Rolan kralın taht odasından saygıyla çıkınca"Anya kim?" diye sordu.
Anya 50 yaşlarında mor saçlı siyah gözlü güzel bir kadın kapının sol tarafında bekliyordu yüzünde hiçbir yara olmaması dikkat çekti, Rolan içinden
"Bu kale tam bir acemi kampı asker dediğin yara taşımalı ve o yarayla gururlanmalı."
Anya ciddi ve soğuk bir ifadeyle Rolan'a
"Yüce kralın emrini bana iletmek için mi beni sordun?"
Rolan artık sıkılmış ve hala üzerinden öfkesini atamamış bir halde Anya'ya
"Kralın canı sıkılmış dışarı çıkacak birkaç gün gelmeyeceğini söyledi ayrıca beni hava alabileceğim bir alana çıkartman gerektiğini sana söylememi istedi." dedi.
Anya tamam dedi umursamaz bir şekilde. Rolan'ın artık öfkesi taşmıştı ve her yeri vurup kırıp parçalamak istiyordu.
"Dışarıdaki askerler neredeyse saldıracak ama siz hiç bir şey yapmıyorsunuz bu kadar çok mu korkuyorsunuz? Pes ederek ölmektense savaşarak ölün hele kraldan bahsetmiyorum bile o kaleden kaçıyor ve sen sadece tamam diyorsun." demişti.
Anya garip garip Rolan'a baktı;
"Sen gerçekten bizim krallığımızdan mısın? Başka bir krallıktan geldiğin belli şimdi beni takip et" dedi.
Rolan'ın öfkesi o kelimelerden sonra az da olsa dinmişti ama şu anda öfkesinden çok şaşkındı o kadar şey söyledi ve hiç bir sert tepki almadı sessiz yürüyüşün ardından kalenin balkonuna geldiklerinde daha da şaşırdı hiçbir düşman askeri kıpırdamayıp beklediklerini gördü, ayrıca saldıran krallığın bayrağını tanıyordu Kızıl Aslan Krallıkğıydı normal şartlarda bazı hazırlıklar yapılır kale kuşatmaya alınır koç başıyla kapılar zorlanır ama hiçbir hareketlilik yoktu. Düşman hafife alınacak gibi değildi, düşman güç yönünden 2inci sıradaki yerini koruyan koskoca Kızıl Aslan krallığıydı ve bunun gibi şeylere ihtiyacı da yoktu ordu sayısı bile karşılarındaki kişilerin pes etmesine sebep olabilirdi.
Anya Rolan'ı düşüncelerinden kurtarıp;
"Etrafına hiç bakmıyorsun Rolan! Bu nasıl hava almak, çek içine doya doya temiz havayı birazdan o temiz hava kaybolacak." dedi.
Rolan Anya'ya baktı
"Anya sen şu anki durumun tehlikesinin farkında değil misin? Kızıl Aslan Krallığı bize saldırıyor hiç şansımız yok öleceğiz! Bu savaş tek taraflı olacak ve o temiz havanın kaybolacağı kesin bizim kanımızla kokacak" dedi.
Anya ilk defa yüz ifadesini değiştirmiş şaşkın bir ifadeyle Rolan'a baktıktan sonra
"Kral seni neden yanıma gönderdi anlıyorum ve tek taraflı olacağı kesin aşağıya bak kralımızın şu heybetli yürüyüşü ne kadar da tatlı değil mi? hele o yanakları mıncıklayasım geliyor ve bu yaşına rağmen baston kullanma ihtiyacı duymamış biliyor musun?" dedi.
Rolan elini alnına koyup umutsuz vaka der gibi başını sallayarak kralın yürüdüğü yere baktığında dağın üstündeki kalede filan olduğunu tahmin ediyordu ama az ilerideki saraylarda bile olmayan kapıyı görene kadar, kapının her bir alanı taşlarla süslenmişti, her elementten (ateş, hava, su, toprak, aydınlık ve karanlık) enerji taşları vardı sadece kapıyla bir kasaba alınabilir diyebildi çünkü seviyelerini bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raiden
FantasyBir imparator'un ihanete uğraması. Bir efsanenin bitişi. Şimdi o efsanenin başka bir dünyada tekrar doğuşuna yükselişine, bu efsanenin tarihe altın harflerle yazılmasına şahitlik edeceksin. "Ya karanlığa giden yolda git yada aydınlığa doğru giden...