Bölüm 99 Turnuvada Geçen Günler

1.8K 171 10
                                    

1 gün daha geçmişti. Bütün herkes Arenadaki koltuklarında yerlerini almıştı. Ustalar da gelmiş, Raiden yine Usta Jigme'nin yanındaki koltukta oturuyordu. En son olarak da Kral Darren gelmişti. Normalde İmparator olabilecek güçteydi ve gezegen bile soy adının adını almıştı ama bir sebepten ötürü hala Kral denmesini istiyordu.

Kızıl Kral Darren bu gün de turnuvayı başlatmıştı.

528 odaya toplam 1056 kişi girmişti. Bütün herkes heyecanla bekliyordu bir yandan da ellerindeki taş tabletlerden öğrencilerini izliyorlardı. Bu ikinci turdu ve ezici bir güç hala yoktu. Her dövüş çetin ve zorlu geçiyordu. Her öğrenci enerjisini korumaya odaklanmıştı, bitirici ve en güçlü kozlarını sonlara doğru saklıyorlardı. Eğer böyle olmasaydı belki de dövüşler çok daha hızlı bitebilirdi.

Çünkü okçular, süikastçiler, büyücüler, savaşçılar bu dört sınıf da birbirinden güçlüydü. Bazen büyücüler savaşçıları yaklaşmasına bile izin vermiyorken, bazen de büyücünün kaçmak için yedekte tuttuğu bir büyü olmasaydı savaşçının kaşla göz arasında dibine gelmesi yüzünden dövüş anında sonlanabilirdi.

İlk tur sona ermeye başlamıştı dövüş odalarından çıkan herkes oldukça bitkin ve yorgundu. 45 metrelik alandı herkes 1 veya 2 saniyede bu yolu gidiyordu zaten işte bu da dinlenmek için fırsat vermiyordu. Yani dövüşmeye zorluyordu. Ama buna rağmen dövüşler uzun sürüyordu. Bu da öğrencilerin gerçekten iyi eğitim aldıklarını gösteriyordu.

2 günün toplamında 105bin800 kişi dövüşmüş ve 52bin900 kişi elenmişti. 156bin344 kişi dövüşmeyi bekliyordu. Raiden ve diğer 2 ustanın öğrencileri ilk 21de olsalar da bu turnuvanın ilk turu olduğu için sadece 131bin72 kişi galip gelebilecekti.

Bir gün daha geçmiş üçüncü güne geçilmişti yine herkes arenadeki yerlerini almış elenenler de turnuvayı izlemeye devam ediyorlardı. Şu ana kadar pes eden olsa da ölen olmamıştı. Bu gün ilk turun üçüncü çarpışması düzenlenecekti. Bu kadar uzun sürmesinin sebebi katılımcı sayısının korkunç derecede çok olmasıydı.

Üçüncü günün sonlarına doğru 105bin598 katılımcı elenmiş ama son 2 katılımcı hala dövüşüyordu.

***

Dövüş odasında

Siyah saçlı bir erkek sarı tişörtlü öğrenci
"Sen, benden o kadar darbe yedin nasıl hala ayağa kalkabiliyorsun?"

Siyah saçlı, yüzünde maske olan ve mavi cübbeli öğrenci
"Basit değil mi? Çünkü senin vuruşlarından hiç hasar almadım. Sadece gıdıkladı." bunu söylerken de siyah saçlı öğrenci aralıksız saldırılarına devam ediyor tuhaf olansa bu saldırıları çıplak elle değil kılıcıyla yapıyor olmasıydı. Her şekilde ona vuruyor olmasına rağmen hasar veremiyordu.

Mavi cübbeli öğrenci
"Sana anlatayım buna enerji duvarı denir. Önüne kurup arkasında saklanıp sadece önden gelen saldırılardan korunabileceğin gibi bütün vücudunu sarıp her alandan gelen saldırılardan korunabilirsin."

Sarı tişörtlü genç şaşkın ifadeyle
"Sen buraya nasıl girdin? Senin yarın dövüşüyor olman lazımdı. Çünkü sen ilk 21 de olan usta Chris'in öğrencilerinden birisin."

Mavi cübbeli genç
"Doğru onun öğrencilerinden biriyim hatta en güçlü öğrencisiyim. Bir talihli olayla karşılaştım ve beni bu yüzden öğrencisi olarak aldı. Buraya nasıl girdiğimi merak ediyorsan basit PARA. Para her kapıyı açıyor bu gün dövüştüğüm için yarın rakibimin zayıflıklarını izleyebilirim."

Sarı tişörtlü genç
"Bana bunları neden anlattın? Ben sadece buraya nasıl geldiğini sordum. PARA verip girdiysen o zaman senin usta Chris'in öğrencisi olduğunu arenadaki izleyiciler bilmiyor."

Mavi cübbeli genç şeytani bir şekilde gülümseyerek
"Doğru bilmiyorlar, ama eğer sen buradan çıkarsan onun öğrencisini erkenden dövüşe yolladığı öğrenilirse. Usta Chris'in itibarı zedelenir." demiş ve hızla sarı tişörtlü gence doğru ilerlemeye başlamıştı.

Sarı tişörtlü genç onun saldırmak için değil öldürmek için geldiğini anlamıştı. Bu sebeple
"Pes e..." sözünü bile bitiremeden tam çenesine yediği yumruk sebebiyle dilini ısırmıştı. Çenesine bir yumruk daha yedi, bir yumruk daha, durmak bilmeyen ardı ardına yumruklar sadece çeneye vuruyordu. Genç konuşamadığı için de bu alandan çıkamıyordu. Etrafı da bulanık görmeye başlamıştı.

Mavi cübbeli genç durmuş ve sağ eliyle, sarı tişörtlü gencin başından tutarken
"Cehennem alevlerimde yan." dediği anda tabletlerden görüntü alınamaz olmuştu. Dövüş odasının içinde sıcaklık gittikçe artarken mavi alevler ortaya çıkmış ve bütün odayı sarararken mavi cübbeli genci de tamamen sarmış ve gözlerinin olduğu yerde kızıl alevler vardı. Alevler mavi cübbeli gencin kontrolünde olduğu için sarı tişörtlü genci tutsa bile yanmıyordu ama birden mavi alevler sarı tişörtlü gencin ayaklarına atılmış ve yakmaya başlamıştı.

Dövüş odasından çığlıklar yükseliyordu. Öyle bir yakıyordu ki yavaş ama geriye hiçbir şey kalmayacak şekilde. Sonra hızlandırmış ve sarı tişörtlü gencin bütün vücudunu mavi alevler kaplamıştı. Ama hala çığlık atıyordu derken alevler ağzından içeri girmişti. Gençten geriye toz dahi kalmamıştı.

Mavi cübbeli genç
"Çok güzel acaba bunun daha ilk 3 seviye olduğunu öğrendiklerinde ne olurdu daha bu seviyede sıcaklığı muazzam derecede." demiş ve dövüş alanı onu ışınlayarak yerine göndermişti.

***

Bir öğrenci hala geri dönmemişti bu da onun öldüğü anlamına geliyordu. Hatta cesedi bile geri dönmemişti. Bazı elderler dövüş odalarını kontrol etmişler ama odalarda kimse yoktu hatta her şey normaldi. Son odaya girdiklerinde odanın tamamının yandığını gördüler ve onarım gerektirdiğini farkettiler ve erimiş kılıcın sadece kabzası sağlam kalmıştı bu da kılıcın kime ait olduğunu gösteriyordu bunu da ancak kılıcı yapan ve veren kişi tanıyabilirdi.

Bir elder kabzayı eline aldığında buz gibiydi ama kılıç erimişti.
"Ne oldu burada böyle?" demiş ve odadan ayrılmıştı. Bir öğretmen

"Demek bizden biri ölmüş ve geriye sadece ona verdiğimiz kılıcın kabzası kalmış, Büyük elderler kabzayı alabilir miyiz?" daha sözünü bitirmeden kabza önünde havada asılı bir şekilde duruyordu. Adam da kabzayı almıştı. Sarı cübbeli öğretmen öğrencilerine döndü

"Bu durumu o mavi cübbeli öğrencinin yanına bırakmayacağız gördüğünüz gibi kılıç kırılmamış, kabzanın içi de boş kılıç zorla kabzadan ayrılmamış çünkü kabzanın içi zarar görmemiş, ancak erimiş olması gerekir kılıcın kabzadan bu şekilde ayrılması için. Ama ne yazık ki hepiniz o öğrenciyi gördünüz ona denk gelen herkes PES ETSİN. Bir kılıcı eritebilen bir kişi gerçekten tehlikeli olmalı."

Öğrenciler de el mahkum kabul etmişlerdi. Çünkü öğretmenleri haklıydı.

Yarın ilk turun son günüydü gerçekten de 5 gün içinde son bulmuştu. Tabi bu daha başlangıçtı.

RaidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin