Bölüm 8 Gelen Misafir

3.7K 362 13
                                    

Böylesine güçlü bir varlık donmuş kalmıştı ama donması korkusundan değildi kendi gücüne yakın bir varlığın yaklaşmasından kaynaklıydı ve gittikçe daha da çok yaklaşıyordu hemen ejderha formuna girip mağaranın girişinde beklemeye başladı.

Den ve Deniyah şaşkınlıktan ağızları açık ama bir o kadar da korku dolu bir şekilde Ejderha Hanım(Anzu)'a bakıyorlardı ama neden olduğunu bilmiyorlardı, neden orijinal formuna dönüşmüştü?

Ejderha Hanım (Anzu) Den, Deniyah ve Raiden etkilenmesin diye onları korumaya aldı ardından da aurasını etrafa yaymaya başladı bunu yaparken de falzasıyla kudretli bir ses tonuyla konuşmuştu ki, o konuştukça ağaçlar sallanıyordu.

"Ben yeryüzünün ve gök yüzünün Karanlık Prensesiyim." Yüksekten çok geçmeden yanıt geldi ve sesinden erkek olduğu anlaşılıyordu ses kudreti Ejderha Hanım(Anzu) kadar olmasa da yine de yakındı.

"Bende yeryüzünün ve gökyüzünün Karanlık Hizmetkarıyım. Üzgünüm yolumu değiştirme amacım sizi bulmaktı yüce Prensesim. Babanızın emriyle sizi geri götürmem gerekiyor." dedi.

Ejderha Hanım(Anzu) biraz şaşkınlıkla

"Juro sen misin?"

Yüksekten gelen ses gittikçe yaklaşırken

"Evet prensesim ben hizmetkarınız Juro."

Gökyüzünden ayaklarını birleştirmiş sol elini beline almış sağ elini karnının üstüne koymuş başını öne eğmiş bir duruşta sarı saçlı yakışıklı bir adam iniyordu

Den ve Deniyah Ejderha Hanım(Anzu)'a bakıp

"O da kim Ejderha Hanım" dediler

Ejderha Hanım(Anzu)

"O benim yaşadığım sarayda hizmetçimdi sadece getir götür işlerimi yapardı oda benim gibi bir ejderhanın soyundan geliyor"

Den ve Deniyah

"EJDERHA MI? ama hiç ejderha gibi durmuyor"

Prenses (Anzu)

"Biz ejderhaların tek bir görüntüsü olmaz bizi en üstün kılan küçük bir özelliğimiz de bu, insan görünümüne geçebiliyoruz ama Juro'nun türü biraz daha farklı o her gezegendeki üstün varlığın şekline girebiliyor, bildiğiniz üzere bu gezegende üstün olarak görülen varlık insan" dedi biraz bilgisini konuşturarak.

Juro

"Demek insanların dünyasında yaşıyorsun artık buna gerek yok Prensesim, Kara Kral 2 yıl önce öldü ve babanız onun yerini aldı artık insanlarla dost olmaya gerek kalmadı"

Prenses (Anzu)

"Ben o saraya dönmek istemiyorum ona söyle ben burada mutluyum" dedi karşı çıkan bir ses tonuyla.

Juro

"Beni affedin prensesim ama Kralımızın emriyle sizi oraya götürmem gerekiyor ve Orada Mutluyum gibi şeylerden bahsederse, mutlu olduğu yeri yok etme emri aldım hala kalmak istiyor musunuz?" dedi ve yok etme kısmını üstüne basarak ve alaycılıkla söylemişti.

Prenses (Anzu) artık bu gezegeni evi olarak görüyordu ama tehdit edileceği aklının ucundan geçmemişti ve bu duruma gerçekten öfkelenmişti ve o öfke dolu hislerle

"Sen kimi tehdit ettiğinin farkında mısın?" demişti ve gök yüzü bir garipleşti kara bulutlarla kaplanmaya başladı, kırmızı şimşekler çakmaya başlayınca bulutlarda gittikçe kızarmaya başladı. Bunu gören ve gittikçe içini korku kaplayan Juro yere inip Prensesin karşısında dizlerinin üzerine çöktü.

Juro

"Affedin Prensesim amacım sizi tehdit etmek değildi"

Prenses(Anzu) Heybetli sesini alçaltmamış aksine daha da gürleştirmişti onun sesi sakinken ne kadar güzelse şu anda gerçekten korkutucuydu.

"O zaman neydi juro? açıklama bekliyorum"

Juro konuşamıyordu aradaki güç farkı tahmininden daha fazlaydı sadece öfkesiyle hava durumunu değiştirmişti ama kendisi de hiç güç göstermemişti ve ayağa kalktı.

"Üzgünüm Prensesim ama burayı yok etmekten başka seçenek bırakmadınız"

yavaş yavaş yükselmeye ve ejderha formuna dönüşmeye başladı.

Prenses (Anzu)

"Ben konuşurken ayağa kalkıp orjinal formuna dönüşmek te ne oluyor? Sen kimsin ki ben buradayken bu gezegeni yok edeceğini söylüyorsun?"

Juro'nun yaptığı isyan hamlesiydi siz benim gözümde değerli değilsiniz demekti ve bunun üzerine Anzu aurasını salınca Juro'nun dönüşümünü iptal etti. Juro ne olduğunu bile anlamadan yere çakıldı.

Prenses(Anzu) bu sefer gerçekten öfkelenmişti

"seni çöp parçası hem karşıma geçmiş beni tehdit ediyorsun, yetmezmiş gibi bana baş kaldırıyorsun, bu da yetmezmiş gibi ben üstünüm dercesine ejderha formuna girmeye çalışıyorsun." her konuşmasında hatta her kelimesinde yere kızıl yıldırımlar düşüyordu. Gök yüzü ışık dahi almıyor sanki gece olmuştu ve bu duruma Anzu'nun Kızıl gözleri de eklenince fazlasıyla heybetli ve korkutucu görünüyordu.

Juro şaşkınlıktaydı sadece aura dalgasının onu bu duruma düşüreceğini bilmiyordu ve vursaydı çoktan ölmüş olacağını anlamıştı çünkü aura dalgası gücün sadece yüzde yirmi beşiydi , kalanı beden gücü, ruhsal gücü ve tekniklerdi.

Juro

"Prensesim gerçekten yüzde yirmi beşlik aura dalgasıyla beni bu duruma düşürdünüz"

Prenses(Anzu)

"Yüzde yirmi beş mi? hahaha. Yüzde yirmi beş mi sandın?, şu anda saldığım gücümün yüzde beşlik kısmı kullandım ve yüzde yirmisi daha duruyor"

Juro daha da çok korktu yüzde beş, bu neredeyse Krallığın en güçlü askerinden biraz daha güçlüydü o asker yüzde sekizle onu bu hale getirmişti.

"Gerçekten sizinle gurur duyuyorum Prensesim Babanız beni, sizi test etmem için gönderdi ne yazık ki size yalan söyledim ben karanlık hizmetkarı değilim, ben sizin Kral babanızın hizmetkarıyım ve beni krallığın tüm askerlerine gönderdi, ne yazık ki bu sıralamaya Kralımız dahil değil ve güç olarak 1. sıradasınız eğer ki benden güçsüz olsaydınız bu gezegeni yok edecektim ve sizi alıp krallığa götürecektim. Çünkü uzun zamandır krallığa uğramıyorsunuz sağlıklı olup olmadığınız dahi bilinmiyordu ama böylesine dandik bir yerde böyle bir güce ulaştıysanız sarayda babanızın yanında olsaydınız onun kadar güçlü olacakmışsınız. Üzerimdeki aura dalgasını da çekerseniz bu mutlu haberi Kralımıza iletmem gerekiyor."

Bunun üzerine aura salmayı bırakan Prenses(Anzu) Juro'nun gitmesine izin verdi. Juro tam giderken mağaranın girişine gözlerini kilitledi, gördüğü şey karşısında şok oldu, mağaranın girişinde 3 kişi vardı, bunlar insanlardı. Prensesin insanların gezegeninde yaşadığını biliyordu ama gerçekten onlarla yaşayacağını tahmin etmemişti.

RaidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin