"Sen kimsin?"
Peri, gözlerini kocaman açıp babasına baktı. "Baba, Peri ben. Tanımadın mı beni? Gökhan ne diyor babam? Doktor böyle bir riskten bahsetmiş miydi? Gökhan doktoru çağır" dedi telaşlı şekilde. Gökhan da endişe etmişti, ancak Peri'yi orada bırakıp gitmek istemedi.
Peri'nin yanına gidip dirseğinden tuttu, bir hamle yapmaması için. "Baba, iyi misin, nolur bak nasıl tanımazsın beni?" diye ağlamaya başladı. Gökhana dönüp kafasını göğsüne gömüp ağlamaya devam etti. Sezgin Bey, aynı yüz ifadesiyle
"Gökhan, bu küçükken de böyleydi. Her şeye inanıyordu. Kızım denizkızları yok diyordum, ikna edemiyordum"
Peri, Gökhanın göğsünden kafasını kaldırmadan "Denizkızları var bir kere" dedi. Sezgin Bey kahkaha atınca, babasının kötü bir şaka yaptığını anlayabildi Peri. Kafasını kaldırıp
"Baba??" dedi şaşkınlıkla. Hâlâ gözünde yaşlar duruyordu.
"Baba ya, nasıl da inandın ama?"
"Baba bu nasıl şaka ya? Şu an hasta olmasan yanaklarını mıncırmıştım hep" diyip yanına yürüdü Peri babasının.
"Sezgin Baba korkuttun valla" dedi Gökhan. Sezgin Bey güldü.
" bu arada böyle tanışmanızı istemezdim çocuklar. Peri, Gökhanla tanışmışsınızdır zaten. Sana bahsetmemiştim, Muğladan bir dostum, evladımdır kendisi. Saraylı kanalının sahibi"
Periyle Gökhan birbirine baktı.
"Evet tanıştık babacım" dedi Peri.
Sezgin Bey, Peri o zamanları hatırlar, bu sırları bir şekilde konuşulur, duyulur diye Peri ve Gökhan'ı birbirinden hep uzak tutmuştu. Gökhanı o yemeğe çağırdığında, Peri'nin dışarıda olduğu akşamı bilerek seçmişti. Denk gelsinler, eskiler konuşulsun, sürekli taze kalsın istemiyordu. O, kızıyla kendisine burada bir hayat kurmuştu, ve geriden hiçbir şey getirmemişti. Peri'nin o mavi ayıcığını bile.. ancak Gökhanın omzundan da elini hiç çekmemişti. Belli belirsiz hep desteklemiş, gözetmişti onu. İkisini birbirinden ayrı tutma çabası çok işe yaramamıştı tabii. İki insanın kaderi birlikte yazıldıysa er geç birleşiyorlardı. Peri'nin Gökhanı televizyonda görür görmez aşık olması, Gökhanın Peri'nin resmine aşık olup defterinde adını görmesi.. Sezgin Bey'in engelleri de bir yere kadardı. Konuşurlarken doktor kontrol için odaya girip Gökhan ve Periden dışarı çıkmasını rica etti. Kapıda beklerlerken Nevra Hanımla Haldun Beyi gördü.
Peri, onlara doğru yürürken "Hoşgeldiniz" dedi.
Nevra "hoşbulduk kızım. Çıktı mı baban odaya?" dedi Perinin ellerini kendi elleri arasında tutarken.
"Evet, doktor kontrole geldi şimdi. Az sonra geçebilirsiniz."
İkisi de kafa sallayıp odaya doğru yürüdüler. Halduna telefon geldi o sırada, bahçeye çıktı. Doktor odadan çıktığında Nevra Hanım odaya girdi. Arkasından Peri adım attığında Gökhan kolundan tuttu. Peri, neden tuttuğunu anlamıştı, anladım dercesine gözlerini kırptı. Kapıyı çekti, içeri girmedi.
"Bir kahve içelim mi? Baban yalnız değil, şimdi Haldun Bey de gelir."
"Olur" dedi Peri. Hastanenin kafeteryasına yürüdüler. Onları Serdar karşıladı.
"Günaydın Gökhan Bey, Günaydın Peri Hanım"
"Günaydın Serdar" dedi ikisi de.
"Serdar bize iki sade Türk kahvesi alır mısın?" dedi Gökhan. Serdar, kafasıyla onaylayıp gitti. Peri ve Gökhan o arada bir şey konuşmadılar. Gökhan, Periyi izliyor, Peri, bunun farkında bir şekilde telefonunda dolaşıyordu. Kızlar yazmıştı onlara cevap verdi, Duha'ya cevap verdi. Çok geçmeden Serdar geldi iki kahveyle.
"Oğlum kendine niye almadın?" dedi Gökhan.
"Afiyet olsun Gökhan Bey ben içtim"
"Serdar, Peri yabancı değil. İş hayatında değiliz. Gökhan Bey diyip durma kendimi pezevenk gibi hissediyorum"
Peri güldü. Onun gülmesine Gökhan da güldü. Kahveler bittikten sonra Peri "ben bir babama bakayım" dedi Gökhana bakarak. Ondan onay bekliyor gibiydi. Gökhan, onaylar şekilde bir bakış attı. Peri, kalkıp gittiğinde Serdar onun yerine oturdu.
"Abi, ne yapacaksın? Deli oluyorsun kıza belli, kendine bunu yapma. Yanında durma, sana iyi gelmiyor"
"Farkındayım Serdar"
"E ne düşündün abi, yok mu bi yolu?"
"Ben gittikten sonra, sana emanet tamam mı kardeşim? Gözüm arkada kalır bak Serdar. Bana söz ver, ona dikkat edeceksin."
"Ayıp ediyorsun abi, söz"
"Hayatında bir herif vâr olmak üzere. Duha mı ne adı, dün görmüşsündür. Bir araştır neyin nesi?"
"Araştırdım zaten abi. Bir falsosu yok herifin. Sütten çıkmış ak kaşık"
"Aferin lan, sana yani. Ona değil."
"Ne yapalım abi, uyaralım mı bunu?"
"Yok Oğlum bizim ne haddimize, herif demez mi siz kimsiniz diye? Gidiyorum diyorum Serdar. Biraz göz hapsinde tut. İyi bir haltsa, Periyi mutlu edecekse kalsın Peri'nin hayatında"
"Öyle diyorsan öyle olsun abi. Bu hastaneye sen mi getirttin Sezgin Beyi?"
"Telefonda aradıklarında buraya yakınlardı zaten. Ambulans devlet hastanesine götürecekmiş, benden onay aldıktan sonra buraya getirmelerini söyledim"
Serdar, anladım dedi.
Biraz sonra, Gökhan içeri geçtiğinde Sezgin Bey "Oğlum, siz gidin artık. Ben de iyiyim. Yarın çıkacağım zaten. Yılbaşını evde geçirecekmişim doktor öyle dedi"
"Yok baba, Periyi tek bırakıp gitmeyeyim ben. Bugün de buralarda kalırım"
"Periyi de al git zaten, Bekir kalacakmış bugün yanımda"
"A aaa ne demek Bekir kalacak" dedi Peri.
"Yavrum, siz yoruldunuz ne zamandan beri. Yarın için bir şeyler hazırlat eve gidip. Evi temizlet, sen de bi dinlen. Eve gelince bol bol başına bela olurum ben senin" dedi Sezgin. Peri, ikna olmayınca
"Peri, hastanede kalmandan hoşlanmıyorum babacım. Mikrop kaparsın bir şey olur. Bekir gelene kadar dur, sonra Gökhan abin seni eve bıraksın" diye ekledi.
Peri, 'abin' kelimesini duyunca gülümseyip "tamam akşama kadar buradayım. Akşam Gökhan abi bırakır beni" dedi.
Gökhan, kıpkırmızı olmuştu sinirden..
..
.
.
Akşam Bekir geldiğinde, Sezgin Bey'in ilaç saatiydi zaten. Verilen ilaçlarla sabaha kadar uyuyacağını söyledi doktor. Peri, biraz olsun rahatlamıştı.
Babasını öpüp hastaneden çıktılar. Arabaya doğru yürürlerken
"Gel bakalım Gökhan abin seni bıraksın eve" dedi Gökhan dişlerinin arasından tıslayarak. Peri, bu haline güldü. Arabaya bindiklerinde
"Yılbaşında bizim evdeyiz. Serdarla sen de gel istersen. Ben Haldun amcayla Nevra Hanımı da çağıracağım. Babama bir moral olsun istiyorum"
"Ben, gidiyorum Peri"
"Nereye?"
"Prag'a. Bi süre orada yaşayacağım"
Peri, bunu duyduğunda el frenini çekti yan koltuktan. Araba yüksek bir ses yapıp yan dönerek durdu. Gökhan sinirle Periye dönüp
"Napıyorsun sen be? Öldürecek misin ikimizi de"
"Sen napıyorsun asıl? Ne demek gidiyorum ya? Ne demek gidiyorum? Sen beni ne durumda bırakıyorsun senin haberin var mı? Gökhan, benim yıllardır üzerinde çalıştığım iş, şuan ülkede patladı. Benim gözümde değeri yok biliyor musun? Onu seninle kutlamadık ya, benim umrumda değil battı mı çıktı mı.. Ben dünyanın zaferini de kazansam, o odaya başım eğik dönüyorum sana anlatamadım zaman. Sen.. ya sen hiçbir şey olmamış gibi.. Gökhan Allah senin belanı versin" diyip indi Peri arabadan. Arkasından Gökhan da indi.
"Peri, bir dinler misin beni?"
"Ben zaten seni dinlemek istiyorum. Bana bir açıklama yap istiyorum. Sen gidiyorum diyorsun"
"Gitmem gerek, kanalın orada yapması gereken bir program var"
"Siktir git Gökhan" dedi Peri. Ağlamadı, bu sefer ağlattı Peri. Yoldan geçen taksiyi çevirip atladı. Gökhan, gözden kaybolunca Peri de ağlamaya başladı.
Peri bile işini, Gökhandan sonraya alabiliyordu. Gökhan mı işini Peri'den sonraya alamıyordu hayat sıralamasında. Vayy bee, dedi Peri ağlamasının ortasında. Demek bu kadardı değeri..
.
Ertesi gün Sezgin Bey ve Bekir eve geldiklerinde Peri çeşit çeşit çorbalar yaptırmıştı Ayşe ablaya. Çok geçmeden Nevra Hanım da geldi. Bekir, işe döndüğünde Nevra Hanımla ikisini yalnız bırakmak için Peri "siz burada babamın yanındaysanız ben bir banyo yapabilir miyim Nevra Hanım?"
"Tabii Periciğim. İçin rahat olsun lütfen" dedi Nevra Hanım.
Peri gülümseyip odasına çıktı. Babasına bir şey belli etmemeye çalışıyordu ama çok kötüydü Peri. Gökhan'ın onu bırakıp gitmesini beklemiyordu. O sanmıştı ki, birbirlerini gerçekten seviyorlar... telefonuna baktığında ne bir mesaj ne bir arama vardı Gökhandan. Duha ve kızlar bir sürü arama bırakmıştı telefona. Kızlar grubuna durum bildirisi yapıp Duhaya şimdilik geri dönmedi. Hata yapmaya çok müsaitti şu aralar sinirleri bozuktu. Duha'yı yakınında tutmak istemiyordu.
Banyo yapıp aşağı indiğinde babası uykuya dalmıştı, Nevra Hanım ise yanındaki tekli koltukta oturuyordu.
"Ne zaman uyudu babam?" dedi Peri fısıldayarak. Aynı ses tonunda karşılık verdi Nevra Hanım
"15 dakika oldu. Bu arada çay içmek istersen yeni demledim"
"Alırım" dedi Peri. Mutfağa gidip Ayşe ablaya selam verdikten sonra iki bardağa çay koyup kurabiye aldı. Salona geçtiğinde "isterseniz kapalı bahçede beraber içebiliriz" dedi Nevra Hanıma. Nevra Hanım, elinden dergisini bırakıp Peri'yi takip etti.
"Bahçeniz ne kadar güzelmiş Pericim"
"Teşekkürler, babam yaptırdı bütün bu ağaçları, kapalı bahçeyi, verandayı. Beğenmenize sevindim"
"Bana Nevra Teyze diyebilirsin. Siz demene gerek yok Periciğim. Gerçekten"
"Peki Nevra teyze. Kurabiyelerden alır mısın?"
Nevra, gülüp Peri'nin uzattığı kurabiye tabağından kurabiye aldı.
"Babamın da en sevdiği o kurabiyeler. Bademli"
"Biliyorum. Üniversitedeyken bizim okulun karşı kafesinde bunlardan yerdik hep"
"Babamla çok eskiden mi arkadaşsınız?"
"Evet tatlım. Üniversite birinci sınıftan beri"
"Sizinle ilk kez tanıştık, daha önce görmemiştim"
"Savcıydım ben belki haberin vardır. Uzun süre doğuda görev yaptım. Eşim de oradaydı rahmetli"
"Başınız sağ olsun" dedi Peri.
