Dönüş +18

35 2 1
                                    

"Gökhaaaan! Hadi uyan artık kahvaltıya yetişelim. Odaya gelmesin bu sefer, gelene kadar yemekler soğuyor. Hadi kalk bitecek kahvaltı" mızıklanmalarıyla uyandım Peri'nin. Yüzüme yastığı kapatıp

"Yaa Peri ben uykumu alamadım. Biraz daha yatsaydık ne acelemiz var!" dedim yastıktan ne kadar duyulduğunh bilmediğim sesimle

"Hayatım kahvaltı saati geçiyor diyorum. Hadiii"

Yastığı Peri'ye fırlatıp gülerken
"O zaman hemen inelim hayatım. Çünkü paramız yok, kahvaltıyı kaçırırsak aç kalırız di mi?" Söylediğime o da güldü. Yataktan kalkıp yüzümü yıkamaya giderken hâlâ söyleniyordum

"Hayır bi de normalde uykucu olan sensin, gece de benden sonra yattın, nasıl kalktın sabahın köründe bilmiyorum"

Banyonun açık olan kapısına yaslanmış beni izliyordu yüzümü yıkarken. Havluyla yüzümü kurularken gelip belime sarıldı.

"Çünkü seninle uyudum, dinlendim, uykumu aldım, erkenden uyandım"

"Öyle miii?" dedim kaşlarımı kaldırırken. Peri'yi hiç beklemediği anda kucağıma alıp öptüm.

"Ya bana hâlâ 3 yaşında gibi davranamazsın! Kocaman kadınım ben" dedi yapmacık bi sinirle. Hoşuna gittiği belliydi.

"Öyle boyunuz kilonuz yaşınız var diye kocaman kadın mı olunuyormuş Peri Hanım? Sen benim hâlâ Perikızımsın" dedim kucağımdan indirmeden odaya yürüdüm. Kollarını boynuma sarmıştı düşmemek için. Halbuki ben onu zaten asla düşürmezdim.. korkmasına gerek yoktu ama öğrenecekti.. odaya geldiğimizde yere indirdim.

"Telefonumu şarjdan uzatır mısın? Ben de oda kartını bulayım" diyip aynanın önünde oda kartını aradım. Bulup cebime koyduğumda kapı çaldı.
Kapıyı açtığımda gözlerimi devirdim

"He Serdar?"

"Abi kahvaltı?"

"İniyorum. İniyorum amınakoyim ya İniyorum. Ben anlamıyorum yani bi kahvaltı kaçırsak başka yiyecek bulamayacak mıyız Muğla'nın göbeğinde ben bilmiyorum.. hadi Peri" dedim en son arkamı dönüp. Peri zaten bi adım arkamdaymış, dönerken kızın ayağına bastım.

"Ayy acıdı mı?"

"Yok yok. Hadi tamam" dediğinde önden yürüdü. Serdar da ardından yürüyordu. Kapıyı kitlemeye çalışıyordum.

"Neyi var bunun?" diye sordu Serdar gülerek

"Ben de kahvaltı diye tutturdum, erken uyandırdım. Bana sinirli de işte bana kızamadığı için senden aldı hıncını" dedi aynı gülümsemeyle. Arkalarından yetiştiğimde Peri koluma girdi. Serdar da yanımızda yürüyordu. Yaren yoktu, ama soramazdım da şimdi Periyle aramız düzeliyor gibiydi.. kimsenin kahvaltı edip etmemesiyle ilgilenmezdim şu durumda.

"Serdar" diye seslendi Peri bosta olan kolunu sallarken. Serdar anlamayan gözlerle baktı "gel koluma gir öyle aykırı yürüyorsun" diyip güldü sonra. Serdar bana baktı onay almak için. Benim de gülümsediğimi görünce gidip Peri'nin koluna girdi.

"Şimdi restoranta iki yakışıklıyla girdiğim için tüm gözler üzerimde olur" dedi Peri şakayla. Sonra "Serdar, Yaren nerde?" diye sordu. Bu kızı çözemeyeceğim sanırım.. bi yirmi iki yıl daha yaşayalım.. bakalım o zaman belki..

"Yaren mesaj atmış bana çıkmış otelden, size gitmiş abi"

"Bizde ne işi varmış lan"

"Çocukların yanına gitmek istemiş."

"Gökhan sen de ailenin yanında olmak isters.." diye söze başladı Peri otelin restorantına girdiğimizde

"Yeterince oldum bence. Yine bi ihtiyaç olursa burdayım işte. Onlar benim ne kadar yanımda olmuş? Boşverin böyle şeyleri. Acıktık da Acıktık" dedim boş bulduğum masalardan birine otururken.

PERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin