PERİ

Psikolog

Sabah uyanıp odadan çıktığımda Serdar aşağıdaydı. Üzerime bir hırka alıp ben de yanına indim.
"Günaydın Serdar" dedim masaya koyduğu kahvaltılıklardan salatalığı kemirirken.
"Günaydın. Peri, rafadan mı tam haşlanmış mı?"
"Oo bunu araştırmamışsınız. Büyük eksiklik" dedim alayla. Gözlerini devirdi.
"Tamam tamam, tam haşlanmış" dedim gülerek. Elimi yüzümü yıkayıp masaya geldiğimde yumurtaları da haşlamış, çayları koyuyordu.

"Peri, biraz hatrım varsa sende, beni dinler misin?" diye sordu. Suskunluğumu korudum, gözlerimi tabağımdan ayırmadım. Gökhandan bahsedeceğini biliyordum.
"Sükut ikrardır. Sustuysan kabul ediyorsundur. O zaman söylüyorum Peri.. Yaren yenge.." dediğinde kafamı kaldırıp dik dik baktım
"Özür! Yaren abla" diye düzeltti. Devam etti vakit kaybetmeden
"Yaren abla, eşinden çok kötü şiddet görmüş Peri. Telefonunu, saatini bir şeylerini satarak geçinmeye çalışmış bir iki gün ama başaramamış. Kanala gelip bizden yardım istedi. Yemin ederim sana abimle hiç başbaşa kalmadılar. Her şeyiyle ben ilgilendim. Ev tuttum yerleştirdim hatta. Ama şerefsiz kocası adresini bulmuş. Mecburen ordan aldık abimin evine getirdik, o da bana kalmaya geldi. O gün de abim evden pantolon almaya gitmiş, Yaren abla da demiş ki beni de dışarı restoranta bırakır mısın evde yemeklik kalmamış, kafam da dağılır hem. Abim de demiş ki olur, ayağını burkmuş o gün de, kolundan tutunmuş. Bu, bu kadar"

Gözlerimi gözlerine dikip elimdeki çatalı sertçe bıraktım.
"Bak Serdar, abin bana en başından doğruyu anlatsaydı ben anlayışla karşılardım. Yine abinin yardım etmesine izin vermezdim ama ben yardım ederdim. Ama bu abinin ikinci vukuatı. Öncesinde de hastalığını gizledi benden. Halbuki bana söylese ben yine anlayışla karşılayacaktım. Ama yapmadı! Gökhan, her şeyi benden gizliyor, ben buna kızıyorum"

"Peri biliyorum. Ama o, bu olayı anlatmayacak kadar önemsiz gördü. Abim seni aldatmaz, aldatmazzzz"

"Nerden bu kadar eminsin ya? Her insanın bi nefsi var. Biraz alkol, biraz kafa karışıklığıyla kırk senelik evliler birbirini aldatıyo. Ben kendimden bu kadar emin değilim lan. Sen nerden böyle kefilsin abine?"

"Çünkü o da aldatıldı. Nasıl üzücü bir şey olduğunu biliyor" dediğinde yüzüm değişti. Sorgulayıcı bakışlarımı görmüş olacak ki devam etti Serdar
"Yaren abla abimi aldattı. Ve abim bunu öyle ordan burdan duyarak değil baya videolarını görerek, travmatik şekilde öğrendi. Peri, abim seni aldatmaz. Bu dünyada senden başka kimsesi yok"

"Serdar ben zamana bırakmak istiyorum" dedim çayımdan bir yudum alırken. Cevap vermedi.

"Ee o kadın ne oldu şimdi?"

"Abimin başına bela açtığı için kendini suçlu hissetmiş. Kocasının evine dönmüş. Mantıklı bi tane insan yok çevremde" diye söylendi ağzındakini çiğnerken.

"Serdar, olur mu öyle şey? Kadına yardım etsenize."

"Lan etmeye çalıştık abimi benim mekanda yerde çiğnedin ya!"

"Serdar sen et o zaman! Abini karıştırmadan. Git avukat tut, korumaya aldır. Aaa her şeyi ben mi söyleyeceğim ya?"

"Tamam Peri tamam. İlgilenicem. Cihanla konuştum geliyormuş. Seni alıp eve bırakacak. Dediğin gibi baban şüphelenmez belki. Evin çevresindeki korumayı da arttırdım. Evden çıktığında da yanında olması için o geçenki üç kişi vardı ya, onları tembihledim. Seni hep arkadan bi araçla takip edecekler"

"Teşekkür ederim" dediğimde kaşlarını yukarı kaldırıp bir şeyi hatırladı. Yanındaki sandalyeden küçük bir poşet çıkardı.

"Sabah gittim aldım. Dudak kremi. Eczacı günde iki kez sürsün iyileşir dedi." Kremi uzattı. Kahvaltım bitmişti sürebilirdim. Parmağıma aldım.