken Serdar elinde tatlıyla yanımıza geldi.
Tatlıyı önüme koyduğunda anlatmaya başladı.

"Bak bunun altında portakallı kek var, üstünde pastacı kreması var çok lezzetli o, üstüne tarçın serpiliyor, dene bakalım" dedi kaşığa tatlıdan alıp bana uzatırken.

"Serdar ay dur" dedim ağzımı açarken.

"Nasıl?" diye sordu heyecanla

"Yuh! Müthiş bir şey bu.. ilk kez yedim. Harika! Adı ne bu tatlının?"

"Ben Perikızı koymayı düşündüm. Benim fikrim bu tatlı, ismi de biz seçeceğiz. Başka fikrin var mı?"

"Gerçekten mi? Yok, ay ne biliyim. Müthiş bir şey. Çok lezzetli, çok güzel"

"Ben de deneseydim ya" dedi Cihan tek kaşını yukarı kaldırırken.

"Abi sen yemek yiyosun diye.. kusura bakma dene tabii" dedi Serdar tabağı uzatırken. Cihan da deneyip tam not verdi.

"Baya iyi bi şey bu Serdar! Elinize sağlık valla harika olmuş. Nerden aklına geldi bunu yapmak, valla ben kırk yıl düşünsem yeni bi yemek tarifi uyduramam kafamda" dedi Cihan gülerek.

"Afiyet olsun. Çok düşünmedim ya. Portakallı kek, gerek güzelliği, gerek pişerken verdiği huzurla beni mutlu eder. Pastacı kreması çocukluğuma döndürür. Krema/krem şanti çok severdim çocukken. Tarçın da kokusu, ve tadıyla naiflik katıyor. Mutluluk veren bir tatlı di mi perikızı?" dedi son soruyu sorarken bana dönmüştü. Gülümsedim. "Öyle" dedi Cihan tatlıya devam ederken.

"Afiyet olsun" sesiyle masadaki konuşma bölündü. Gökhandı gelen. Beni öpüp Cihan abimin yanına oturdu.

"Hoşgeldin hayatım"
"Hoşgeldin abi"
"Naber Gökhan?" diyerek karşıladı herkes onu kendince.

"Hoşbuldum. İyiyim Cihan sen?"

"Biraz buruk. Yaşadığım düzene döneceğim için mutluyum ama, Periyi burada yalnız bıraktığım için üzülüyorum. Her geldiğimde aynı hüzün zaten. Gelmekten çekinir oldum artık"

"Periyi merak etme sen. Ben yanındayım"

"Zaten o yüzden merak ediyorum ya" dedi Cihan dişlerini sıkıp gülerek. Gökhanın gözlerinden ateş çıktığında ortama müdahale etmem gerekti