Hırs

14 2 3
                                    

Peri'den...

Serdarla evden çıkana kadar başka hiçbir şey konuşmadık. En son arabaların yanına geldiğimizde

"Kahraman işini hallettim. Dediğim gibi abime konusunu geçirme, aranızda bi tatsızlık olmasın" dediğinde tebessüm ettim.

"Merak etme. Teşekkür ederim" dedim arabanın kilidini açarken. Tam bineceğim sırada kapıyı açtığında ona sarıldım. Sıkıca. Bu benim dilimde 'gitme' demekti. Ama o bunu bilmiyordu. Serdar'da bana sarıldığında ikimizin de konuşamadığımız şeylerle mücadele ettiğini biliyorduk. Bi süre hiçbir şey konuşmadık. Kollarımız ayrıldıktan sonra da konuşmayıp gözlerimiz buluştu sadece. Arabaya binip şirkete gittim. İçimde deli gibi ağlama isteği vardı ama ortada ağlayacak bir şey yoktu.. içimde çok şey vardı... tarif bile edemiyordum. Kendimle konuşamadığım çok şey vardı kafamda. Şirkete gelir gelmez Mine'den günlük rapor bile istemeden odama çıkıp çizime başladım. Çiziyor, atıyordum. Çiz, at, Çiz, at, Çiz, at... derken her yer kağıt dolmuştu. Cihan abim hep diyordu şu bilgisayarından tabletinden çiz diye ama onlara daha sonra geçirip renklendirme yapıyordum genelde. Ana hatlarını kağıt üzerinde çizmek hoşuma gidiyordu. Bilgisayarımı müzik dinlemek için kullanıyordum bu süre zarfında. Kağıtları da geri dönüşüm kutusuna atıyordum şirketin. Dün Suna'yla hiç konuşmamıştık. Bugün bi buluşmak istiyordum. Ama önce bi çizimin olsun taslağını bitirmek istiyordum. Olmuyordu! Kafamdaki şeyler izin vermiyordu.

"Peri! Sana diyorum kızım duymuyor musun beni?" diye bağıran babamı gördüğümde yerimden zıpladım.

"Ay baba! Ödüm koptu" dedim damağımı çekerken.

"Babacım kapıyı iki kez çaldım, burda bağırdım... hayır müziğin sesi de çok açık değil ki, neden duymuyorsun sen beni? Bi şeyler var kafanda" dedi masanın önündeki koltuğa otururken. Her şeyi bil tamam mı Sezgin Kazanır! Bak sakın bi şey kaçmasın gözünden tamam mı!

"Babaaa" dedim boynumu yana eğerek.

"Heh yavrum anlat" dedi yönünü bana çevirirken.

"Ben.." derken kapım çalındı. İçeri kocaman bir çiçek ve şık bi şampanya şişesiyle Gökhan girdi.

"Kazanırlar!" diye bağırarak girdi odama. Gözlerimi devirdim tam vaktinde geldiği için. Gökhana dünden sonra hâlâ sinirliydim. Yansıtmamaya çalıştım..

"Hoşgeldin hayatım"

"Hoşbuldum sevgilim. Aaaooovv ne sevgilisi ya! Müstakbel karım" dedi kafamdan öperken. Gözlerim babamı bulduğunda neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Gökhan izin vermedi ki baba kız konuşalım!

"Bu haberimizi kutlamak için şampanya getirdim. Ama isterseniz akşam Nevra teyzeyle birlikte dördümüz kutlarız. Hatta Serdarla Suna da gelir. Ne dersin Sezgin baba?" diyip babama döndüğünde babam ok gibi saplayan bakışlar atıyordu.

"Siz, evlenmeye mi karar verdiniz?" diye sordu gözlerini bana dikerek. Zorla yutkundu.

"Baba..." dedim ayağa kalkarken. Eliyle dur işareti yaptı. Gökhan'ın yüzünde tuhaf bi mutluluk vardı. Ortamın gerginliğini fark etmemiş gibiydi..

"Bana ne zaman söylemeyi düşünüyordunuz?" diye sordu babam buz gibi sesiyle

"Biz de daha dün karar verdik babacım. Bugün söyleyecektim sana işte" dedim yanına gidip koltuğunun arkasından sarılırken.

"Sezgin babacım, söyleyecektik gerçekten. Biz uzun zamandır düşünüyorduk tabii de.. son kararı dün verdik. Bir/bir buçuk ay sonra düşünüyoruz" diye ekledi Gökhan.

PERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin