GP

9 1 0
                                    

Peri, önündeki bahçe mobilyasından güç alarak ayakta duruyordu. Arkasından gördüğünde babası zannetmişti Engin'i. Bu histen utandı..
Zorlukla nefes alıyordu. Engin konuşmaya başladı
"Oo bebeğini bulmuşsun arabanda. Çok severdin küçükken."
"Sen.. öldün. Sen ölmüştün"
"Ahh Pericim. O babam dediğin adamın hayattaki en büyük hatası ne biliyor musun, her dediğinin olduğunu sanıyor. En büyük kendisi sanıyor. Sezgin Beyimiz bir şeyi istiyorsa o öyle olacak sanıyor."
Peri cevap vermedi. Hâlâ güçlükle nefes alıyordu. Engin devam etti
"Tamam Sezgin'in de Muğlada sözü geçerdi ama, o oraları bırakıp İstanbul'a geldiğinde Muğla bana kalmıştı. Yani senin anlayacağın onun vur demesiyle beni kimse vuramazdı. Oraların sözü geçeni bendim."
"Neden geldin?"
"Hah şöyle sorular sormaya başla evet"
Peri kötü bir bakış attı
"Uzun süredir yurt dışındaydım. Ülkeye dönünce kızımı görmek istedim.
Bu arada Sezgin seni iyi korumuş bak. İyi de bakmış maşallah."
"Ben senin kızın değilim"
Engin, Peri'ye doğru yürüdü. Boğazını tuttu. Peri de boğazındaki eli tuttu sıkıca. Kıpkırmızı olmuştu yüzü.
"Sen benim kızımsın. Sınırlarımı zorlama. O babam dediğin herifi bir daha göremezsin!!" dedi sinirle ve Peri'yi tuttuğu boynundan geriye doğru itti. Daha sonra ıslık çaldı. Islığı çalmasıyla dokuz tane siyah, zırhlı araç bahçenin önüne doğru geldi. Araçlardan korumalar indi, Engin tam ortadaki araca doğru ilerlerken tekrar arkasına döndü
"Haa tekrar görüşeceğiz babacım. Kendine iyi bak" dedi pis gülümsemesiyle. Bütün araçların arka bahçeyi terk etmesi yarım dakika sürmedi. Onların tozu henüz yere inmemişken evin kapısı yumruklanmaya başlandı. Gelen Gökhandı.
"Periiii!! Periiiii!! Peri neredesin? Periii!"
Gökhan, Peri'nin ona attığı mesajdan sonra anlamayıp onu birkaç kez aramıştı. Peri açmayınca Senayı aramış, Sena eve gittiğini söyleyince buraya gelmişti. Peri kapıyı açmayınca evin etrafından dolaşıp bahçeye geldi. Yerde ağlayan Periyi görünce panikledi
"Peri, hayatım ne oldu iyi misin? Kim yaptı sana bunu? Peri iyi misin?"
Peri'yi kucağına almış salona götürüyor bi yandan da kolunda, bacağında iz var mı diye bakıyordu ki boynundaki kızarıklığı gördü.
"Boynunu mu sıktı? Peri kim burdaydı? Benden önce giden arabalar kimindi?"
Peri zorlukla "Engin.. Engin burdaydı" diyebildi. Birkaç kez öksürdü sonra.
"Peri ne diyorsun ne Engini? Emin misin?"
"Eminim. Zaten babama çok benziyodu. Ben ilk başta babam sandım, yanına gittim" durdu ağlamaya başladı. Hıçkırıklar arasında devam etti "Gökhan niye geldi ki bu? Nerden geldi? Babama bir şey yapmasın, yapmaz di mi?"
Gökhan, Periye sarıldı. Bir yandan da ne yapabileceğini düşünüyordu.
"Tamam sen bi sakin ol. Toplan burdan gidelim. Hiç güvenli değil burası. Seni burada bırakamam. Bakarım bi yoluna tamam mı? Sen sakin ol, lütfen"
Peri'nin gözyaşını siliyordu bir yandan. Sonra Peri'yi elinden tutup odasına çıkardı. Dolabın içinde duran valizi aldı,
"Hadi Peri, ne almak istersin yanına onları alalım, gidelim burdan. Bak şu kıyafetleri koyuyorum. Tarağın, şarjın, ne koyacağız?"
Peri konuşmadan eşyalarını getirdi. Gökhan valizi kapatıp Perinin tekrar elinden tutup çıktı. Kapıyı açıklarında Serdar karşılarındaydı. Ve birkaç takım elbiseli adam daha
"Abi acil gel dedin, ne oldu?"
"Serdar bu herifler güvenilir mi?"
"Tabi abi, ben senin yanına güvenilmez adam getirir miyim? Bi sıkıntı mı var?"
Serdara cevap vermeden Periye döndü
"Hayatım, bitanem.. sen şimdi korumalarla benim eve geç. Birkaç saat içinde geleceğim tamam mı? Korkmana gerek yok. Engin sana bir şey yapmak istese, burada tekken yapardı."
"Gökhan yalnız kalmak istemiyorum"
"Hemen geleceğim. Hatta kanala uğrayın Sena'yı da alın belki sana bi serum falan takar."
Şu durumda bi Senaya bi Serdara güvenebilirdi Gökhan. Peri kafa sallayıp Serdarın getirdiği korumalarla beraber araca bindi. Serdar Gökhana döndü
"Abi ne oluyor?"
"Atla arabaya yolda anlatırım. Site yönetimine gidelim şu kamera kayıtlarını alalım"
Serdar kafasını sallayıp arabaya bindi.

Burası altı tane evin bulunduğu bir siteydi. Evler büyük ve birbirlerinden çok uzaktı. Ön kapıdan bir giriş vardı ve arkada sürgülü bahçe kapısından bir giriş daha vardı. Bahçe çok genişti. Buraya giriş oldukça kolay oluyordu. Engin de bu yüzden giriş çıkışta zorluk yaşamamıştı.
.
Arabadan inerken Serdar
"Abi ne demek Engin gelmiş. Bu herif ölmemiş miydi?"
"Ne bileyim Serdar? Öğreniriz şimdi kameradan"
.
Yönetime gidip kamera kayıtlarını izlemek istediler. İlk başta adam gösteremem, izniniz yok dese de Serdarın zor kullanmasıyla açtı görüntüleri.
"Sezgin Kazanırın evinin kayıtlarını aç" diye bağırdı Gökhan. Daha sonra birkaç tuşa tıkladı adam, görüntüler açılmadı
Korkuyla döndü arkasını Serdara baktı
"Beyefendi görüntüler silinmiş"
"Sizin ben yapacağınız işe sıçayım ne demek silinmiş" diye kükredi Gökhan. Serdar, adamı ensesinden tutup kenara itti, kendi geçti bilgisayarın başına. Fikri, Serdar ve Gökhana zaman içinde bilgisayar kullanma, hackerlık, silah ve dövüş, duygularını gizleme, manipüle etme, psikolojik baskıdan etkilenmeme eğitimi aldırmıştı. İki adamına da çok yatırım yapmıştı. Kaybetmek istememekte haklıydı.
Serdar birkaç tuşa daha bastı
"Abi silinmemiş kayıtlar, direkt çekilmemiş. Kamera iptal olmuş tam o saatler arasında. Bak bugünün kaydı, sen bahçeye gelince başlıyor"
"Şerefsiz nasıl da organize çalışmış"
Serdar, güvenliğe dönüp
"Sen bir şey gördün mü? Ya da arkadaşların?" diye sordu. Güvenlik hayır anlamında kafasını salladı. Öfkeyle çıktılar yönetim ofisinden. Serdar ellerini beline koyup
"Napalım abi?" diye sordu.
"Bekleyelim oğlum. O Engin bi hamle daha yapana kadar bekleyelim."
"Sonra bulup ne yapacağız ki?"
"Fikriden yardım isteyeceğiz Serdar. Bizim elimizdeki adamlar, Engin'in sadece bi arabaya koyduğu adam sayısı kadar. Napabiliriz ki?"
"Ee Peri'ye ne diyeceğiz?"
"Onu da sen düşün Serdar. Yeter amınakoyim ya bitmiyo dert çile yeter ya!!" derken arabaya oturdu Gökhan.

Eve geldiğinde korumalar kapıda bekliyordu. Sena ve Peri içerideydi. Peri, koltukta uyuyordu. Gökhan, Senaya durum nedir bakışı attı
"Sakinleştirici ve ağrı kesici iğne yaptım Gökhan. O da uyudu, uyandırma"
Gökhan kafa salladı. Serdarla tekli koltuklara oturdular. Konuşmadılar bir süre. İkisi de düşünüyordu. Peri, gözlerini açtığında Gökhan dizlerinin üzerinde koltuğun yanına çöktü.
"Perikızım.. daha iyi misin?"
"İyiyim.. Gökhan, babama ne diyeceğiz?"
Gökhan sıkıntıyla nefes aldı.
"Ben, bizim geldiğimiz uçakla aldırayım onları yarın. Aslında yok. Serdar helikopter mi ayarlasan, bizim kanalın üstündeki piste inerler" Serdar kafa sallarken Peri olaya dahil oldu
"Abartmasan mı Gökhan? Havalimanında karşılayalım, alıp gelelim, uygun bi dille anlatalım yeter"
Gökhan emin olamadı
"Ya babana zarar verirse?"
"Dediğin gibi, amacı bize zarar vermek olsa verirdi. Ben sadece babama nasıl deriz onu düşünüyorum" diyip offladı Peri. Gökhan, mutfağa seslendi. Bugün kalabalık olacakları için yardımcı çağırmıştı. Yemek için bir şeyler hazırlamasını istedi. Peri, sehpanın üstündeki suyuna uzanırken
"Kamera kayıtlarından bir şey çıktı mı?"
"Yok. Hiç kayıt alınmamış o saatler arasında" dedi Serdar.
O sırada telefonu çaldı. Telefonu açmak için biraz uzaklaştı. Arayan Fikriydi.
"Napıyonuz lan?"
"Sen iş yokken arayıp durmasan bizi diyorum"
"İş var?"
"Ne işi Fikri? Ne konuştuk biz seninle? Bi süre boştuk, sonra silah demedik mi?"
Serdarın biriyle hararetli konuştuğunu gören Gökhan, Peri'nin yanından ayrılıp Serdarın dibinde bitti. Telefona kulağını yasladı.
"Lan oğlum ani iş çıktı ne yapalım? Şu istediğiniz surlar var ya?"
"Eee!!"
"Onun orayı isteyen bi herif daha varmış. Lütfi mi ne adı. Adresi bilgileri gelecek size. Temizleyin"
"Ya dağın başındaki yeri kim niye istedin amınakoyim? Bize gelince mi aklına gelmiş orayı almak? Belediyeden parsellicem oraları diyodun. Yap"
"Bu herifin de en az bizim kadar eli kolu uzun Serdar. Zaten biz istiyoruz diye istiyor orayı. Kıllığına. Dediğimi yapın. Sonra silah sevkiyatı bittiği gibi o arazi sizin" diyip kapattı telefonu Fikri. Kapatır kapatmaz adamın bilgileri mesaj olarak geldi. Gökhanla Serdar birbirine baktı. İlk konuşan Serdar oldu
"Bu işte bi şey var abi. Bu Fikri bu herifi bize orası için öldürtmez."
"Aç bakayım şu bilgilerini adamın"
Serdar dosyaya tıkladığında gözleri kocaman açıldı. Gökhan noldu lan diye sorunca telefonu uzattı. O sırada gözleri Peri'nin yanında oturan Sena'yı buldu.
"Serdar? Bu herifi tanıyorum ben araştırdık biz bunu sanki daha önce. Niyeydi?"
"Abi.. herif Sena'nın babası.."

PERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin