Sabah uyandığımda Vadi'yi çok özlediğimi fark ettim. Buralar güzeldi. Hem orman, hem deniz, hem havuz, hem sahil... aşağı indiğimde Cihanı göremedim. Daha uyanmamıştır diye düşünüp çay koymak için mutfağa gittim. Çay demlenmişti. Kapıda anahtar sesi duyduğumda kapıya doğru yürüdüm.
"Aa günaydın Perikızım. Uyanmışsın"
"Günaydın. Buranın havası dinlendiriyor insanı çok dinç hissediyorum. Sen nerdeydin?" diye sorunca elindeki poşeti salladı. Yüzü asıktı.
"Senin sevdiğin fırına gittim, simit aldım. Bu arada kimi gördüm bil"
Elindeki poşeti alırken kimi der gibi baktım.
"Leylayı" dedi sessizce.
Leyla, Cihanın ilk gençlik aşkıydı. Yazlıkta tanışmışlardı. Bizim bu evde beşinci senemizdi onlar siteye geldiğinde. Cihan, Leylayı görür görmez aşık olmuştu. Ona siteyi gezdirip, tanıtma derken ikisinden güzel bir aşk hikayesi çıkmıştı. Tabii o zamanlar Cihan abimin ilgisinin benden başka birine kaymasını çok kıskanmıştım. Sürekli Leylaya o benim abim diye kaşlarımı çatıp, somurtuyordum.
Yedinci sınıftan lise ikiye kadar beraberlerdi. Leylalar Bursa'da yaşıyordu. Çok sık görüşemediler, yazıştılar, telefonlaştılar. Sonra liseye gelince bitirdiler, olmadı. Ne hissettiğini anlamak için yüzüne baktım."Seni sordu, burada dedim. Öğlen kahveye gelecekmiş" dedi aynı sesle.
"Aa gelsin. Bayadır denk gelememiştik onunla da" dedim.
"Kucağında bi çocuk vardı aynı ona benzeyen. Simsiyah saçlı, beyaz tenli.. sanırım evlenmiş. Parmağında yüzük yoktu ama biliyorsun o takı takmayı sevmez"
Leyla gerçekten aksesuarlardan pek hoşlanmazdı. Gerçi gerek de yoktu, o siyah saçlarının arasında yemyeşil gözleri yeteri kadar süslüyordu onu. Babam mücevherat işinde olduğu için ben takılara hep çok meraklıydım. Leyla ise küçükken nasıl rahat ediyorsun, ben çok huzursuz oluyorum derdi. Cihan onu bile hatırlayıp belki evli değildir diye kendine açık kapı bırakıyordu.
"Abi, senin sanki yüzün bi düşmüş"
"Ne alakası var Peri Allah Allah. Aradan çok sular aktı. Leyla mı kaldı Ayşe mi kaldı Fatma mı kaldı... sen de"
"Ne biliyim, en son üniversiteye gideceğimiz yaz karşılaşmıştınız sahilde ayrıldıktan sonra. O zaman da senin sevgilin vardı, evden bile çıkmadan onla konuştun tüm yaz. Belki bi yüzyüze.."
"Peri açım ben hadi bebeğin lütfen" diyip beni omuzlarımdan tutup yönümü mutfağa çevirdi. Ben simitleri tabağa koyarken o da kahvaltılıkları çıkarıyordu.
"Bu alışverişi ne zaman yaptın?" diye sordum şaşkınlıkla.
"Dün gelirken markette bulduğumu aldım. Çayları koyuyorum"
"Olur"
Kahvaltımızı ettikten sonra babamla konuştuk. Vadi'nin hâlâ çok güzel olduğunu, bi gün Nevra teyzeyi alıp mutlaka gelmesi gerektiğini söyledim. Kafamın bozuk olduğunu anlamış mıydı bilmiyordum. Biz Cihanla yan yanayken sık sık böyle kaçışlar yapardık. Belki bu da onlardan biri diye düşünmüştür ama Sezgin Bey bu. Her şeyden haberi olur maşallah..
Cihan tabletten maillere cevap verirken kafasını kaldırıp koltukta oturan bana çevirdi.
"Anlatmak istersen dinlerim. Yorum da yapmam, söz" demesiyle gözlerim doldu. Anlattım, biz yemek yiyorduk, içeri eski sevgilisiyle girdi, ben saldırdım bla bla bla....
"Abi beni biliyorsun ben ilkel biri değilim. Ben seninle oturup yemek yiyip sohbet ediyorsam, onun da kız arkadaşları olabilir. Ama eski sevgilisiyle baş başa yemek de yiyemez. Ben Çınarla yemeğe gidiyor muyum?
Bana neden haber vermedi abi? Ya ben de şuraya gideceğim bile demedi. Bi açıklama bile yapamadı. Abi aralarında bi şey olmasa bana söylerdi Gökhan. Kesin var. Aldattı beni.." dediğimde gözlerimden akan yaşı tutamadım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİ
Teen Fictionİçinde kavganın, sevginin, aşkın, tutkunun, hırsın da yer alacağı kitabıma hoşgeldiniz. Hikayenin sonunun nasıl olacağını bilmemek beni yazarken hep heyecanlandırır. Beraber görelim. Peri, sizlere emanet. Ona iyi bakın💝 +18