Raiden ertesi günü sarayındaki yatağında uyanmıştı. Acaba nasıl bir eğitim olacaktı. Ama öncesinde annesinin yanına uğramalıydı, araştırmalar, Kara Gül Suikastçileri derken 8 gündür uğramamıştı onun yanına. Eğer kopmaları iyileştiren hapı yapabilirse annesi ne kadar mutlu olurdu veya evren nasıl bir kaosa sürüklenirdi bilmiyordu.
Raiden yukarı kata çıkmış ve koca kalenin içinde annesinin odasına doğru ilerlemeye başlamıştı, kapıyı açıp içeri girdiğinde bir yandan kapıyı kapatırken diğer yandan
"Anne seni iyileştirecek hapı bulmaya epey yaklaş...." diyebilmişti, kapıyı kapatmış ve başını kapıya yaslamış ve yere bir iki derken pek çok göz yaşı akmaya başlamıştı. Sessizce sadece göz yaşları akıyordu.
"Sanırım artık hapı bulmak için araştırmalara gerek kalmadı." demiş ve yataktaki annesine doğru bakmaya başlamıştı, bu odaya ne zaman girse hep sıcaklık vardı, neşe vardı, mutlulukla atan kalp sesi vardı, işte Raiden'in en çok sevdiği ses annesinin kalp atışlarını dinlemekti.Ama şu anda annesinin yüzü gülse de, oda buz gibiydi, neşe yoktu, mutluluk yoktu, annesinin kendi kalbine sapladığı bıçak sayesinde atan kalp sesi yoktu.
Komidinde bir de not vardı. Raiden notu almaya gittiğinde, Alvin de Raidendeki hüznü farketmiş olsa da kıpırdamamıştı.
Notta:
"Canım oğlum Raiden, her ne kadar öz oğlum olmasan da kim ne derse desin benim oğlumsun. Seni her zaman sevdim, dünyalar, evrenler bile bu sevginin yanında küçük kalır. İşte bu sebeple kolum ve bacağım olmadan sana sadece yük olurum, sen güçlenen ve gelişen bir çocuksun veya gençsin, benim bu eksikliğim yüzünden sürekli yanımda olman gerek, bunu başlarda yapabilirsin sürekli yanımda olabilirsin ama binlerce yıllık bir ömrün var ve elbet bir gün ayrılmak isteyeceksin ama yapamayacaksın.Çünkü arkamda benim desteğimi bekleyen annem var diyeceksin. Bu da seni kısıtladığım anlamına gelir. Raiden sen kısıtlanmayı hak etmiyorsun, özgür olmalısın, istediğin yere gidip, istediğin ve sevdiğin kişiyle evlenmelisin, yeni yerler keşfetmelisin, yeni bilgiler, yeni güçler elde etmelisin, binlerce yıllık yaşamını benim için büyük ama senin için zamanla küçülecek, gittikçe daralacak bir sarayda yaşamana izin veremem, bana mutlulukla bakacak olan o gözler bana hep mutlulukla bakacak ve yapmak istediğin o hapı yap ve tüm evren o hap için karşında diz çöksün, çünkü o hapı yapabilen sadece sensin, öyle birinin ölmesine kim izin verir. Mutlu ol Raiden, mutlu ve umutla yaşa, yeri geldiğinde üzül yeri geldiğinde öfkelen kısaca hayatını yaşa Raiden. Hoşçakal oğlum umarım uzunca bir süre görüşemeyiz."
Raiden bu satırları okurken artık göz yaşlarına hakim olamamış sessizce ağlamaya başlamıştı. Neden hep böyle oluyordu ki? Neden hep kendisi güçlendikçe bir başkasının veya değer verdiği birisinin ölümünü görüyordu. Raiden kısık sesle
"Neden ölüm denilen şey var? Neden ölümsüzlük yolu var? Bu olaylar sürekli çevremdeki birilerinin ölmesiyle mi sonuçlanacak? Ben güçlensem de güçlenmesem de hep çevremdekiler bir bir ölüyor." derken oda kararmaya başlamış, soğumaya başlamış, buz kütleleri oluşmaya başlamıştı, Raiden annesinin elinden tutmuş ve
"Kurutma" demişti. Kara yıldırım da hareketlenmiş ve kemikleri yok etmişti.
"Toprak olup birilerinin üstüne basmasına izin veremem, gökte olup kuşların sana çarpmasına izin veremem, suda olup balıkların seni yemesine izin veremem. En azından bu şekilde sürekli benimle olacaksın, Öyle bir güçleneceğim ki, ben yere düşmedikçe seni kimse ezemeyecek." demişti. Kurutma yeteneği de aynı zamanda seviye atlamış ve Can Kurutma olmuştu. Aynı şekilde anlayamadığı elementi de daha rahat hissetmeye başlamıştı, biraz daha netti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raiden
FantasyBir imparator'un ihanete uğraması. Bir efsanenin bitişi. Şimdi o efsanenin başka bir dünyada tekrar doğuşuna yükselişine, bu efsanenin tarihe altın harflerle yazılmasına şahitlik edeceksin. "Ya karanlığa giden yolda git yada aydınlığa doğru giden...