Raiden bu sabah Bedensel gelişim kitabını kullanmıştı kullandıktan sonra kitap pek bir değişim görememişti. Rin'e sorarak ders verilen binayı bulmuştu ama kapıdaki görevli 1 ay boyunca ders verilmeyeceğini söylemişti ve görevli kapıya notu bırakıp ayrıldı. Raiden Ana okula doğru ilerlemeye başladı sonuçta Hana ona istediğin zaman beni görmeye gelebilirsin demişti. İyi bir ablaydı onun için ama Hana ile konuşurken eğitmen Hana olarak sesleniyordu.
Raiden yürüyerek varamayacağını anlayınca yıldırımları kullanmak istedi ama sıfırlandığını unuttuğu için kullanamamıştı. 9 kilometrelik yoldu 7 yaşında olduğu için adımları da küçüktü normal yürüse bile 1 kilometreyi en az 30 dakikada ilerlerdi yani en düşük ihtimalle 4.30 saate ancak varırdı. Ayrıca etrafta dolanan hiçbir ruh da yoktu ve at arabaları da yoktu. Bu da dış sahadan ana okula gitmek isteyenlerin olmadığını gösteriyordu. Raiden de
"Madem 1 ay okul yok Yıldırım Element Seviyemi geliştireyim nasıl olsa bolca açık alan var ve yıldırım elementinin ihtiyacı olan da bu." dedi ve evine doğru ilerleyip bahçesine oturdu ve meditasyona başladı bunun sebebi de vücudunda bulunan yıldırım elementini hissedebilmekti. Yıldırım elementini daha önce kullandığı için az da olsa bilgisi vardı, ama o bilgiler şu anda hiçbir işe yaramıyordu, galiba felaket denmesindeki bir diğer sebep te buydu. Gerçekten de hiçbir şey bilmeyen biri olarak başlıyordun.
Raiden gözlerini kapatıp yıldırımlara yoğunlaşmaya karar verdi bu temel kavramdı yıldırımlara ulaşıp onları hissetmeden kontrolün altına alamıyordun. Yani gerçekten hissetmek gerekiyordu daha doğrusu sağ elinin olduğunu hissediyor insan ama onun varlığını kanıtlamak için dokunmak yada görmek gerekiyor ya, bir elementi de öyle hissetmen gerekiyordu.
Raiden de bunun için uğraşıyordu. Meditasyon sırasında Raiden daha farklı düşünüyordu onun düşüncesi bardaktı evet bardak, gözlerinin önünde duruyor görüyor ama bardağı istediği gibi hareket ettirebilmek için dokunması gerekiyordu. Bu mantığı yıldırımda hayal etmeyi denedi yani önce yıldırımları zihninde aynı o bardak gibi görmeliydi. Yoğunlaşmaya devam ediyor ama bardağı görmek bile daha kolaydı diye geçiriyordu içinden. Artık daha da fazla yoğunlaşmıştı öyle ki zihni kendisini dışarıya kapatmıştı.
Raiden yoğunlaşmaya devam ederken çok ufak da olsa sarı renkli bir yıldırım noktası parladı. Yani yıldırım sarı renkliydi işler az daha kolay başlamıştı Raiden için, sarı noktaya yoğunlaşmaya başlamıştı. Sarı nokta giderek büyüyordu en sonunda parmak kalınlığı kadar bir boya ulaşmıştı artık az da olsa nokta olmaktan çıkmış çizgi şeklini alıyordu.
Raiden bu işe oldukça yoğunlaşmıştı dışarıyı unutmuştu önceki sistemi şimdiki sistemle karşılaştırırsak devede kulak kalıyordu. Raiden sarı yıldırıma yoğunlaşmaya devam ediyor ve artık bir kalem boyutundan bir hançer boyutuna kadar büyümüştü yıldırımı. Raiden artık yıldırımın verdiği o iç rahatlatan ısısını hissetmeye başlamıştı. Raiden yıldırıma dokunmalıydı ve bunun için daha da fazla yoğunlaştı.
Raiden elini yıldırıma her uzatışında eli yıldırımın içinden geçiyordu. Aynı bardak mantığıydı bardağa dokunabilmek için onun yerini gerçekten hissetmen gerekiyordu. Mesela gözlerin kapalı ama bardak karşında duruyor elini uzatsan dokunacaksın ama biri gelip bardağın yerini değiştirirse ona nasıl dokunabilirsin ki. Ya bardağı hissedip yerini bulacaksın yara göz bandını çıkarıp bardağı o şekilde bulacaksın.
Raiden de olansa buna benzer bir durumdu tek fark gözü açık ama dokunamıyordu yani hissederek onun yerini bulması gerekiyordu. Yoğunlaşmaya devam ediyordu "eğer yıldırım buraya gelmiyorsa ben ona giderim." demişti artık zihninde oturmaktan vaz geçmiş yıldırıma dokunmak için ayağa kalmıştı ve yıldırımda aynı şekilde yükseliyordu ama Raiden pes etmiş değildi. Gerçekten ona ulaşmak istiyordu ona ulaşmak için zıplıyordu ve her zıplayışında sarı yıldırım mesafeyi açıyordu en sonunda yıldırıma dokunmuştu ve parmak ucundan başlayarak bütün vücuduna sarı yıldırım yayılmaya başlamıştı.
Raiden
"Merhaba parçam efendine tekrar hoş geldin" dedi ve yıldırım Raiden'in vücuduna girmeye başladı ve kendisini hiç olmadığı kadar özgür hissediyordu. Sanki kuş kadar hafif ve bir dağ kadar da ağırdı garip hissediyordu ama mutluydu artık meditasyondan çıkmalıydı ve şu anda yıldırımın kaçıncı seviyesinde olduğunu öğrenmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raiden
FantasyBir imparator'un ihanete uğraması. Bir efsanenin bitişi. Şimdi o efsanenin başka bir dünyada tekrar doğuşuna yükselişine, bu efsanenin tarihe altın harflerle yazılmasına şahitlik edeceksin. "Ya karanlığa giden yolda git yada aydınlığa doğru giden...