Nevra kahkaha attı.
"Ay Sezgin uyanacak. Kızım, ölmedi domuz gibi maşallah. Beni 25 yaşında bir kadınla aldattı adi. Ben öldürdüm onu kafamda yani." Peri de güldü.
"Ay ne bileyim sen öyle diyince."
"Zaten severek evlenmemiştim. Neyse uzun hikaye."
"Anlatmak istersen dinlerim Nevra Teyze"
"Bu günün konusu değil. Bir gün al bi büyük rakı, ben de sofra kurayım gel bana konuşuruz. Sende de var bir şeyler gözümden kaçmadı. Hastanedeki o kumral çocuk mu, neydi adı...Gökhan."
Kadın müneccim miydi neydi, nasıl anlamıştı. Peri sorgulayıcı bakışlar atarken Nevra "Kızım savcıyım diyorum. İnsan okumakla geçti ömrüm" dedi. O sırada kapı çaldı. Peri, gelene bakmak için ayaklandı, kapıya yürüdü Elinde kocaman bir çiçekle Duha gelmişti. Şaşkınlıkla
"Duha" dedi.
"Hoşbuldum Periciğim. Bu sefer çiçekler Sezgin Bey'e. Sen zaten çiçeklerin en güzelisin" diyip göz kırptı Periye.
İçeri geçtiklerinde Sezgin Bey de uyanmıştı. Biraz sohbet ettikten sonra Duha "hasta ziyaretinin kısası makbuldür. Ben artık şirkete geçeyim" diyip kalktı. Sezgin Bey, Peri'ye
"Babacım, bir saat olsun sen de uğra istersen. Aklım kaldı benim şirkette"
"Ama baba.. neyse Nevra teyze burada sanırım. Hemen gidip gelirim"
Duha "bekliyorum seni kapıda" diyip Peri'nin üstünü giyinmesini bekledi.
Peri, aşağı indiğinde "benim arabam restorantın orada kaldı değil mi?" Diye sordu.
"Evet, ama birini yollayıp aldırdım. Şirketin otoparkında. Şimdi birlikte gidelim, dönerken arabanla gelirsin" dedi Duha.
Yola çıktıklarında Duha:
"Aramalarıma ve mesajlarıma neden dönmedin?"
"Bilmem görmemişim"
"Bekir Bey'in telefonunu yanımda açtın da ondan sordum"
Peri sessiz kaldı. Ne diyeceğini bilemedi.
"Peri sana bir şey söylemek istiyorum. Bence sen beni sevmekten korkuyorsun, duygularından korkuyorsun. Takılıp kalmışsın adamın birine. O da seni istemiyor, sen zor olduğu için onu istiyorsun. Bak sevdiğinden değil ha!"
Duha, haklı olabilir miydi? Bilmiyordu Peri. Biraz ilerledikten sonra Duha arabayı kenara çekti manzarası olan bir tepede. "Nefes almak istersin diye düşündüm" dedi.
Peri, arabadan inip derin bir nefes aldı.
Arabaya yaslanıp manzarayı izlemeye başladı.
"Güzelmiş burası" dedi Peri.
"Beğenmene sevindim"
"Duha, gerçekten ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ben. Haklı olabil...."
"Şşş, tamam. Ben ne yapmam gerektiğini biliyorum diyip Peri'nin dudaklarına baktı. Sonra tekrar gözlerine bakıp gözünü kaçırmadan Peri'yi öptü. Hiç acelesi yokmuş gibi, sakin sakin öpüyordu. Yüzünün her tarafını, santim santim.. sanki 'bundan sonra zaten çok vaktimiz var' der gibiydi uzun ve sakin öpücükleri. Boynuna geldiğinde durdu, beline sarılıp kendine iyice bastırdı.
Peri, ne yapması gerektiğini hiç bilmiyordu. Duha, Peri'nin gömleğinin üstünde ellerini gezdirirken, eliyle çenesinden tuttu, gözlerine bakmasını sağladı. Ve o cümleyi, hiç düşünmeden kurdu.
"Peri, evlen benimle"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİ
Teen Fictionİçinde kavganın, sevginin, aşkın, tutkunun, hırsın da yer alacağı kitabıma hoşgeldiniz. Hikayenin sonunun nasıl olacağını bilmemek beni yazarken hep heyecanlandırır. Beraber görelim. Peri, sizlere emanet. Ona iyi bakın💝 +18