Raiden

Bölüm 129 Eric ve Raiden

Eric, Laila'yı kollarına almış, Louis'i odada yerde baygın halde bırakıp gitmişti. Hemen ardından parmağındaki kara gül yüzüğüne emir vererek Raiden'in yerini öğrenmişti ve oldukça şaşırmıştı çünkü bulunduğu krallık Gin krallığı olarak geçiyordu.
"Raiden'in soy adıyla aynı krallık, acaba ona ait olabilir mi? Kızıl gezegende sıradan biri bu gezegende soylu biri, bir dakika kızıl gezegende de Kızıl Kralın baronuydu. İki dünyada da soylu. Onun kontrolündeki köy 2 haftada ziyaretçilerle birlikte kasaba oldu. Gerçekten şaşılacak birisin Raiden, yakında kızıl gezegende bir Gin Krallığı olursa şaşırmam. Ona ne kadar yalan söylesem de bizim tarafımıza geçmesi için, bu yüzden pişman değilim. Kollarımdaki kız beni reddetti hemde hiç düşünmeden, ya seni seviyor ya da seninle arkadaş olmak istiyor, her ne olursa olsun seninle olmak istediği kesin Raiden, bizim ailemizin koruması altında olduğun için sana zarar verecek hiçbir şey yapamayız, Louis seni bizim ailemizde kimin koruduğunu bilseydi bu kızın senin kölen olması için sana yalvarırdı." demiş Eric Kale kapısından içeri girdiği gibi bütün askerler zorla dizlerinin üstüne çöküyordu, başlarını dahi kaldıramıyorlardı, gelen kişiyi görmeyi bırak hissedemiyorlardı bile. Sadece ayak seslerini duyuyorlardı ve attığı her adımda yer titriyordu. İlerlemeye devam etmiş Raiden'in yatak odasının kapısına ulaştığında kapıyı tıklatmıştı. Bu ses bütün kalede yankılanmıştı ve General Raiden'in yatak odasına en yakın kişi olsa da diz çökmüş haldeydi ve kıpırdayamıyordu.
"Böylesine güçlü bir adam neden Raiden'den izin istiyor odaya girmek için." General şaşkındı.

Kapı açıldığı gibi Bütün kaleden geçen kara yıldırımlar patlamış, boşluk bükülmüş ve Raiden Eric'in arkasında ortaya çıkmış ve Laila birden Raiden'in kollarına geçmişti, sol kolula Laila'yı tutarken, sağ elinde Eric'in boğazına dayadığı kılıcı tutuyordu
"ONUN SENİN KOLLARINDA NE İŞİ VAR ERİC."

Eric şok olmuştu, her ne kadar onun gücü hakkında bilgiler edinse de bizzat şahit olmak bambaşka bir şeydi üstelik gücü hiç de bildiği gibi değildi, onu görememiş, hissedememişti bile. Üstelik kendisi evren alemi 2nci seviyeydi, kendisinden düşük olan herkesi hissedebilirdi. Buna rağmen Raiden'i hissedememişti.

Eric
"Dedesinin yanında güvende olmadığını düşündüğüm için onu senin yanına getirdim. Onun kılına bile zarar vermedim."

Raiden
"EĞER ZARAR VERMİŞ OLSAYDIN BU ŞEKİLDE KONUŞUYOR OLMAZDIN, KILICIMDA BOĞAZINDA DURMAZ YOLUNA DEVAM EDERDİ. ÖLMEYECEĞİNİ Mİ DÜŞÜNÜYORSUN? KILICIMI MANTİKOR ZEHRİYLE GÜÇLENDİRDİM, EN UFAK ÇİZİK BİLE SENİ ÖBÜR DÜNYAYA GÖNDEREBİLİR." demiş ve kılıcını yüzüğüne koymuştu.

Raiden kibir ve ezercesine bir bakış atmış zihinsel olarak
"RAHATLAYABİLİRSİN ERİC, HER NE KADAR EVREN ALEMİNDE OLSAN DA, SANA YETİŞMEME YALNIZCA 7 SEVİYE KALDI. BU KAPANMAYACAK BİR AÇIK DEĞİL."

Eric kulaklarına inanmıyordu zihinsel olarak
"Sen 2 hafta önce su 5 alemindeydin nasıl yıldız 5 alemine yükseldin?"

Raiden gülümsemiş
"Unuttun mu Ben hap yapım ustasıyım, seviye hapı yapmak benim için ne kadar zor olabilir ki? Zararlı etkilerinden arındırmak benim yeteneklerime bağlı, zararlı etki 0 sence hap yapımında ne kadar yetenekliyim."

Eric hiçbir şey söyleyemiyordu, 2 haftada böyle yüksek bir seviye atılımı yaptığına göre günde yüzlerce seviye hapı alması gerekiyordu ve 10 tanesi bile adam öldürmeye yeterdi en azından başkası yapınca. Yani Raiden doğruyu söylüyordu tahminlerine göre. 0 zarar bunu koca evrende yapabilecek kişiler 1 elin parmak sayısını geçmiyor ki ve onlar da insan değil, Aydınlık İmparator, Karanlık İmparator, Zaman İmparatoru, Ketsueki ailesinin kurucusu ve Jigme hap yapamasa da hapı zararlı etkilerden arındırmanın yollarını biliyordu. Şimdi Raiden de onlara katılmıştı. Üstelik Ustası Jigme'nin aksine o Hap yapabiliyordu bu da onu ilk 5e koyuyordu. Bu nasıl bir canavar. Diyordu Eric.
Üstelik diğerlerine ulaşılamıyordu hap yapması için ama Raiden'e herkes ulaşabilirdi ve isterse hap yapabilirdi, bu yüzden onun 0 zararla hap yaptığını öğrenen herkes onun safında yer alacak ve Raiden'e zarar verecek kişi tüm evreni karşısına almış olacak. Bu nasıl bir güç böyle.

Raiden Eric'in omzuna dokunmuş ve birden kollarında Laila ve karşısında Eric'le Kızıl Gezegende ortaya çıkmışlardı.
"Şimdilik Kızıl gezegende bulun, ben Ejder gezegenine geri dönüyorum. Orda yapmam gereken şeyler var."

Eric şok olmuştu
"Sen buraya yapay zeka sisteminle getirmedin, sen boşluk kullanıcısı mısın?"

Raiden gülümsemiş ve kolları arasında Lala ile birlikte kaybolmuştu.

Eric şaşkınlığını koruyarak
"Bu gülüş, açıkça onaylamaydı. Alan Ustalığı, Hayvan Terbiyeciliği, Demircilikte de Hap yapımındaki kadar ustaysa onu kimse karşısına almak istemez ve bir de boşluk elementi kullanıcısı olduğu da öğrenilirse bütün evrende 1inci sıraya oturur sonuçta o 18 yaşında ve daha da gelişeceği gerçeği Ketsueki ailesini bile tek başına bastırabilecek biri haline getirir." demişti buna inanmak istemiyorcasına.

***

Raiden yeniden Ejder Dünyasında ortaya çıkmıştı, Raiden'in yaptığı şey basitti ilk önce boşluk elementiyle portal oluşturup ışınlanırken aynı anda yapay zekasını aktifleştirip kızıl gezegene gitmişti daha ışınlanma hissi geçmeden ikinci birkez daha boşluk kullanarak ışınlanmış ve gezegene girmişti bu da Raiden'in boşluk elementini kullanarak ışınlanmış gibi göstermişti. Yoksa sadece görüş alanı kadar ışınlanabiliyordu. O da 7400metreydi ve katrilyonlarca kilometrelik uzaklıkta olan gezegenden bahsediyoruz. Kendi elementiyle birkaç saniyede varması bile söz konusu değil. Tabi ki de dönüşü kendisini hiç kasmadan normal bir şekilde yapmıştı.

Kucağında baygın halde yatan Laila ile birlikte yürüyordu Raiden kale kapısından içeri girdiğini gören askerler şok içerisindeydi. Raiden hiçbir şey demeden odasının yolunu tutmuştu, odaya girdiğinde Laila'yı yatağına yatırmış ve kendisine gelmesi için bir hap hazırlayıp onun burnuna yakınlaştırmış ve hap anında buharlaşıp nefes alma yoluyla hapı almıştı.

Raiden
"Kendisine gelecektir, neyse ki uyku hapıyla karıştırarak verdim, birden uyanıp da vücudu zarar görmesin diye. Sabaha uyanır artık, ben de o uyanana kadar kan elementine dair meditasyona devam edeyim." demiş yere oturup meditasyona girmişti.