Peri'den...
"Pardon siz kimsiniz? Ne konuşacağım sizinle?" dedim yanına yürürken."Bi yere oturabilir miyiz çok vaktini almayacağım"
"Tabii, şu kafeye oturabiliriz" dedim şirketin hemen yanındaki yeri gösterirken. Açıkçası tanımadığım biriyle sahilde yürüyecek halim yoktu. Bu şirketin yanındaki kafe çalışanları bizim şirketi komple tanır, hatta şirketten birkaç kişi bile vardır içeride kesin. O yüzden oraya oturmayı tercih ettim. Kabul etti kız da. Birer kahve söylediğimizde
"Evet, sizi dinliyorum. İsim neydi bu arada?"
"Suna" dediğinde gözlerimi gözlerine diktim. Biraz daha inceledim yüzünü. Suna'nın, yani biyolojik annemin bir kez gördüğüm resmi geldi gözümün önüne. Biraz benzettim hatırladığım kadarıyla da.. karşımdaki kız benimle hemen hemen aynı yaşta duruyordu. Annem olamazdı herhalde! Olamazdı!
"Annene mi benzettin?" diye sorduğunda korkulu gözlerle baktım. Bacaklarım titremeye başlamıştı
"Kimsin sen?" diye sordum sert bir tonda. Gülümsedi.
"Suna Kazanır. Memnun oldum, kardeşim" dediğinde cümle kafamda yüz kez döndü, yankı yaptı, kulaklarımın/yüzümün/tüm vücudumun kızardığını hissediyordum.
"Düzgünce.... düzgünce anlat. Kimsin sen?"
"Lafımı kesmezsen anlatacağım"
"Anlat. Kesmem"
"Bundan hemen hemen yirmi iki sene önce.. annen, annemiz bizi dünyaya getiriyor.. ancak annen babamı hiç sevmiyor Peri. Hem de hiç.. Suna, senin babana aşıkmış yıllar boyu. Babam beklemiş, belki beni sever diye. Sevmemiş babamı. Biz dünyaya geldikten sonra canını acıtmak istemiş babam annenin. Kardeşlerden birini almak istemiş. Belki acıyla bana bağlanır, birbirimizin yaralarını sararız diye.. ihale bana patlamış! Beni kendi metresine götürüp vermiş. Adımı Suna koymuş. Herkese doğumda öldüğümü söylemiş.. Allah var güzel bir hayat yaşadım. Beni büyüten annem dünyalar tatlısıdır. Babam da bizden hiç esirgemedi imkanlarını. Sevgisini çok göstermedi ama elini de üzerimden çekmedi. Dört yaşımda falandım yurt dışına taşındı, bizi hep aradı, ihtiyaçlarımızı karşıladı..Zaten ben beş yaşımdayken yurt dışına aldırdı bizi. Kendisi burada anneni öldürmekle yargılanıyormuş! Bundan haberimiz olmadı tabii hiç. Seni de o dönem amcam, yani baban yanına almış. Orada yaşadık yıllar boyu. Senden babamın vasiyeti bize verildiğinde haberim oldu. Benim de idrak etmem uzun sürdü... her şeyi tek tek anlattığı bir defteri var. Benden de seni bulmamı istemiş." anlatmaya devam ederken gözyaşlarımı tutamayıp hüngür hüngür ağlamaya başladım. Ben artık daha fazla bu hayatın sürprizlerine katlanamıyorum.. benim kardeşim.. benim kardeşim varmış.. bizi ayrı ayrı ailelerde büyütmüşler.. biz..
"Hayatımızı alt üst etmişler" dedim zorlukla çıkan sesimle. Masanın üzerindeki elimi tuttu. O da ağlıyordu. Birbirini tutan ellerimize baktım.. yüzlerce kez kız arkadaşlarım elimi tutmuştur, erkek arkadaşlarım, sevgililerim.. ben ilk kez elimin tutulduğunu hissettim. Çok başka bir duyguydu ve tarif edemiyorum.
"Kardeşim misin sen şimdi benim?" dedim ağlamam devam ederken.
"Dna testi yaptıralım, içimiz rahat etsin. Ama tüm bu aile sırlarını aile içinden olmayan kim bilebilir ki" dedi gülüp omuz silkerek.
"Beni Sezgin Babam büyüttü. Ve senin baban, bana hiç babalık yapmadı. Ben de güzel bir hayat yaşadım babam sayesinde. Hep yanımdaydı hiç elimi bırakmadı. Benim bir tane babam var o da Sezgin Kazanır."
"Muhakkak.. benim de aynı şekilde Suna'ya anne demem olanaksız. Benim bu olayları sindirmem çok uzun sürdü Peri. Babam öleli kaç ay oldu, ancak kabullenip gelebildim buraya. Senden de hemen bir anlayış beklemiyorum. Bu zaten ikimizin hayatında da bir şey değiştirmeyecek. Ben sadece seni merak ettim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİ
Teen Fictionİçinde kavganın, sevginin, aşkın, tutkunun, hırsın da yer alacağı kitabıma hoşgeldiniz. Hikayenin sonunun nasıl olacağını bilmemek beni yazarken hep heyecanlandırır. Beraber görelim. Peri, sizlere emanet. Ona iyi bakın💝 +18