Raiden sv 15 yıldırımını etkinleştirmiş ve normalde 10km/sn hıza ulaşması gerekirken vücudunun hız, dayanıklılık ve güç bakımından gelişmiş olmasından kaynaklı olarak 20km/sn hıza çıkıyordu ve x2 hızını da etkinleştirince 40km/sn hıza ulaşıyordu. Aynı zamanda Kara Yıldırım elementinin verdiği görüş alanında herhangi bir yere ışınlanma kısmını da kullanıyordu ve alemi su 5 olduğu için görüş alanı 5,500 metrelik alanı da gördüğünü var sayarsak bu hız çok fazlaydı yani saniyede 5500 metre hıza sahip desek yanlış olmazdı.
Yazar bütün bu özellikleri verirken aklından ne geçiyordu acaba diyen okuyucular da vardır elbet. Neyse devam edelim Raiden halinden memnun sonuçta, paraya, toprağa ve üne de ihtiyacı olmadığı için artık yazarın sözünü kesip konuşma gereksinimi de duymuyor. Ondan bahsediyoruz hala konuşmuyor. Vay be artık bizi de tanımıyor.
Raiden Kuro Köyüne bakıyordu ama tuhaf bir şekilde fazlasıyla sessidi. Bu sessizlik hiç normal değildi. Raiden tabi ki de bütün hızlarını kapatmıştı. Hatta havaya bakarak kontrol bile etmişti. Bulutlar hareket halindeydi. Raiden ilerlemeye devam etmişti köyde hiçbir canlı yokmuş gibiydi ama bazı yerlerde yol ortasında sadece teki olan terlikler vardı. Tabi bu durum orada birilerinin yaşadığını doğrulamıyordu.
Raiden köyde ilerledikçe kılıç kullanan kişiler için Tahta adam görmüştü bazı çizikler almış olsa da sağlamdı belli ki köylüler kendileri oymuştu onu. Biraz daha ilerledikçe okçular için hedef tahtalarını da görmüştü. Üstünde 3 tane ok vardı. Eğer okun ucu metalden yapılmışsa ve hala keskinse köy yeni sessizliğe gömülmüş demekti, ama eski ve paslanmışsa köy daha önceden sessizliğe gömülmüş demekti.
Okların üçünü de hedef tahtasından çıkardı. Oklar doğal olarak kendisine zarar veremeyeceği için bir eline bir bez parçası almış ve oklardan birini dik tutup bez parçasını üstüne bırakmıştı ama bezde sadece iğne ucu kadar bir delik meydana gelmişti. Ama o anda burda başka birinin de talim yapma ihtimalinin olabileceği aklına geldi ama hiçbir okçu talim alanında oklarını bırakmazdı.
Yani köylüler yeni sessizliğe gömülmüştü. Peki köydeki avcılar neden oklarını geride bırakacak kadar, köyde yaşayan halk neden terliklerinin tekini geride bırakacak kadar korkmuş ve kaçışmışlardı?
Raiden'in yapacağı tek şey kalmıştı. Bedensel gelişimin görme, duyma, koklama tekniklerini etkinleştirmişti. 5500 metre içinde hareket halindeki bir sineği dahi duymaya başlamıştı, 5500 metre içindeki her çiçeğin kokusunu alabiliyordu bu aklındaki bitki bilgileriyle de birleşince çevrede yüzlerce çeşit bitkinin olduğunu öğrenmişti, 5500 metre içerisindeki herşey zihninde görünüyordu, 100-200 arası enerji canavarı olsa da köye oldukça uzaktı. Yine de köylülere ait bir görüntü belirmemişti bunun sebebiyse ya köy boştu yada kapalı kapılar ardındalardı.
Herşeye rağmen nasıl olurda duyma ve koklama alanından kaçabilirlerdi.
"Hmm 200 kişi 100 ev, 20 çocuk, 50 genç, 30 yaşlı, 50 adam ve 50 kadın. Buradaki herkes bir aile gibi. Aile kuran buraya gelmiş, kendi aleminde ufak bir yer. Bu 30 kişiden hangisi köyün ileri gelenlerinden. Eğer bunca yıldır bir lider gelmediyse bu köye, muhtemelen o kişi çoktan lider olarak anılmaya başlanmıştır. Şu anda herkes tam olarak nerede toplanmış." dedikten sonra sesin en yoğun olduğu yere doğru yürümeye başlamıştı karşısına bir bina çıktı çok iyi bir durumda değildi. Ama çok kötü de değildi bütün camlar kırık olsa da duvarlar sağlamdı.Binadan içeriye girdiğinde ses aşağıdan geliyordu. Duyduğu ses de kalp atış sesleri, nefes alış sesleri, bazende susmaları için yaptıkları şşşt sesi.
Raiden
"Demek bu yüzden bu köyde hiç yönetici olmamış. Köy yarı, yarıya bitik bir vaziyette. Buraya gelen biri köyden hiçbir gelir elde edemez. Yada köyü geliştirmeye çalışmaz sonuçta masrafları gerçekten fazla olacak. Şöyle bir bakınca kıcırdayan tahtalar, kırık kapı ve pencereler, çatlak duvarlar sanki sürekli savaş içinde bulunan bir köy edası var ve bunu güçlendiren de birkaç kilometre ötede bir ormanlık alanın bulunması. Akıllarda kalan soruysa o ormanlık alandan bir köyü bu hale getirecek canavarın ne olduğuydu. Demek bu yüzden herkes vaz geçmiş ve yeni bir arazi isteğinde bulunmuşlar. Sanırım bu köy göründüğü kadar aciz değil, gerçekten zekiler. Ama ben onlar gibi değilim tek bir hapla binlerce altın kazanıp bu köyü yenileyebilirim. Ama önce bu köylüler aşağıya nasıl inmiş olabilir?" demiş etrafı gezmeye başlamıştı. Bodrum kata doğru giden bir kapı vardı onu açtı ama bodrum katı boştu.Raiden etrafı gezmeye başladı. Binadaki bütün kapıları denese de hiçbiri köylülerin olduğu alana gitmiyordu. Eğer Kara Yıldırım elementindeki ışınlanma görüş alanıyla sınırlı olmasaydı çoktan onların yanına ışınlanmıştı.
"Bak bu can sıkıcı oldu işte. Hangi köyde gizli bir geçit olur ki? Köydeki hiçbir kapı oraya gitmiyor. Kara yıldırımdaki boşluk kısmını kavrasam da duvarların ardındaki boşluğu göremiyorum. Sanırım bu sebeple ışınlanmam görüş alanımla kısıtlı. Gölgelerin arasına girip karanlık elementiyle bedenimi gizleyeyim, yürürken, nefes alırken hatta kalp atışımdan çıkan sesi de karanlık elementiyle gizlersem, benim gittiğimi düşünüp illaki dışarı çıkacaklar. Ben de o odaya nasıl girdiklerini öğrenmiş olurum."
***
Odada
Bir kadının sesi zihinsel olarak
"Gitmiş midir yüce efendi?"Yüce efendi denilen adam zihinsel olarak herkese
"Haha herkesten saklanıp gizlenebilir. Hatta kalbinin atış sesini bile gizleyebilecek kadar usta birisi olabilir ama onun orada olduğunu biliyorum. Benden saklanamaz sonuçta boşlukta bir yer kaplıyor. Ben boşluk elementi kullanıcısıyım dünyadaki depolama eşyalarının çoğunu ben yapıyorum. Ama yerim öğrenilirse herkes peşime düşer. Bu yüzden siz de biliyorsunuz ki bu köy benim kamuflajım."Bir erkek zihinsel olarak
"Doğru eğer bu köyde sizin gibi birinin yaşadığı öğrenilirse buradaki herkesi katlederler sırf sizi gördüğümüz, sizi sakladığımız için. 18 yıl içinde sadece 2 kişi geldi ve bu üçüncü, son 8 yıldır kimse gelmiyordu. Bu sefer ki gelen kişi bu köyü gerçekten almaya kararlı gibi."Bir çocuk
"Nasıl kararlı olmasın ki? Bu köy 18 yıl önce yok olan Kaage Krallığından geriye kalan tek yer." Bütün herkes çocuğa bakıyordu çünkü zihinsel değil sesli cevap vermişti.Tabi ki de Raiden şok üstüne şok yaşadığı için içinden
"Kaage krallığım yok edilmiş, kaage ailemin binlerce yıl geliştirdiği krallık, odalarında tuttuğu dünyaları alacak hazine ve belgeler, her şey yok mu edildi? Halkın birbirine bir aile gibi davrandığı yer yok mu edildi?" diyerek aklından eski anılarını düşünmeye devam ediyordu.Çocuk da anında ağzını kapatmış olsa da. Kimse onun bir çocuk olduğu için suçlayamazdı. Yine de gözlerinden yaşlar dökülmeye başlamıştı kendisini gerçekten kötü hissettiği buradan bile anlaşılıyordu. Bu köyde herkes bir aile gibiydi ceza verilse de ağır cezalar değildi. Hata yapanı o farketmeden geliştiren cezalar veriliyordu. Örneğin karanlıktan korkan birini 10 saniye karanlıkta tutmak gibi ve o 10 saniye bile karanlıktan korkan biri için saatler gibi gelebiliyor. Yada kolları güçsüz olan birine şınav cezası veriyorlardı. Çocuklar için bu ceza gibi görülse de aslında onların gelişimiydi.
Raiden sonunda gözlerini açmıştı ve sağ gözü kızıl renkliydi. Ayağa kalkmış tam göbek kısmına doğru yürümüştü.
Yüce efendi zihinsel olarak herkese
"Kimse çıt çıkarmasın belki duymamı..."
BAAAAM sesiyle beraber adamın sözü yarım kalmıştı. Siyah renkli bir ışık gibi bir şey düz bir çizgi halinde yumruk kalınlığında bir delik açmıştı. Aynı anda birden, az önce konuşan çocuğun karşısında beyaz saçlı, simsiyah kıyafetlere bürünmüş, sağ gözü kızıl renkli ve sol gözü siyah renkli bir genç duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raiden
FantasyBir imparator'un ihanete uğraması. Bir efsanenin bitişi. Şimdi o efsanenin başka bir dünyada tekrar doğuşuna yükselişine, bu efsanenin tarihe altın harflerle yazılmasına şahitlik edeceksin. "Ya karanlığa giden yolda git yada aydınlığa doğru giden...